Yirmi Bir

48.1K 3.5K 2K
                                    




"Ayy Alaz emin misin?"

Manolya seke seke arkamdan gelirken, heyecandan kalbimin kulaklarında attığını hissediyordum.

"Tabii ki eminim ulan."

Ellerim titreye titreye dolaptaki kıyafetlerimi valizime yerleştirmeye devam ettim. "Bu fırsatı kaçırır mıyım?"

Manolya dediğim şeyle kahkaha atarken, hızla omuzuma bir tane geçirdi. "Heyt be yeğenim benim."

Dediği şeyle gülerken, tek kaşım havaya kalktı. "Birader falanda deseydin Manolya? Ne çıktı içinden kızım senin?"

Kıyafetleri toplamayı bitirdiğimde, aynanın önündeki parfümleri almak için oraya doğru yürümeye başladım.

"Ya sen onu bunu bırakta, bu İstabul işi nereden çıktı Alaz? Hani izindeydin ya?"

Sorduğu soruyla derin bir nefes alırken, yaklaşık yarım saat önce konuştuğumuz konuya gitti aklım.

Alphan komutanın sorduğu soruyla birkaç dakika olduğum yerde donmuştum.

Çünkü bildiğin adam bana benden hoşlandığını itiraf etmişti. Birkaç dakika sonra kendime geldiğimde, onu gülümseyerek onaylamıştım.

O da birkaç dakika susmuştu. Diyecekleri olduğunu bildiğim için ona zaman tanımıştım. Ardından bana kendisiyle birlikte İstanbul'a gelip gelemeyeceğimi sormuştu.

Birkaç haftalık bir izine çıkmıştı. Ancak İstanbul'da bir göreve çağrıldığını söylemişti. Evi de orada olduğu için, beni de çağırmıştı.

İlk önce biraz düşündükten sonra, kabul etmiştim. Neden etmeyecektim ki?

Hoşlandığım adam beni evine çağırıyordu. Hemde bu yakınlaşıp birbirimizi tanıyacağımız bir süreç olacaktı.

Kendi kendime gülerken, Manolya'nın beni dürtmesiyle kendime geldim. "Ne gülüyorsun be? Söylesene."

O homurdanırken, valizimin fermuarını çektim. "Ya tanışma faslı falan filan işte." Dediğim şeyle kaşları hınzır bir şekilde havalanırken, kendi kendine güldü.

Bende valizimi almış odanın dışına yürümeye başlamıştım bile. "Hehehe, siz şimdi öpüşürsünüzde."

Dediği şeyle elimdeki valizi düşürmek üzereyken sıkı sıkı tuttum ve kocaman açtığım gözlerimle ona döndüm. "Ne diyorsun Manolya?"

Hızla merdivenlerden aşağıya eğildim ve Alphan'ın orada olup olmadığına baktım. Neyseki orada değildi.

"Yalan mı canım? Aynı evde böyle bir adamla nasıl sabır gösterebilirsin?"

Aklıma doluşan görüntülerle dudaklarımda bir sırıtma oluşacakken, zorlukla bastırdım. İyicene arsız olmuştum.

"Sus."

Manolyayı susturarak merdivenlerden inmeye başladığımda, o da gülerek beni takip etmeye başladı.

Birkaç saniye sonra merdivenlerden indiğimizde, Alphan'ın ağır adımlarla yanımıza yaklaştığını gördüm. Birkaç saniye beni süzdükten sonra, hafifçe tebessüm etti ve Manolyaya döndü.

Tebessüm etti.

"Her şey için teşekkür ederim, Alaz'a iyi bakacağımdan emin olabilirsiniz." Dediği şeyle kaşlarım şokla havaya kalktı.

Saygılı bir tonda mı konuşuyordu o? Hemde Manolya ondan küçükken?

Manolya çekingen bir tavır takınırken, elini uzattı. "Olur mu öyle şey, hep beklerim. Sizli bizli konuşmaya da gerek yok ayrıca." Tebessüm ederek kurduğu cümleyle Alphan kafasını salladı.

BORDO | BXBWhere stories live. Discover now