27."Kural bir;..."

182 25 8
                                    

Merhaba canolar :)
Yaklaşık bir aydır bölüm eklemiyorum sanırım. Ama inanın bu hikayeyi boşladığımdan dolayı değil. İnternet yetersizliği, zaman yokluğu ve derslerin yoğunluğuyla karma bir liseliyim. O yüzden yazacak düzenli bir vaktim olmuyor. Bende her gün elimden geldiğince birkaç paragraf yazmaya çalışıyorum. Takipte kalan okuyucularıma şimdiden bekledikleri için çok teşekkür ediyorum. İyi okumalar :-*

*

Gözlerimi Melih'e dikmiş tedirgince vereceği cevabı beklerken her an kararımdan dönebilirdim. Ben bile sorduğum soruya şaşırırken onun tepkisini tahmin edemiyordum.

Ama şöyle bir düşününce bana yüzme öğreten kişinin Melih olması, Eren olmasından daha akıllıca geliyordu. Eren'in tek yaptığı bana yürümekken Melih'in birkaç arsızca iması dışında bana yavşadığını görmemiştim. Belki fazla vakit geçirmediğimden de olabilirdi tabii. Yine de her ne kadar yüzüne karşı söylemesemde beni bir iki kez kurtarmıştı ve bu durumdan ona minnettardım.

Tatil köyünde ağaçtan düşerken beni o tutmuştu. Bizi deli adamın teki kaçırdığında da adamı etkisiz hale getirmişti. Şimdide benim iyiliğimi düşünüyor gibi bir şeydi. Tamam, onun yüzünden boğulma tehlikesi geçirmiş olabilirdim ama bu onun isteği dışında gerçekleşen bir olaydı.

Evet, bütün yol boyunca bunları düşünmüştüm. Ve şu sonuca varmıştım; Melih güvenmediğim insanlar arasında en çok güvenebileceğim kişiydi.

Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırıp uzunca bir süre baktı. Sanırım kararlı olup olmadığımı falan ölçüyordu. Bu kadar uzun süre ve dikkatle bakması nedense beni heyecanladırmıştı. Vay amınakoyim. Ben ben. Aslı Ataberk. Bu çocuktan bu kadar mı korkuyorum yani? Oysa korkuma rağmen onun sinir olacağı birçok şey yapıyorum. Gidişat böyle devam edecekse bana yüzme de öğretemez.

"Ciddi misin sen?"dedi sonunda. Kaşları hala kalkıktı ama o biçimli kaşları indirse yüzü yine ifadesizliğe bürünecekti sanki.

Tamam, 'Bana yüzme öğretir misin?' sorusu o kadar da saçma olmamalıydı. Ne yani? Yüzme öğretmek isteyen de kendisi değil miydi? Niye bu kadar panik yapıyordum ki?

Tükürdüğünü yaladığın içindir kınk.

İç ses şu an seninle polemiğe giremeyecek kadar bokumbok duygular içerisindeyim. Hatırlat bir ara seni döveyim. Aha lan. Yine kafiye yaptım.

Cevap vermek için yeteri kadar uzun zaman beklediğimi fark ettiğimde ağzımda bir şeyler gevelemeye başladım. "Bilmem. Ciddi miyim? Ciddi olmalı mıyım? Yani ben de bilmem ki acaba ciddi olsam mı? Ciddi olsam senin işine gelir mi ki? Çünkü şu an Melih kara suları içerisindeyim ve sanırım senin işine geleni yapmam lazım. Yoksa yapmam lazım değil mi? Doğru. Bana ne ya. Niye senin işine geleni yapayım? Ben Aslı Ataberk'im oğlum. Yok lan ben ciddi değilim."

Şu Aslı'yı ciddilesekte mi arabadan indirsek? Yoksa ciddilemesekte mi arabadan indirsek?

Gözlerini devirdi. Pür dikkat bana bakarken tane tane konuştu bu sefer. Bir eli direksiyonda ben indikten sonra yola devam etmek için hazır oldaydı. "Ciddi misin?"diye tekrarladı.

Sanki 'evet' desem dövecekmiş gibi bir hali olduğundan diğer ayağımı da arabadan attım ve inerken "Değilim, değilim."dedim hızla.

"Bıraktığın için sağol hödükçüğüm. Kib bay." deyip arabanın kapısını kapatacağım sırada devasa bir hızla bana doğru atılıp bileğimi yakaladı ve beni içeri çekti. Toto üstü tekrar koltuğa gömüldüm. 'Tmm arkdşlar. Beni buraya gömdünüz gidebilirsiniz. Çk rahat brası.s.s.s' ruh halimden kurtuldum hemen tabikide.

Keten PrensesWhere stories live. Discover now