On Bir

51.8K 3.9K 3.8K
                                    



"Alaz."

Emre arkamdan gelerek beni durdururken, iç çekerek yavaşça ona döndüm ve gözlerinin içine baktım.

Benim için endişeleniyordu.

"Neden bizimle gelmiyorsun?" Endişeyle sorduğu soruyla hafifçe gülümsedim. Dudağımın yanındaki yara canımı acıtırken, eş zamanlı olarakta yüzüm çoktan buruşmuştu.

"Alphan komutan onu arabasında beklememi söyledi."

Söylediğim şeyle Emre'nin yüz ifadesi değişirken, kaşları hafifçe çatıldı. Ardından hoşnutsuzluk dolu bir sesle bana cevap verdi.

"Ne alaka? Ne yapacakmış seni?"

Omuzlarımı silktim ve bilmiyorum anlamında ellerimi iki yana açtım. "Bilmem ki, sanırım bu dayak işiyle ilgili bir şeyler soracak."

Verdiğim cevaptan tatmin olmadığını gözlerindeki bakıştan anlarken, içten içe bende tatmin edici bir cevap vermediğimi biliyordum.

Çünkü her ikimizde biliyorduk ki Alphan komutanın benden alacağı cevaplara ihtiyacı yoktu. O zaten gelmeden önce olayla ilgili bütün bilgileri edinmişti.

Emre sıkıntıyla iç çekerek dudaklarını araladı. "Yanında beklememi ister misin?"

Sorduğu soruyla dudaklarımda tekrardan bir gülümseme yeşerirken, kafamı hafifçe iki yana salladım ve elimi omzuna koyarak orayı hafifçe sıvazladım.

"Teşekkür ederim kardeşim, sen git."

Bir süre gözlerimin içine baktı. Ardından kafasını salladı ve o da omuzumu okşadıktan sonra arkasını dönerek bizimkilere doğru yürümeye başladı.

Bizimkilerin yanına vardığında onlara birkaç şey dediğini gördüm.

Ardından arabaya bindi. Bizimkiler bana gülümsediler ve el salladılar. Ardından onlarda arabaya bindi.

Birkaç dakika sonra ise karakoldan çıkmış, gözden kaybolmuşlardı. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes verdim ve birkaç saniye zaman tanıdım kendime.

Şu birkaç saatte birkaç ay yetecek kadar olay yaşamıştım. Ve bu bedenime biraz ağır gelmişti. Ayrıca dövüldüğüm için bütün bedenim sızlıyordu ve dışarıda felaket bir soğuk vardı.

Yolcu koltuğunun kapısına elimi koyarak hafifçe kendime doğru çektiğimde, kapının açık olduğunu gördüm. Rahatlamayla birlikte iç çekerek arabaya bindim ve kapıyı arkamdan kapattım.

Arabanın içi soğuktu ancak dışarıya göre daha iyi olduğu gerçekti.

O yüzden montumun fermuarını daha çok çektim ve yüzümün yarısını montumun içine sokarak bacaklarımı hafifçe araladım.

Şimdi daha iyiydim.

İç çekerek gözlerimi kapattım ve düşüncelerimi bir kenara itmeye çalıştım. Bugün yorucu bir gündü ve cidden bedenim sızlıyordu.

Acaba Alphan komutan şu an ne yapıyordu?

Olmuyordu.

Düşüncelerimi bir kenara itemiyordum. Sıkıntıyla iç çektim. Savcıdan dolayı başı belaya girer miydi? Ya da savcının mı başı belaya girecekti?

"Öfff sikeyim böyle işi."

Sıkıntıyla oflayarak saçlarımı karıştırdım ve kafamı arkaya atarak koltuğa yasladım. Tek çarem beklemekti şu an.

Kollarımı göğüsümde toplayarak, koltukta hafifçe geriye doğru kaydım ve yatma pozisyonu aldım. Alphan komutan için iyi şeyler olması için içten içe dua etmeye başlamıştım.

BORDO | BXBWhere stories live. Discover now