On Dokuz

45.7K 3.9K 1.9K
                                    




Gördüğüm şeyle şok geçirirken, çevredeki komşuların şaşkın seslerini çok net bir şekilde duyabiliyordum.

Herkes korku doluydu.

Karşımdaki görüntü kalbimi sıkıştırmaya yeterken, merdivenleri hızlı adımlarla indim ve onların yanına doğru yürümeye başladım.

Bunca telaşa rağmen Alphan çok sakin bir şekilde, ellerini cebine sokmuş adama bakıyordu.

Onun bu sakinliği beni dahada hayrete düşürürken, hissettiğim sinirle adım dahada hızlandı. Birkaç saniye sonra kalabalığın yanına vardığımda, onları ittirdim.

Arkamdan birkaç kişi laf söylerken, onları hiç takmadım onların yanına yürümeye başladım.

Birkaç saniye sonra adamın silah tutan kolunu çoktan yakalamıştım bile.

"Ne yapıyorsun lan sen orospu çocuğu?"Öfkeyle bağırdığımda, adamın sinirle gözleri bana döndü. Ardından öfkeyle dudaklarını araladı.

"Bırak lan, sensin orospu çocuğu."

Sinirle dişlerimi sıkarken, kolunu daha fazla sıktım ve aşağıya doğru indirmeye çalıştım. Ancak bana engel olmaya çalışarak kolunu doğrultmaya çalışıyordu.

"Silahını bırak." Sinirle yüzüne karşı bağırdığımda, adam dahada öfkelenerek kolunu salladı ve elimden kurtulmaya çalıştı.

Yaptığı bu hareketin tehlikeli olduğunu bildiğim için elimi hızla kolundan çektim. Yanlış bir harekette silah patlar ve çevredeki sivillerden biri zarar görebilirdi.

"Öldüreceğim bu pezevengi de sahibini de." Öfkeyle dediği şeye anlam veremezken, çevredeki komşuların polise haber verdiğini duydum.

"Bana bak." Alphan ilk defa konuştuğunda, son derece sakindi. "Sıkacaksan sık dalavere yapma pezevenk."

Nasıl bu cümleyi sakin bir şekilde kuruyordu?

Yutkunarak birkaç adım geri gittim ve ardından yana dönerek Alphan'a doğru yürümeye başladım. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum ancak, koruma iç güdüm devreye girmişti.

Alphan'ın bakışları bana dönerken, dudaklarını araladı hızla.

"Gelme."

Dinlemedim. O sırada Manolya'nın gitmemem için bağırışlarını duyuyordum ancak umursamadım.

Tam yanında durduğumda, işte şimdi yüzünde bir duygu oluşmuştu.

Öfke.

"Git."

Sinirle dişlerini sıktığında, derin bir nefes aldım. Ardından kafamı iki yana salladım ve dikkatli gözlerle karşımdaki adamı incelemeye başladım.

"Lan birdiniz iki mi oldunuz?!"

Bağırarak ellerini saçlarına daldırdı.

Akıl sağlığı yerinde miydi?

"Polise şikayet edeceğim sizi." Sinirle tekrardan bağırdığında, endişeyle birlikte bir anda bedenime dolan öfkeyle dudaklarımı araladım.

"Lan it! Zaten karşındaki kişi devletin askeri!" Öfkeyle bağırdığımda, adamın birkaç saniye duraksadığını gördüm.

Ardından yüzünde tekrardan bir öfke oluştu. "Yalan söyleme! Bir haftadır evime gelip beni rahatsız ediyorsunuz!"

Silahı bu seferde bana doğrultup, silahın emniyet kemerini açtığında, Alphan komutanın birkaç saniye duraksadığını hissettim.

BORDO | BXBWhere stories live. Discover now