On Beş

47.8K 3.7K 3.4K
                                    



"Emredersiniz."

Adamlar hararetlenerek arkadaşlarıma doğru yürümeye başladıkları sırada, kafam hâlâ aşağıya doğru eğikti.

Duyduğum ses gerçekti.

Yaşadığım şeyler gerçekti.

Ve Alphan komutan bunu cidden yapmıştı.

Gözlerime gözyaşları hızlı bir şekilde akın ederken, dişlerimi sıktım. Ardından omuzlarım titremeye başladı. Ağzımdan bir kıkırdama çıkarken, kendimi tutamadım.

Ağlamamak için gülüyordum.

Belkide düştüğüm bu acınası duruma.

Omuzlarım şiddetle sarsılmaya devam ederken, gülmeye devam ettim. Ancak kafamı kaldırmadım. Onun gözlerine bakmadım.

Birkaç dakika aralıksız gülmeye devam ederken, çevremdeki kişilerin yanımda duraksadığını, ardından hareketlenerek arkadaşlarımın yanına yürüdüğünü hissediyordum. Delirdiğimi düşünüyor olmalılardı.

Ancak onlarada bakmadım. Hepsinden nefret ediyordum.

Bu olan şey ağırdı.

Çok ağırdı.

Biz sadece komandoyduk. Bu eğitim fazlaydı. Ve insan olan askerlerine böyle bir şey yapmazdı. Dişlerimi sıkarak gülmemi durdurduğumda, yanıma birkaç kişinin eğildiğini hissettim.

Emre'yi nazikçe kucağımdan kaldırarak sedyeye koyduklarında, tekrardan güldüm.

Onu bu hale onlar getirmişlerdi, şimdi nazikçe davranmanın ne faydası vardı ki?

İçimde büyük bir öfke oluşurken, kafamı kaldırmadım ve oturduğum yerden kalkmadım. Birkaç kişi yanıma gelerek benimde tedavi olmam gerektiğini söylemişti ancak onları dinlememiştim.

Kaldırmaya çalıştıklarında ise gördükleri tek şey onlara nefretle bakan gözlerimdi. Bunu gördükten sonra bir daha da yanıma yaklaşmamışlardı.

Dakikalar sonra depoda sessizlik oluşurken, ellerimi saçlarımın arasına daldırdım ve hafifçe çekiştirdim. Aklımı kaybedecek gibi hissediyordum.

İçimde derin bir ihanet ve acı duygusu vardı. Hayatım boyunca duyacağım bir vicdan azabıda hemen arkasından geliyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Ruhsal olarak çektiğim acı fiziksel olarak çektiğim acının çok önündeydi. Gözlerimi kapatarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

Hepsini dövmek, bize yaptıkları gibi parçalamak istiyordum. Ancak mantıklı yanım bu anda bile beni terk etmemişti.

Bunlar onların suçları değildi.

Görevleriydi.

Tek suçlu olan kişi Alphan komutandı.

Bu gerçek kalbimi derinden yaralarken, sesli bir şekilde burnumu çektim ve ellerimi soğuk betona yasladım.

Ardından ellerimden destek alarak zorlukla bedenimi doğrulttuğumda, bedenime korkunç bir ağrı saplandı.

İnlememek için dişlerimi sıktım ve elimi karnıma bastırdım. Midem bulanıyordu. Öfkenden başımın döndüğünü hissediyordum.

Belkide saatlerdir aç olmamdan ve öldürülesiye dövülmemden dolayıydı, bilmiyordum. Bu psikolojiyle şu an yaşamak istediğim de söylenemezdi.

Dişlerimi sıkarak zorlukla arkamı döndüğüm sırada, gördüğüm silüetle adımlarım duraksadı. Olduğum yerde durdum ve karşımdaki adama baktım.

BORDO | BXBWhere stories live. Discover now