26.Bölüm

2.4K 102 4
                                    


VOTE ATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN🌸

Sabaha kadar düşünmekten uyuyamamıştım.Kalkıp kahvaltıyı hazırladım.Asaf abim misafir odasında kalmıştı.Çayı masaya koyarken mutfağa abim girdi.

Gülümseyerek yanıma gelip başımdan öptü.
"Günaydın güzelim."

"Günaydıın."

Kahvaltı boyunca şakalaşmış modumu yerine getirmişti.

Askılıktan kabanımı alıp kapıya çıkıp ayakkabılarımı giyinirken karşı evin kapısı açıldı.Gözlerimi oraya çevirince Ömer'le göz göze geldik.Surat ifadesi ciddi dursada gözleri hüzün barındırıyordu.

Gözlerimi gözlerinden çekmeden Asaf abime seslendim.
"Abiciğim hadi geç kalıyoruz."

İçerden abim seslendi
"Tamam geliyorum güzellik."

Ömer dediğim şeyden sonra gözlerini sımsıkı yumdu.Tekrar açtığında o hüzünden eser kalmamış gözlerime sertçe bakıyordu.

Hiçbir şey söylemeden hızla merdivenleri inip gitti.

Abim yanıma gelince evden ayrıldık.Beraber hastaneye girdik.Stajlar yaklaşık 1 haftadır başlamıştı.Haftada 3 gün staj vardı.Bende stajımı abimin çalıştığı yani hastanenin sahibi olan Çağan babamın hastanesinde yapmak istemiştim.
(Hemşirelikte kaçıncı sınıfta stajlar başlıyor bilmiyorum araştırmadım da.Bildiğiniz gibi Dolunay 2.sınıfta kafama göre söyledim doğru değilsede kusura bakmayın.)

Hangi bölümde olduğumu öğrenip bölümdeki hemşirelerle tanışmıştım.Yoğun ve zorlayıcı olsa da günümün sonuna gelmiştim.Üstümü değiştirmeye gidecekken adının Seda olduğunu hatırladığım hemşire bana seslendi.

"Acilde pasumanını yaptırmak isteyen hasta ısrarla seni çağırıyor."

"Sağ ol ilgilenirim ben."

Israrla beni isteyen hastayı merak etmiştim.İlk günden kim beni nasıl tanırdı ki? Kafamdaki düşüncelerle acile geldim.Arkası dönük adamı görünce hemen onun olduğunu anlamıştım.

Yanına gidip karşısına geçtim.
"Buyrun beni istemişsiniz."

Gözlerini yüzümde dolaştırıp tekrar gözlerime bakıp tebessüm etti.Heybetli duruşuyla epey dikkat çekici bir aurası vardı.Hafif karnını sıyırıp bana gösterdi.

"Yaralarımın sarılmasına ihtiyacım var hemşire hanım."

Gözlerimi devirdim
"Burda bir sürü hemşire varken ben neden?"

Dudaklarını büzünce çok tatlı olduğunu düşündüm.Bu adam nasıl bu kadar sempatik olabilirdi anlamıyorum.

"Benim yaralarımın ilacı sensin benim minik kardeşim."

"Sakın! Ben senin kardeşin falan değilim bunu aklından çıkar."

Kaşlarını çatmaya başladı.

"Bak neden böyle önyargılı davranıyorsun anlamıyorum ben sadece abin olmak istiyorum.Sana bir zarar vermedim ki ben neden bu kadar zorsun?"

Sözlerini umursamayıp yarasını pansuman etmeye başladım.İşim bitince gözlerine baktım.

"Biliyor musun çok şanslısın çünkü seni büyüten bir baban varmış.Sen babanla gününü gün ederken ben gece baba diye ağladım.Benim babam olduğunu öğrendiğim adamın zaten çocuğu varmış her gece onun başını okşarken ben bi görüntüsüne muhtaçtım.Evet seni kıskanıyorum babamla geçmiş ömrün ve bu beni deli ediyor ne abisi olmaktan bahsediyorsun ha? İstemiyorum seni de babanıda."

Bir şey söylemesine izin vermeden hızla çıkıp gittim.Arkamdan ne kadar seslensede onu atlatıp üstümü değişip hastanenin arka kapısından çıktım.

Ciğerlerime dolan temiz havayla rahatladım.Söylediğim sözler çocukça mıydı bilmiyorum ama içimdeki kız çocuğunu susturamıyordum.

Hava hafiften kararmıştı.Yürümeye karar verdim.Geçtiğim sokaklar biraz ıssız gelsede umursamadım.
(Bilirsiniz klasik watty kızı ne zaman ıssız bir sokağa girse başına bir şey gelir)

Yerde olan bakışlarımı yukarı çıkarınca iki silahlı adamın bana doğru geldiğini görünce ne yapacağımı şaşırdım.

Adımlarım geriledi hızla koşmak için hareketlenecektim ki bulunduğum yerde tam yanımdan kurşun geçince olduğum yerde dondum.Arkamı dönüp onlara baktım.
Sağ taraftaki konuştu.

"İşimizi zorlaştırma bizimle geliyorsun."

"Neden?"
Sorum aptalcada olsa insan neden kaçırılacağını bilmek isterdi.

"Soru sorma bizimle geleceksin o kadar şimdi yürü."

Tam bir şey diyecekken karşımdaki iki adamda peş peşe gelen iki kurşunla diz çöküp düştü.Daha ne olduğunu anlamadan kolumdan çekilip boş bir sokağa getirildim.

Olanların farkına varınca çırpınmaya başladım.Beni tutan simsiyah giyinmiş şapkalı adam konuşunca olduğum yerde durdum.

"Sakin ol sana zarar vermeyeceğim."

Bu ses ona aitti.Kaçırıldığım zaman kaçmam için yardım eden ayrıca dün rüyama giren adamın sesiydi.Emin olmak için eğilip yüzüne baktım göz göze geldiğim kara gözlerle şokla gözlerim büyüdü.

"Sen...sen osun.Neden anlamıyorum."

Bir cevap vermedi.

"Kimsin sen? Dost musun düşman mı? Vatanı için hizmet eden bir adam mısın yoksa vatanına ihanet eden köpek soyu mu? Kimsin?"

Fısıltı şeklinde çıkan sesimle bir cevap bekledim.

Evett söz verdiğim gibi bölüm geldi ve normalden uzun yazdım umarım beğenirsiniz.

Şu aralar Votelerin azaldığını fark ettim lütfen vote atmayı unutmayın.İyi günlerde kalın🌸

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin