29.Hadi dedeler sizi bekler nineler.

260 18 9
                                    

İyi okumalaaar ^-^

***

Bermuda şeytan üçgeni için gerekenler;
-Aslı Ataberk
-Cengiz Ataberk(Babam)
-Melih Yücel

Şu an o uğursuz üçgeni oluşturmak için listedeki her şey tamdı ve ben çok tırsıyordum. Tamam, babam normalde erkek arkadaşım olmasına bir şey demezdi. Yani Melih'i sevgilim sansa bile bir sorun çıkmazdı ama ailemle tanıştırmadığım halde kapımın önünde, merdiven basamağında gizlice el sıkıştığım bir sevgili ortaya garip bir durum oluşturuyordu. Açıklamasını nasıl yapacağım ise cabası.

'Baba, Melih bana kaşar dedi. Sonra da işte kendini affettirmeye gelmiş. Benim de lanet olasıca bir yufka yüreğim var. Özrünü kabul ettim.' mi? Kalsın.

Olayın paniği ile bir hala elini sıktığım Melih'e bir de babama yapmacık bir gülümseme ile bakıyordum. Melih'te benim bu tepkimden dolayı ne yapacağını şaşırmıştı. "Aaa babacım hoşgeldin."diyerek gelenin babam olduğunu anlasın diye Melih'e gönderme yaptım. Durumu çakmaması gibi bir ihtimal yoktu. Madem bu kadar çok birbirimize benziyoruz, zeki de olması lazım bu çocuğun.

"Melih'cim ben sana o ödevi-"dedim. İstemsizce dilim sürçmüştü. Ne ödevi be Aslı?! Yaz ayındayız, ne ödevi?!

Melih beni kurtararak "Hahah ödev dedi ya. Kitap kitap! Alırım senden bir ara. Takma kafana. Okumadıysan bir an önce oku ama güzel kitaptır."demesiyle başımı onaylarcasına salladım. Sonra fark ettim ki biz hala ve hala kurban bayramında iki tonluk büyük baş için pazarlığa girmiş amcalar gibi elimizi sallaya sallaya sıkıyoruz, hemen çektim.

Ayağa kalkıp babama gülümsedim. Babam Melih'in yüzüne biraz bakıp gözlerini kıstı. "Oğlum ben seni bir yerden tanıyorum sanki ama..."dediğinde üç buçuk atıyordum. Videoyla fame olmak böyle bir şey işte. Her yerde bir tanıdığınız çıkıyor. Mesela beni rezil eden Melih vs. Babam.

Korktuğum tam olarak buyken olası bir kavgada yapabileceğim pek bir şey yoktu. Aralarına girmeye çalışır, çok olsa iki yumrukta ben yerdim. Kaldı ki Melih'in babama yumruk atma gibi bir olasılığı da yoktu. Yani yoktur İnşallah. Babamı daha önce hiç mor gözle görmedim, görmek istemem. Allah'ım konuyu nerelere getirdim ya.

Melih'le birbirimize bir bakış attık. Melih ise "Yok. Ben sizi daha önce görmedim."dedi uysalca. Daha önce onun bu halini hiç görmemiştim diyemeyeceğim, anneme de bu numaradan yapmıştı şerefsiz. O var ya o, nasıl dönektir o. Babam başını iki yana sallayıp yanımıza yaklaştı. Yavaş yavaş sinirlenmeye başladığını görüyordum. Eyvah! Hatırladı işte.

"Sen benim kızımı internete düşüren serseri değil misin?!"dedi hiddetle. Elinde ekmek poşeti olmasaydı bayağı bir korkutucu olurdu bence ama işte ekmek poşeti vardı ve korkamamıştım. Gerçi korkması gereken zaten ben değildim ama korkutucu değildi yani. Onu bi şeyapalım.

Melih başını yere eğer falan diyordum ama o ifadesiz bir şekilde babama bakıyordu. Az önceki benim gibi yapmacık bir şekilde gülümseyen halinden eser kalmamıştı. Ortam gittikçe gerginleşince haliyle yüzü de düşmüştü ama garip bir şekilde annem ya da babamın yanında saygısından ödün vermiyordu. Hiç değilse bunu yapabiliyor olması içimi ferahlatmıştı.

Melih'in kendini nasıl savunacağını açıkçası bende merak ediyordum. Beni ifşa etme gibi bir durumla karşılaşacak olursam bende onun kirli çamaşırlarını ortaya dökerdim ve olay büyüdükçe büyürdü. Bunu göze almadan bir konuşma yapacağını düşünmüyordum. "Efendim, o olay biraz karışık. Bende istemezdim bu kadar büyümesini ama kızınızın ne kadar yaramaz biri olduğunu biliyorsunuzdur..."

Keten PrensesWhere stories live. Discover now