Elime şampuan dökerek saçlarımı köpürtmeye başlarken, kalçamı hafifçe salladım ve yukarıdan akan sıcak suyun altına girerek şarkı söylemeye devam ettim.
Birkaç saat sonra uçağımız vardı ve biz nihayet bu askeriyeden siktir olup gidiyorduk. Şimdi ise hepimiz duşa girmiş, sıcak suyun tadını çıkartmaya çalışıyorduk.
Saçlarımın arasındaki köpükleri iyicene duruladığım sırada, Melih'in yan taraftan sümkürdüğünü duyarak yüzümü buruşturdum.
"Beynini mi bırakıyorsun pezevenk."
Emre'nin iğrendiği sesinden açıkça belli olurken, sırıttım ve avucuma tekrardan şampuan döktüm.
"Ya, dün akşam biraz üşütmüştüm. Burnum sümük doldu."
Melih mızmızlanarak tekrardan sümkürdüğünde, Kıraçın alaylı sesini duydum. "Gel yalayayım sümüklerini."
Birkaç kişiden öğürme sesi gelirken, güldüm ve bu seferde bedenimi yıkamaya başladım. Bedenimdeki köpükleri giderdikten sonra, lifin üzerine duş jeli sıktım.
Tam bedenimi keseleyecektim ki bir gümbürtü koptu.
"Lan orospu çocuğu! Bu ne!" Melih'in haykırışı bütün banyoyu doldurduğunda, timdekilerin kahkahaları yankılandı.
"Sandalye kanka, otur diye." Berk'in keyifli sesi gelirken, Melih'in kafasına boşluktan sandalye attıklarını anlayarak güldüm.
Büyük bir ihtimalle kafasına gelmiş olmalıydı.
"Bir çıkayım şuradan var ya, ebenizi sikicem sizin." Melih öfkeyle bağırdığında, diğerleri gülüşecek banyodan çıkmıştı bile.
Yaklaşık on beş dakika sonra bütün işimi hallettiğimde, havluyu belime sardım ve dışarı çıktım.
Emrede benden birkaç dakika önce çıkmıştı ve Melih hâlâ duş alıyordu.
Kıraç'ı ise bilmiyordum.
Aklıma Melih'i çıplak görüp dalga geçme fikri gelirken, hafifçe sırıttım ve Melih'in girdiği duşun yanına doğru yürüdüm. Su sesleri hâlâ kesilmemişti.
Ellerimi yukarıdaki fayansa dayayarak çevik bir hareketle yukarı doğru kalktığımda, gördüğüm şeyle az daha yere düşüyordum.
Ağzım iki metre açılırken, gözlerimde eş zamanlı olarak kocaman olmuştu.
Çünkü Melihle Kıraç delilercesine öpüşüyordu şu an suyun altında. Kıraç sandalyeye oturmuştu, Melih ise hemen kucağına.
Ve ikisi de çıplaktı amına koyayım.
İğrenircesine suratımı buruştururken, birkaç saniye daha onları izledim. Ardından çenemi kollarıma yasladım ve sırıtarak dudaklarımı araladım.
"Kolay gelsin beyler."
Sesimi duydukları anda iki birden hızla ayağa kalkarken, Melih az kalsın düşüyordu.
"Hassiktir!" Bağırarak kafasını kaldırdığında, sırıtarak onlara bakan beni gördü ve gözleri kocaman açıldı.
"Lan Alaz!" Kıraç sinirle bağırdığında, güldüm ve yüzümü buruşturdum.
"Bu gençlerde de hiç ahlak kalmamış." Sırıttım. "Nerede sikiş var oraya koşuyorlar. Hep bir dayama çabası, bir sikme çabası."
Ağzımın içerisinde cıkcıkladım. Ardından hızla ayaklarımın üzerine inerek ıslık çalmaya başladım ve yavaş yavaş yürüyerek banyodan dışarı çıktım.
