01, altay bayındır.

8K 117 2
                                    

⠀Ablanla birlikte onun üniversite arkadaşını ziyarete giderken orada ultra yakışıklı bir adama denk geleceğini bilemezdin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ablanla birlikte onun üniversite arkadaşını ziyarete giderken orada ultra yakışıklı bir adama denk geleceğini bilemezdin.

İsminin Betül olduğunu öğrendiğin kadın sizi arka bahçeye davet ettiğinde hâlâ bunun sıkıcı bir ziyaret olduğu görüşündeydin fakat dışarı çıktığında değişmişti her şey.

Manzaranın güzelliğiyle meşguldün artık.

Havuzda iki çocukla birlikte gülüşen adamdan gözlerini alamıyordun.

"Altay," diye seslendi bu sırada ev sahibi. "Misafirlerimiz var... Meyra gelmedi mi?"

Ardından ablana ve sana dönüp gülümsedi.

"Erkek kardeşim. Yeğenleriyle buluşma noktası olarak benim evi seçmişler."

O ikisi verandada ilerleyip şezlonglara yerleşirken sen orada dikilmeye devam ettin.

Onu izliyordun.

Kucağındaki bebekle birlikte havuzdan ustaca çıkışını seyrettin. Yutkunmana sebep olmuştu bu görüntü. İsmini az önce duyduğun çocuk size doğru ilerleyip bebeği Betül'e teslim ettiğinde yerinde dikleştin.

"Hoş geldiniz." demişti bu esnada uzun olan. Önce ablana ve ardından sana çevirdi bakışlarını. Nemli kıvırcık saçları hafifçe alnına dökülüyorken gözleri gözlerini bulunca sıcak yaz günlerine inat titredin. Ablandan bir 'hoş bulduk' yanıtı gelmesine karşın senden cevap alamayınca çekti bakışlarını.

Sonra kısaca muhabbete giriştiler.

Ablanla konuşurken bir taraftan da omuzlarına attığı havluyu kullanarak ıslak vücudunu kuruladığını gördün.

İştah açıcıydı.

Minik adımlarla ablana doğru yanaşıp dudak büzdün. Altay'ın bakışları bir kez daha seni buldu aralarına karıştığında. Bu defa suratında daha uzun oyalanmıştı. Suskunluğuna gerekçe arar gibi bir hâli vardı.

O gerekçe ta kendisiydi fakat bunu kestirebilmesi henüz mümkün değildi.

İsimlerinin Aybars ve Alparslan olduğunu öğrendiğin çocuklar gündeme oturunca sen biraz da olsa rahatlamıştın. Ufak yaşlardan pek hoşlanmadığın için sohbete dahil olmamayı seçiyordun ancak kulağın oradaydı. Şezlongun ucuna oturup bakışlarını bir kez daha Altay'a çevirdin.

Edindiğin bilgilere göre Alparslan'ın amcası; Aybars'ın ise dayısı oluyordu. Onlarla nasıl eğlendiğine bizzat şahitlik etmiştin. Kesinlikle ilgili bir adamdan bahsediyorduk. Yalnızca ateşli vücuduyla değil, düzgün diksiyonu ve hoş tavırlarıyla da dikkatini çekmeyi başarmıştı.

"Y/N?.. Nereye daldın yine?"

Gözlerinin önünde hareket eden beş parmak sonucu dünyayla iletişimi tekrar sağlaman uzun sürmemişti.

Minik Alparslan da dahil olmak üzere herkes sana bakıyordu.

Yutkundun.

"Efendim?" diye karşılık verebildin yalnızca. Gülüştüler.

"İçecek bir şeyler alacağız... Sen kal burada, sakarlık edersin şimdi."

Dalıp gittiğinin farkında dahi değildin... Adam aklını başından almıştı sanki.

Diğer ikisi ayaklandı ve sen de istemsizce kafa sallayarak onayladın ablanı. Alkol almamıştın lakin kesinlikle sarhoştun. Bu hâlde yardım etmeye kalkarsan muhtemelen bir kaza çıkarırdın zaten. Ablan seni tanıyordu artık.

Verandada yalnızca ikiniz kalmıştınız.

Ona kaçamak bir bakış attın ve yine ortada buluşuverdiniz. Sen iri gözlerinle onu süzerken koca bir tebessümle karşılık vermişti Altay. Utanarak bakışlarını başka tarafa çevirdin. Güldüğünü duydun bu defa.

"İsmin Y/N'di değil mi?"

Başını olumlu anlamda salladın o böyle sorunca. Dilini yuttuğundan artık neredeyse emindin. Sosyal becerilerinin sıfırın altına düştüğü o anlarda tek ihtiyacın biraz cesaretti fakat karşındaki adam öyle güzeldi ki her saniye kendini biraz daha yitiriyordun.

"Memnun oldum." diye eklediğinde kuruyan dudaklarını ıslattın.

"Ben de... memnun oldum."

Kısacık duraksamış olsan da cevap verebildin kendini zorlayarak. Dilini kaybetmediğin için oracıkta sevinç dansları etmeyi bile düşünüyordun aslında... Altay'ın cümlesi kesmişti zihninle kurduğun bu bağlantıyı.

"Daha önce tanışmış olmalıydık." demişti aynı ses tonuyla. Şaşkın bakışların bir kez daha onun yüzüne çevrildi. Tepkilerini dikkatle izliyordu ve tek elini sana doğru uzatmış vaziyetteydi sıkman için.

Kaşların havalandı, dudakların aralandı hafifçe.

Bilinçsiz bir hâlde karşındakini parmak uçlarından yakalayıverdin.

O bir kez daha gülümsediğinde kalbin artık çıkmak üzereydi.

"Son görüşmemiz olmasın." demişti.

Nasıl olabilirdi ki?

***

football players | one shots [OC]Where stories live. Discover now