13.Bölüm

4.6K 144 1
                                    



Eve gelmiş dinleniyordum.Kafede tanıştığım insanlar eğlenceliydi.Çok fazla oturmadan kalkmıştım.

Rüzgar komik ve sempatik biriydi ayrıca hakkını yememek lazım yakışıklıydı da.Maalesef ki sarışın sevmiyordum.

Onun dışında arkadaşları Deren,Arslan ve Kemal'di.Deren eğlenceli bir kızdı.Arslan ve Kemal kardeşlerdi.

Öğrendiğim kadarıyla aynı okulda okuyorduk.Hatta giderken Rüzgar numaramı almıştı.

Eve geldiğimde henüz saat öğleden sonra 4'tü.Yemek yemiş televizyonun karşısında sıkıntıdan patlıyordum.

Aklıma gelen babamla gözlerim doldu.Neden böyle olmuştu? Annem her ne olursa olsun bana baban şehit oldu dememeliydi.Babam kötü biri miydi? Bu yüzden mi tanımamamı istiyordu?

Sıkıntıyla ellimi saçlarımdan geçirdim.Ne yapacağımı bilmiyordum.Düşündüm.

Öncelikle babamın kim olduğunu bilmek istiyordum.Bunun için tek seçeneğim teyzemdi.Ama ondan yardım alamazdım.

En iyisi biraz dışarı çıkıp hava almaktı.Odama gidip üstüme uzun bir sweat altına şort giydim.Çantamı alıp kapıya yürüdüm.

Ayakkabılıktan ayakkabımı alacakken gördüğüm ayakkabıyla aklıma mükemmel bir fikir geldi.Sinsice güldüm.

***

Geldiğim kafede en dip köşeye oturmuştum.Gözlerimde siyah gözlüklerim,üstümde siyah kabanım vardı.
Elimde ise menü.

"Bu kılığın ne ajan filmi mi çekiyoruz?"

Karşımda konuşan kişiyle gözlerimi devirdim.

"Bak canım-"

Kaşlarını kaldırdı
"Canım?"

-Ehehe- gülüşü yapıp

"Şey yani lafın gelişi canım.Ayy yani canım yok.Hem sen niye canım olacaksın ki? Senin gibi canım olacağına canım çıksın."

Masaya vurulan elle devam edemeden yerimde sıçradım.

"Beni saçmalamak için mi çağırdın?"

Gözlerimdeki gözlüğümü çıkarak saçlarımı savurdum.

"Bak bana Üsteğmenciğim bana ani hareketler yapma."

Öne doğru eğilerek yüzüne yaklaştım.

"Karşında küçük göreceğin biri yok"

Sırıttı

"Öyle mi? Karşımda küçücük duran sen mi söylüyorsun?"

Gözlerimi yüzünde dolaştırıp en son dudaklarında durdum birkaç saniye.Tekrar gözlerimi gözlerine çıkardım.Kısada olsa onun gözleri dudaklarıma düşmüştü.

Mesafeyi sıfırlayıp yüzüne eğilerek kulağına fısıldadım.

"Emin ol görsen küçümsemeyip hatta karşında o küçük dilini yutacağın çok şey var."

Tekrar yüzüne baktım
"Görmek ister misin?"

Afallamış bir şekilde duruyordu.Boğazını temizleyip.

"Tövbe tövbe çekil kızım şurdan bi rahat dur."

Kıkırdayarak uzaklaştım.

İmalı imalı bakmaya başladım.

"Ee ne istiyorsun benden buraya ye çağırdın beni?"

Duruşumu düzleyip cevap verdim
"Olaylardan haberin var mı?"

"Az çok duydum bir şeyler."

"Senden bir şey istiyorum.Yardım eder misin?"

Eliyle çenesini sıvazladı.
"İsteseyeceğin şeye bağlı"

"Aslında çok kolay.Senden Halit Öztürk hakkında bilgi yani özgeçmişini istiyorum."

"Neden ona sormuyorsun?"

"Ben şu an ne yapacağımı bilmiyorum.Ama babamın kim olduğunu neler yaşadığını ilk önce uzaktan bilmek istiyorum."

Gözlerime kitlendi
"Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorsun.Eğer gidip babanı tanımaya çalışırsan ona bağlanıp hayal kırıklağına uğramaktan korkuyorsun."

"Bu seni ilgilendirmez.Bana yardım edecek misin etmeyecek misin?"

Geriye yaslanıp sırıttı.
"Keyfim isterse"

Bakalım Dolunay babası hakkında neler öğrenecek

DOLUNAYWhere stories live. Discover now