Otuz Beş

31.7K 2.4K 979
                                    



"Ben çok heyecanlandım amına koyayım."

Melih bağırarak önümden yürürken, Kıraçın arkasına doğru dönerek kafasına bir tane geçirdiğini gördüm.

"Amına koyma bir kerede be, git götüne koy, ağzına koy piç herif."

Kıraç kadınsal küfürlere çok karşı bir insandı. Aslında en iyisini de o yapıyordu ve çok doğru düşünüyordu.

Ancak yıllardan beridir ne yazıkki alıştığımız için hepimizin ağzından istemeden de olsa dökülüyordu.

Uyarısıyla birlikte içten içe buna daha çok dikkat edeceğimi kendime tembihlerken, elimdeki havluyu omuzuma astım ve sahaya doğru yürümeye devam ettim.

Futbol oynayacaktık.

Ve kazanan takım bu akşam yarınki son tur için önemli olan bir şeyi belirleyecekti. Bize ne olduğu söylenmemişti ancak önemli olduğunu bildiğimiz için hepimiz gergindik.

Diğerlerinin futbolla arası iyi gibiydi ancak benim hiç iyi değildi. Küçüklükten beri futbol oynamayı sevmezdim ve genelde basketbol oynardım.

Bu yüzden fazla bir şey yapamayacaktım bu akşam.

Sahadan içeri girdiğimizde formayı hafifçe çekiştirdim ve derin bir nefes aldım. İşin kötü tarafı bu akşam Kemal komutan ve Alphan'da burada olacaktı.

Ve bizi izleyeceklerdi.

Bu da demek oluyordu ki Alphan beni izleyecekti. Elim ayağım heyecandan dolaşırken, tekrardan derin bir nefes aldım ve toplanmış takımların yanına giderek bizimkilerin hizasına girdim.

Alphan ve Kemal komutan ellerindeki çekirdek ve kolayla bize doğru bakıyorlardı.

"Eveeet, hoşgeldiniz gençler." Kemal komutan sırıtarak giriş yaptığında, yüzümü buruşturmamak için kendimi sıkmak zorunda kalmıştım.

Adama aşırı kıl oluyordum geçen akşamdan sonra.

Geçen akşamki olay aklıma gelirken sırıttım. Taşşaklarına beton yettiremediğim sevgilim beni çok güzel bir şekilde korumuş, içimin soğumasına neden olmuştu.

Hatta nöbetimi neşeyle tuttuğum bile söylenebilirdi.

Ancak yinede tanka bir ton sövmüştüm gecenin ilerleyen saatlerinde. Çünkü trabzondaydık ve yağmur sürekli yağıyordu.

Artı olarak kış ayındaydık ve bu da soğuk demekti. Yağmurun vermiş olduğu ıslaklık ve kışın vermiş olduğu rüzgar birleşince, ortaya yatalak bir Alaz çıkıyordu.

Maalesef ki bünyem bu tarz şeylerde zayıftı. Bu da besinlerden tam anlamıyla faydalanamadığım için oluyordu büyük bir ihtimalle.

Boğazımın ağrıdığını hissederek yutkundum ve yüzümü hafifçe buruşturdum. Hasta olmaktanda, bu askeriyeden de sıkılmıştım.

Bir an önce İstanbul'a dönmek, bir süre Alphan'la vakit geçirdikten sonra kendi eğitim yerime dönmek istiyordum.

Ne kadar söylensemde oradaki günlerim arkadaşlarımla birlikte eğlenceli geçiyordu.

Ancak eğitimimin bitmesine iki ay gibi bir süre kalmıştı. Bu durum ne kadar sevindirici de olsa, üzücü yanları da vardı.

Birincisi Alphan'dan ayrılıyordum. İkincisi ise arkadaşlarımı göremeyecektim.

Düşüncelerim bana hüzün verirken, tekrardan Kemal komutanın sesiyle kendime gelerek derin bir nefes aldım ve ona odaklandım.

"Şimdiiii, timler olarak iki gruba ayrılın bakalım."

BORDO | BXBWhere stories live. Discover now