Dokuz

50.6K 4K 2.8K
                                    




Derin bir nefes alarak ellerimi taşa koydum ve hızla kendimi yukarıya doğru çektim. Ardından ayağımla destek alarak ayağa kalktım.

Yaklaşık yarım saattir yürüyorduk. Hava aşırı derecede soğuktu. Ve bu yetmezmiş gibi çantalarımızda yine kilolarca yük vardı.

Ancak biz alışık olduğumuz için bize pekte işlediği söylenemezdi. Fakat bunu polis özel hareket için söyleyemeyecektim. Aslan gibilerdi, onlara hiçbir sözüm olamazdı.

Ama gerimizde kalmışlardı, bu da gerçekti. Timdekilerde yanıma geldiğinde tekrardan yürümeye başladım. Diğerleri de benimle birlikte yürümeye başlarken, önümüzdende komutanlarımız gidiyordu.

"Birader sen şimdi diyorsun ki, beş yüz metre atıyorum ben?" Arkamdan gelen sesle dikkatim dağılırken, hafifçe kafamı çevirdim ve konuşan kişiye baktım.

Polis Özel Harekattan biriydi. Yanındaki de Melih'ti. Tanımadığım adamın koluna girmiş, onunla birlikte yavaş yavaş arkamızdan geliyordu.

"Atıyorum tabii, timdeki en iyi askerle konuşuyorsun şu an." Dediği şeyle kaşlarım havaya kalkarken, yüzümde ufak bir sırıtma oluşmuştu.

"Atma lan göt." Kıraç'ın sesi gelirken, Melih hemen itiraz etti.

"Öyleyim tabii." Sesini yükseltti. "Sen beş saat iki metrelik karda yatmak nedir bilir misin Kırkapat?" Artist artist kurduğu cümleyle iki timdende gülüşme sesleri geldi.

"Kırkapat ne lan?" Emre'nin sorduğu soruya katılırken, Melih'in cevabı gecikmedi.

"Kıraç'ın tam tersi işte." Kıraç öğürürken birkaç kişinin daha hoşnutsuz sesi kulaklarımızı doldurdu. Eş zamanlı olarakta diğer timden sorumlu olan komutanın sesini duyduk.

"Arkadaşlar boş yapmayın da yürümenize bakın, uçurum aşağısı. Düşerseniz aşağıya  tıkarlar pamuğu, koyarlar mezara." Dediği şeyle çıt sesi çıkmazken, kafamı yan tarafıma çevirdim ve aşağıya baktım.

Neyseki uçurumdan aşağıya iniyorduk, birazdan bu düşüncemizi bir kenara atabilecektik. Derin bir nefes alarak buz tutmuş ellerimi sürttüm ve biraz olsun ısınmaya çalıştım.

Düşüncelerimi ne kadar bir kenara atmaya çalışsamda, bir türlü başaramıyordum. En fazla birkaç dakika sürüyordu. Ardından tekrardan aklıma düşüyordu Alphan komutan.

Neden böyle davranmıştı hiçbir fikrim yoktu. Normal bir insanın böyle davranacağını da düşünmüyordum açıkçası. Çünkü ben hiçbir saygısızlık yapmamıştım.

Ayrıca bir beklenti içinde olduğumda doğru değildi. Söyledikleriyle bunu ima etmişti ve bu beni kırmıştı. Çünkü her ne kadar inkar etmeye çalışsamda, beni hastaneye götürmesi ve biraz olsun ilgilenmesi, hoşuma gitmişti.

Ancak onda bu düşüncenin tek bir zerresi bile yoktu. Belkide beni en çok kıran şey buydu. Benim için anlamlı olan bu hareket, onun için hiçbir şey anlamına geliyordu.

Gerçi ne bekliyordum ki? Derin bir nefes aldım.

"Öff ya." Dudaklarımdan istemsizce bir sitem çıkarken, yan tarafımdaki Emre'nin bakışlarının çehreme değdiğini hissettim.

"Alaz." Kafamı ona çevirmedim. Önümdeki yola odaklanmıştım.

"Hmm." Mırıldanarak ona karşılık verdiğimde, derin bir nefes aldı.

"Sen sanki iyi değilsin." Dediği şeyle ilgimi çekerken, yan gözlerle ona baktım.

"Nereden çıkardın bunu?"

BORDO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin