07, pablo gavi.

7K 105 7
                                    

⠀"Hey, Y/N!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Hey, Y/N!"

Koridorda elindeki dosyalarla koşar adım ilerlerken birinin seslenmesiyle durdun. Bu kişinin Gavi olduğunu çok iyi biliyordun. Kulüpte olduğu her günü sana sulanarak geçirdiği için artık sesini duyduğun an çözüyordun kimin konuştuğunu. Parmak uçlarında geriye doğru dönüp ona baktın.

"Efendim?"

"Akşam yemeği teklifimi düşündün mü?" dedi sana biraz daha yaklaşarak. Önünde durduğunda dudak büzdün ve kucağında taşıdığın dosyalara baktın.

"Acelem var, daha sonra konuşalım mı?"

Kulüpte stajyer olarak çalışıyordun ve dünkü fotoğraf çekiminin ilk raporunu sosyal medya sorumlularına teslim etmen gerektiği söylenmişti. Raporu değerlendirecek ve bir hata varsa çekimin tekrarını talep edeceklerdi. Orada oyalanman çok yanlıştı fakat konu Gavi olunca mantığın bir tutam devre dışı kalıyordu.

"Beni böyle geçiştirmeye devam edeceksin yani?"

"Seni geçiştirmiyorum."

"Geçiştiriyorsun."

Derin bir nefes aldın. Gavi'den birkaç yaş büyük olduğun için onunla onun istediği şekilde bir ilişki içerisinde bulunmaktan çekiniyordun. Karşındakiyse fazla ısrarcı ve bir o kadar şımarık bir çocuktu. Seni pekala zorluyordu bu özelliği. Karşı koymak istiyordun ama her defasında ona biraz daha çekilirken buluyordun kendini.

Bu döngünün sonu yoktu.

Peşinden ayrılmayacağını bildiğinden onu bileğinden yakaladın ve hemen sağdaki kapıyı açıp içeri girdin. Koridor ortasında görünmek istemiyordun. Gavi de senin ardından içeri sürüklenmiş bulundu böylece.

Elindeki dosyaları bulduğun ilk yüksekliğin üzerine bırakıp ona baktın. Sırıtıyordu. Göz devirmene sebep oldu bu tavrı. Birkaç adımla yaklaşıp önünde durduğunda işaret parmağını göğsüne yerleştirip kaşlarını çattın.

"Beni bu şekilde manipüle edebileceğini sanıyorsan üzgünüm ama başaramıyorsun."

"Öyle mi?" dedi ifadesini bozmadan. "Peki, neden acele işini bırakıp beni bu odaya çektin?"

Sustun. Dudakların hafifçe aralanmıştı o böyle söyleyince. Bir seviyede haklı olabilirdi çünkü medya departmanı senden rapor beklerken sen Gavi'yle meşgul olmayı seçmiştin. Çocuğun haklı olması canını sıkıyordu. İşaret parmağını göğsünden çekip geriledin ve yüzünün önüne dökülen saçları kulağının arkasına iteledin.

"Sen gerçekten uslanmazsın..."

Konuyu değiştirme çabasına girmiştin bir anda.

"Bu yüzden seni istiyorum."

Gavi ise yine tamamen açık konuşmayı seçmişti. Az önce açtığın mesafeyi kapattı ve yeniden sana ulaştı. Kollarını iki yana kaldırdı "işte karşındayım" dercesine.

"Uslandır... Buradayım."

Ciğerlerine derin bir nefes çektin. Dilini alt dudağından geçirip ıslatmaya çalıştın. "Bak," diyebilmiştin yalnızca. Bir süre suskun kaldıktan sonra başını olumsuz anlamda sallayıp ondan bir kez daha uzaklaştın. Az önce bıraktığın dosyaları yine kolunun altına sıkıştırıp devam ettin.

"Gidiyorum ben."

Arkanı henüz dönmüştün ki Gavi kıvrak bir hareketle önüne geçti. Bedenini kapıyla arana siper etmişti. Bu kaçışlarına anlam veremiyordu. Yaş farkını sorun ediyorsan eğer, yalnızca birkaç sene geç doğmuştu o kadar. Ondan hoşlanmıyor da değildin, bunun farkındaydı. İki taraf da bir şeyler hissediyorken neden birlikte olamadığınızı kestiremiyordu yalnızca. Kaşlarını çattı.

"Hayır." dedi. "Gidemezsin."

Sen de kaşlarını çattın.

"Zorla mı tutacaksın?"

"Gerekirse evet."

Histerik bir gülüş sundun ona. Boştaki elini omzuna götürüp bedenini kenara çekmeye çalıştın ama hareket etmedi. Bakışlarınızı tekrar buluşturdun.

"Geç kalıyorum."

"Akşam yemeği sözü ver."

Seni hiç dinlemiyordu gerçekten. Birkaç hamle sonrasında yine onu aşamayınca pes etmek durumunda kalmıştın.

"Tamam, Pablo... Tamam... Çıkarız."

Nihayet istediğini vermiştin ona. Şimdi yapması gereken tek şey yemekte gerçek bir beyefendi kılığına bürünüp seni tavlayabilmekti. Onu aylardır beklettiğin için bunun pek kolay olmayacağını biliyordu ama yine de fazlaca memnundu hâlinden. Kapıyla arandan çekilmeden hemen önce uzanıp dudaklarından tüy kadar hafif bir öpücük çaldı.

"Şimdi gidebilirsin." demişti suratındaki yaramaz ifadeyi silmeden. "Sözünü tutmazsan daha büyük bir öpücükle döneceğim."

ve açtığı kapıdan çıkıp gitti. Ardında bir süre daha o minik öpücüğün etkisinden kurtulamayacak genç bir kadın bırakmıştı.

***

football players | one shots [OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin