26.Yavşaklı Çucuk

194 20 16
                                    

*İyi Okumalar^_^*

~Melih Aslı'ya 'Yüzme öğreteceğim.' dedi. Aslı şok...~

Size bir şey söyleyeyim mi canlarım? Göt korkusu Allah'ın insanlara verdiği en büyük lütuftur. İnsanın kendini korumasını sağlar. Güvenli bir yer arayışına geçmesini... Bende şimdi tam olarak bunu yapacağım.

Kendimi korumam gerekiyor sonuçta. Ve şu an büyük bir tehlike içerisindeyim. Tehlikenin adı ise; Melih. Melih Yücel. Bana yüzme öğreteceğini iddia ediyor. İnanabiliyor musunuz? Sizi bilmem ama ben inanamıyorum. Daha doğrusu bunu söylerken tek amacının bana 'yüzmeyi öğretmek' olduğuna inanamıyorum.

Bu yüzden onun bu ani girişiyle gözlerim anında Melih'e döndü. Ne demek 'Gerek yok. Ben öğreteceğim.' ? Sen kimsin de bana yüzme öğretiyorsun?! Asıl sana gerek yok! Ben kendi kendime öğretirim, yine de senden bir şeyler öğrenmem!

Düşünsenize Melih'in bana yüzme öğrettiğini. Beş dakikanızı ayırın ve Hödüklerin Efendisinin bana yüzme öğrettiğini hayal edin. Sizce nasıl olur? Anlatayım;

~Aslı'nın hayali~

Yeni aldığım bikinilerim ve ben yine muhteşemliğimizi şahane bir şekilde gözler önüne sererek kendimizi yüzme öğrenmeye hazırlamıştık. Öğretecek olan kişi Melih olunca pek bir şey beklemesekte umudumuz hala vardı. Neticede hocaları hiçbir şey anlatmadığı halde sınava giren bir eğitim sisteminin öğrencileriydik ve bunu da başarabileceğime yürekten inanıyordum.

Melih bana umursamaz bakışlarını yöneltip "Hadi." dedi ve başıyla büyük, dalgalı denizi işaret etti. Beni beklemeden denize yürümeye başladığında omuz silkip onu takip ettim. İçimde hafif bir heyecan vardı ama etrafa onun gibi umursamaz havası vermeye çalışıyordum.

Ayaklarım Akdeniz'in ılık sularına değdiğinde alışmak için fazlaca değerli olan birkaç saniyemi ayırdım ve sonrasında su omuzlarıma gelene kadar ilerlemeye devam ettim. Bu süreç içerisinde ise Melih hödüğü ukala tavırlarıyla beraber önümde duruyordu.

Denizin içerisinde Melih ile karşılıklı bir şekilde hareketsizce durup bakışırken sıkılıp "Ne bekliyorsun?"dedim. "Başlasana öğretmeye."

Başını salladı. "Öğreteceğim tabii."dedi sözcüklerindeki belirgin imayla. Birde sinsi gülüşü vardı ki sormayın. Gözlerimi kısıp ona baktım. Ne demeye çalışıyordu bu aptal? Ne ima ediyordu? Hiçbir şey anlamamıştım.

Ellerini omuzlarıma koydu. "Bak şimdi..." dedi. Sanırım artık derse başlıyordu. Fakat hemen ardından bir elini başıma koyup kafamı suya gömdüğünde çırpınmaya başladım. Amen Tanrım! Bu çocuk dellenmişti!

Saniyeler boyunca tuzlu suda çırpınmama rağmen ancak o istediğinde çıkarttı beni sudan. Hem de saçlarımdan çekerek! Kesinlikle hayatımda yapabileceğim en büyük hatayı yapıp Hödüklerin Efendisine güvenmiştim ve şu an bunun pişmanlığını yaşıyordum.

Başımı çıkarttığında ateş saçan gözleriyle bana bakıp hunharca kahkaha attı. "Bu anam için!"

"Me-mö-mölöh!!!" Konuşmaya çalıştım onu engellemek için. Ama başarısız olmuştum.

Keten PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin