26, alexander arnold.

4.8K 88 86
                                    

⠀İş arkadaşlarınla vedalaştıktan sonra gülümseyerek dışarı çıktın ve otoparka yürüdün

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


İş arkadaşlarınla vedalaştıktan sonra gülümseyerek dışarı çıktın ve otoparka yürüdün. Genel olarak uyumlu biriydin. İnsanlar tarafından sevilirdin. Kulüpteki diğer çalışanların ve futbolcuların hemen hemen hepsiyle iyi geçiniyordun bu yüzden. Otoparka ulaştığında bir taraftan önüne dökülen saç tutamlarından kurtulmaya diğer yandan da çantanın karışıklığı içinde arabanın anahtarını bulmaya çalışıyordun.

Tam da onu bulmuşken biriyle çarpıştın.

Trent de senin gibi cebinden kendi aracının anahtarını çıkarmaya uğraşıyordu. İkinizin de son saniye elinize aldığınız anahtarlar çarpışmanın etkisiyle zeminle buluşurken alnını ovuşturdun.

"Acıdı." diye konuştun kendi kendine. Kiminle çarpıştığını merak edip başını kaldırdığındaysa Arnold ile karşılaşmış ve yutkunmuştun.

"Kusura bakma." dediğini duydun. O da karşısında seni gördüğü için afallamıştı. Aranızdaki tuhaf çekimin her ikiniz de farkında olduğunuzdan pek iletişim kurmazdınız ama onu seviyordun. Oldukça kibar, eğlenceli ve samimi biriydi. Kulüpteki diğer çalışanlara da sana karşı da nezaketle yaklaşıyordu hep. Onu gördüğünde içinde bir şeyler hareketlenmese şimdiye çok daha sıkı bir ilişki kurmuş olurdunuz lakin uzak kalmaya çalışıyordun.

Aklını karıştırdığı için seni işinden ediyordu çünkü.

"Önemli değil, üzgünüm." diye yanıtladın onu ve yere düşen anahtarını almak için yöneldiğinde şaşkınlıkla dudaklarını araladın.

Yerde iki anahtarlık ve bir prezervatif duruyordu.

En büyük olanlardan.

Trent de senin bu tepkine karşılık bakışlarını yere çevirdiğinde bir siktir çekti. İkiniz de tek kelime etmeden yerdeki manzarayı seyrediyordunuz ki ilk olarak o eğilmiş ve zeminde duran her şeyi alıp doğrulmuştu. Prezervatif paketini hızla tekrar cebine sıkıştırıp sana senin anahtarını uzattı.

Bu defa bakışlarının hedefi onun suratı olmuştu.

"Teşekkür ederim." diye nihayet konuşabildiğinde eş zamanlı olarak anahtarını onun elinden aldın ama parmak uçlarınız temas ettiğinde duraksamıştınız. İkiniz de yutkunduğunuzda bakışlarını bu defa giydiği eşofmanın alt tarafına çevirdin.

"O kadar büyük mü gerçekten?" diye soruvermiştin istemsizce. Sesli düşündüğünü fark etmeni sağlayan şey Trent'in bakışlarıydı. Ellerini dudaklarına bastırıp o anın hiç yaşanmamış olmasını diledin fakat çok geçti artık. Duymuştu. Duymasına rağmen hiçbir şey söylemeden seni izlemeye devam edince tekrar aceleyle söz aldın. "Üzgünüm, gerçekten. Öyle söylemek istememiştim-"

Sen yaşadığın yoğun utanç duygusuyla oradan çekip gidecektin ki elini yakaladı ve ona dönmeni sağladı.

"Görmek ister misin?" diye sormuştu düz bir sesle.

football players | one shots [OC]Where stories live. Discover now