05, federico valverde.

4.8K 60 3
                                    

⠀Sevgilin bir futbol okulu işletiyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sevgilin bir futbol okulu işletiyordu. Sana düşen görevse onu sürekli rahatsız etmekti.

Ders saatlerini ezbere bildiğin için tam vaktinde yine oradaydın. Antrenman sahasının kenarında erkek arkadaşını bekliyordun. Çalışmalar çoktan bitmiş olsa da birkaç öğrencisiyle konuşuyordu suratına yerleştirdiği ciddi ifade eşliğinde. Hem çok iyi bir patron hem de çok iyi bir hocaydı gerçekten.

Çocuklar nihayet ayrıldığında sen de bulunduğun yeri terk edip yeşil sahanın ortasına doğru yürüdün. Bu sırada Fede son bir şut çekmişti kaleye. İsabeti bulduğunu görünce alkışlayarak ulaştın yanına. Bedenini sana çevirdi. İlk hamle yine ondan gelmişti.

Tek elini beline yerleştirip eğildi ve ıslak bir öpücük bıraktı dudaklarına. Geri çekildiğinde ona gülerek baktın.

"Seni bekliyordum." dedi hiç duraksamadan.

Başa saralım. Sana düşen görev onu rahatsız etmek falan değildi, ziyaretlerin hoşuna gidiyordu hatta. Antrenman sonrasında sana sarılmak günün yorgunluğundan arınmasını sağlıyordu. Bunları çoğu zaman dile getirmezdi ama ikiniz de durumun farkındaydınız. Enerjin yerine gelmişti o böyle söyleyince.

"Favori öğrencin olduğumu bu kadar belli etme." dedin eğilip yerdeki toplardan birini alırken. Sana birkaç hareket öğrettiği oluyordu çocukları uğurladıktan sonra. En sevdiğin kısımlardı bunlar. "Bugün ne öğreniyoruz?" diye devam ettin.

"Hmm..." Sen topu sektirmeye başladığında Fede kollarını göğsünde çarprazlayıp düşündü birkaç saniye. "Gökkuşağı çalımına ne dersin?"

Sesli bir kahkaha attın söylediğine karşılık. Topu kaçırmıştın ama pek umursamadın o tarafı. "Yapabileceğime inanman da güzel. Duyduğun güven gözlerimi yaşarttı."

Bu defa gülen taraf Valverde olmuştu. Yürüyüp az önce kaçırdığın topu ayağıyla kontrol etti ve yanına geldi. Kramponun tabanıyla yuvarladığı topu senin önüne bıraktı.

"Öğretmenini hafife alıyorsun." diye eklemişti bunu yaparken.

Anlaşıldı. O çalımı öğretecekti sana. Teslim olmaktan başka çaren yoktu.

"Pekala... Böyle başlıyoruz galiba?"

Topu ayaklarının arasına aldın dikkatle. Çalımı bazı futbolculardan gördüğün için az çok biliyordun ne olduğunu. Fede ise başını olumsuz anlamda iki yana salladı.

"Hayır." dedi. Sana yaklaşıp eğildi ve ayaklarının arasına aldığın topu daha doğru bir konuma getirdi. "Zayıf ayağının içiyle kaldıracaksın topu."

Dikkatle dinliyordun.

Tek elini bileğinin hemen üzerine yerleştirip orayı hafifçe okşadı. "Burayı kullan."

Yine en ciddi tavrını takınmıştı. Böyle bir konuda dahi işini ehemmiyetle yapıyordu. Onu gören ligde şampiyonluk maçına hazırlıyor sanardı oyuncusunu. Oysa üzerine bu denli düştüğü kişi sendin. Bunları düşününce güldün ama Fede aşağıdan sana bakınca gülüşün yarıda kesilmişti.

"Tamam tamam... Bakma şöyle."

Bazen korkutucu olabiliyordu. Kızmadığını biliyordun ama yine de işi ciddiye almanı istiyordu. Başını tekrar aşağı çevirince sana göstermeden dudak kıvırdı. Bu defa arkana geçip topuğunu kavradı.

"Top havalandığında topuğunu kullanacaksın kontrol için. Vücut ağırlığını topu göndereceğin tarafa yüklemeye çalış... Açık mı?"

"Hmhm."

Onu onaylarken zihninde tekrar ediyordun söylediklerini. Dikkatini dağıtan şey ise doğrulurken kalçana indirdiği şaplak olmuştu. Geri çekilirken göz kırptı sana.

"Bir defa göstereceğim. Sonra top sende."

Hiçbir şey yapmamış gibi ders vermeyi sürdürüyordu bir de. Gözlerini kıstın. Seninle resmen flört ediyordu. Az önce sırf güldün diye öldürücü bakışlar atan kendisi değilmiş gibi şimdi en çapkın hâllerine bürünmüştü.

"İnanılmazsın gerçekten." dedin hayret ederek. Tek elin az önce şaplak indirdiği yere gitmişti. Acımamıştı ve acımıyordu ama eli sanki hâlâ oradaydı.

"Biliyorum." diye yanıt verdi. "İnanılmaz biriyle sevgilisin."

Sonrasında hareketi hiç sıkılmadan defalarca tekrar etti senin için. Fede yapıyordu ve sen de onu taklit etmeye çalışıyordun. Her denemende aynı dikkatle eğilip topa ayağının neresiyle ve nasıl dokunman gerektiğini anlatıyordu. Arada didişiyordunuz veya tek taraflı sinir ediyordu seni.

Söylediğine göre senin dersi kaynatmak gibi bir hakkın yoktu ama kendisi dilediğince çapkınlık edebilirdi.

Hiç adil olmayan bu kural yüzünden dudak büzdüğünde sevgilin bir kez daha öpücüğünü koparıp dersi sürdürdü.

Çığlık atmak üzereydin!

***

football players | one shots [OC]Where stories live. Discover now