football players | one shots [OC]

25, yusuf yazıcı.

⠀
Yusuf elini beline yerleştirip seni oradan uzaklaştırırken gülümsemeye çalıştın. Yangından mal kaçırır gibi muhabbetin ortasında seni ortamdan çekip çıkarması sinirlerini bozmuştu. Ona şöyle bir baktığında kaşlarının çatılmış olduğunu gördün ama kalabalıktan uzaklaşmayı bekleyecektin tepki vermek için. Az sonra otelin lobisine çıktığınızda belindeki elini yakalayıp kendinden uzaklaştırdın ve etrafı kontrol ettin.

"Ne yapıyorsun sen?" diye sertçe sordun kimsenin sizi görmediğine kanaat getirdiğinde. Bileğini yakaladığında sen de kaşlarını çattın.

"Seni o adamla konuşmaman gerektiği konusunda uyarmıştım." şeklinde yanıtlamıştı sorunu. Başa sarmıştınız yine. Bahsi geçen adam kulüp çalışanlarından biriydi ve adamın sana karşı ilgili davrandığını düşündüğü için ona yanaşmanı istemiyordu ama hepsi kendi kuruntusuydu aslında. Öyle bir şey olsa hissederdin.

"Saçmalıyorsun Yusuf. Bırak kolumu."

Bileğini onun elinden kurtarmaya çalıştığında parmaklarını biraz daha sıkıştırmış ve acıyla inlemene sebep olmuştu.

"Beni anlamamakta ısrarcısın galiba Y/N. Çok mu zor şu piçten uzak durmak?"

"Evet." diye tısladın. Bakışların bir kez daha etrafı tararken bileğini ondan kurtarma çaban sürüyordu. "Beni kısıtlayamazsın, tamam mı? Kiminle istiyorsam onunla konuşurum."

"Öyle bir kısıtlarım ki." dedi seni sürükleyip az ilerideki lavaboya girerken. Bedenini ileriye doğru savurduğunda giydiğin topuklu ayakkabı yüzünden dengeni kaybetmiş fakat düşmekten son anda kurtulmuştun. Dehşetle baktın ona.

"Kendine gel Yusuf! Saçmalıyorsun!"

Onu aşıp tuvaletten çıkmak istedin ama bedenini önüne duvar gibi ördüğü için dışarı adım atman mümkün değildi. "Hiçbir yere gidemezsin!" diye bağırdı. "O adamla konuşmayacağına dair bir söz vermeden hiçbir yere gidemezsin!"

Sen de geri adım atmıyordun.

"Bana karışmaya hakkın yok." diye karşılık verdin aynı ses tonuyla.

"Bana bak." Bu defa her iki kolunu da yakaladığında beyaz teninde parmaklarının izinin kalacağını biliyordun. Canın acıdığı için yüzünü buruşturdun ama nişanlın bunu pek önemsiyor gibi görünmüyordu. Gözü dönmüştü resmen. "Sen benim sevgilimsin, anladın mı? Adamın niyetini göremiyor musun?"

"Bırak!"

"Diğer adamlara kuyruk sallayamazsın, anladın mı?!" diye tekrar sesini yükselttiğinde kurduğu cümle karnında yumruk etkisi yaratmıştı. Tüm gücünü kullanarak ellerini üzerinden attın ve ona bir tokat geçirmek için kolunu kaldırdın ama durdun. Kolun havada asılı kalmıştı çünkü bunu bile hak etmiyordu.

"Pisliksin." dedin sinirden dolan gözlerini kafaya takmadan. "Kimseye kuyruk salladığım yok. Kendi sorunların yüzünden benimle bu şekilde konuşamazsın." diye devam ettin.