15.Bölüm

3.7K 136 0
                                    


Sabah erkenden kalkıp hazırlandım.Bugün okul vardı.Uykusuzluktan ölüyordum keşke dersim iptal olsa da gitmesem

Evden çıkmış mahalleyi iniyordum.Aslında bu mahalleye gelmiş geleli kimseyle muhattap olmuyordum.Birkaç defa komşular tanışmak için kapıya gelmişti ancak ben kapıdan binbir türlü bahanelerle göndermiştim.

İnerken sağımda çekirdek çitleyen teyzeleri gördüm.Eğer hemen burdan kaçmazsam bu dedikoducu tayfadan kurtulamazdım.Hayır anlamıyorum ki saat sabahın körü bunlar ne alemde?

Hızlı hızlı geçmeyi planlarken bana seslenen teyze yüzünden durmak zorunda kaldım.

"Hanım kızım bakar mısın?"

Kafamı onlara döndürdüm.

"Buyur teyze"

Gözlerini belertip yanındakilere baktı.

"Kız ne teyzesi ablan yaşındayım ben senin."

Gözlerimi devirdim.

"Ee kızım kimlerdensin sen?Nerden geldin? Tek mi kalıyorsun?"

Yanındaki yaşlı kadın sorularını bir bir sıralayınca içimden çığlıklar atmaya başladım.

Nasıl kurtulucam diye düşünürken gelen bağırış sesleriyle herkes dikkatini oraya verdi.

Karşı evden bağırış sesleri geliyordu.

"Vah vah şerefsiz yine karısını dövüyor."

Diyen teyzeye dönüp baktım.Ne demek karısını dövüyor.

Hızlı adımlarla o eve ilerledim.Arkamdan seslenen teyzeleri dikkate almadım.

Hızlı üst üste zili çalmaya başladım.Kapı birkaç dakika sonra hızla açıldı.

"Ne var lan sabah sabah kapıyı çalıyorsun?"

Karşımda beyaz atletli adeta kıl kumağı bir adam sinirle bana bakıyordu.

"Asıl sen napıyorsun şerefsiz karını dövüyorsun"

Sinirle bana baktı.

"Sanane lan kevaşe seni ilgilendirmez git burdan."

Ettiği hakaretle sinirle gözlerimi yumdum.

"Öyle mi gitmiyorum lan ne yaparsın?Orospu çoçuğusun ama bunun annenle ilgisi yok."

Attığı tokatla nevrim döndü.O nasıl tokattı lan osmanlı tokadı.

Etrafdakiler endişenelerek söyleniyordu.
Şimdi bu adama haddini bildiricektim.

Kolundan tuttuğum gibi mahallenin ortasına fırlattım.Bozulan dengesini fırsat bilerek diz kapağına tekme attım.Ardından kasıklarına tekme atıp kolllarını kitleyip yüz üstü yere düşmesini sağladım.

Teyzemden arakladığım kelepçeyi çıkararak bileklerine taktım.Ayağı kalkıp ard arda tekme atmaya başladım.

"Kevaşe ha al sana kevaşe piç herif.Sizin yüzünüzden kaç kadın ölüyor lan."

Hem dövüp hem sinirle bağırıyordum.Kollarımdan tutulmamla hareket edemedim ilk önce.

"Bıraksana be bu hayvanı öldürücem."

Hala kolumu bırakmayan insana söylenmeye başladım.

"Lan bırak siz anca uzaktan izlersiniz bu adamlar karılarını döverken şimdi bırak beni."

Hala bırakmıyordu.Gelen polis siren sesleriyle sinirle arkama döndüm.

"Bırak de-"

Gözlerimin hizasında gördüğüm tek şey geniş omuzlar ve göğüs.Kafamı kaldırıp beni tutam şahısa baktım.Neredeyse 2 m boyunda dalyan gibi bir adam.Simsiyah saçları,kömür gözleri ve bunlara tezat süt gibi teni vardı.Yutkundum.

"Bırak demiştim."

Tek kaşını kaldırarak baktı.

"Bende bırakmamıştım."

Duyduğum ses kusursuz bir sesti.

***

Şu an nerde miyim? Kafamı demirle yaslamış çıkmayı bekliyordum.

Ya beni niye içeri attılar anlamadım.Neymiş adamın kolunu kırmışım.O hayvanda karısını dövmeseydi.İfademi almışlardı.Çıkmak için ailemden gelen birini bekliyordum.

Kapıdan giren ikiliyle
"Harika" mırılandım.

Annem ve babam hızla yanıma gelip ilk önce beni süzüp hasar kontrolü yaptılar.

Annem sinirle babama döndü

"Senin ne işin var burda kim haber verdi sana?"

Babam alayla gülümsedi.

"Ne oldu küçük ceylan bu çocuğu tek başına mı yaptın? Tabii ki bende gelecektim."

Küçük Ceylan mı? Gözlerimi belerttim.Annem hayatta hoşlanmazdı böyle şeylerden.

"Sensin Küçük Ceylan bin kere söyledim bana şöyle seslenme diye.Kaç yaşına gelmişim adamın söylediğine bak."

Sinirle söylendi.

"Yavrum aradan yıllar geçmiş ama hala ilk gördüğüm gibisin.Merak etme çıtırsın çıtır."

Annem kıpkırmızı kesilmişti.Sinirden mi utançtan mı bilemedim.

"Bana bak-"

Sinirle annemin sözünü kestim.

"Yeter beni burdan çıkarmayacaksanız gidin burdan."

Araya benim girmemle ikisinin gözü de bana döndü.

***
Sonunda o parmaklıklardan çıkmıştım.Karakoldan sağımda annem solumda babamla çıktım.

Kapıda gördüğüm adamla kaşlarım çatıldı.Bu mahallede beni tutan şahıstı.

Gelip babamın karşısında durdu.El sıkıştılar.

"Sağ ol koçum haber verdiğin için."

"Önemli değil komutanım.Eyvallah."

Şaşkınca baktım
"Nee bu mu sana haber verdi.Nerden tanıyor bu beni?"

Kollarımı göğsümde bağlayıp sinirle cevap vermelerini bekledim.

"Ömer bizim askeriye yeni geldi.Önceden başka şehirdeydi.Senin taşındığın mahallede yaşıyor.Rica ettim sana göz kulak olması için."

"Bana sormadan nasıl bunu yaparsınız Halit Bey?"

Şefkatle yüzüme baktı.

"Kızımın güvende olmasını istiyorum."

Gözlerim doldu.

"Benim korunmaya ihtiyacım yok Halit Bey.Ben babasız büyüdüm.Ve inan bu saatten sonra bi babaya ihtiyacım yok."

Kırılan gözlerini gördüm,kalbime battı.
Özür dilerim baba belki suçun yok ama içimdeki o küçük kız kendini savunmaya çalışıyor....

Evettt yazdığım en uzun bölüm oldu.Aslında bu bölümün başında yazarken aklımda böyle bir şey yoktu içimden geldii anasını satayım içimden geldii

DOLUNAYWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu