football players | one shots [OC]

21, mauro icardi.

⠀
"Bu kalabalık da ne?" diye söylendin insanların arasından sıyrılmaya çalışırken. İstanbul'a henüz dönüş yapmıştın ama bu gidişle Atatürk Havalimanı'ndan çıkamayacaktın. Mekanı resmen işgal eden Galatasaray formalı insanlar görmek, üzerine bir de bu gürültüyü çekmek dayanılmazdı. Söylene söylene kalabalığı aşmaya çalıştığın sırada önündeki adam sertçe arkasına dönünce nereden geldiğini anlamadığın bir ıslaklık yayıldı üzerine.

Biri elindeki içeceği resmen göğsünden aşağı boşaltmıştı.

"Kafayı yiyeceğim ya!"

Sen de bağırdın ama taraftarın tezahüratları arasında ince sesin duyulmamıştı bile. Sinirli adımlarla zor bela oradan sıyrılabildiğinde bulduğun ilk lavaboya girdin. Kapıyı ardından sertçe kapattın ve aynanın karşısına geçtin. "Hay sikeyim sizi!" diye söylendin gömleğinin hâlini görünce. "Salaklar!"

Üzerindekinin düğmelerini çözüp tek hamlede lavabonun içine attın ve sürüklediğin küçük bavulu da kaldırıp oraya bıraktın. İçinden bir başka üst aradığın esnada arkandaki kapı açılınca endişeyle döndün o tarafa. Üzerine tutabileceğin hiçbir şey bulamadığın için ne yapacağını bilemeyerek ellerini siper etmiştin göğüslerine.

Yabancı bir dilde bir şeyler sıraladıktan sonra senin anlamadığını fark ettiğinde "Ah, kusura bakma." dedi içeri giren adam. Seni o hâlde gördüğü için o da şaşkındı. Neyse ki İngilizce'ye dönmeyi akıl edebilmişti. "Erkekler için olduğunu sanıyordum." diye devam etti. Bedenini hafifçe sağa yatırdığında kapının üzerindeki figürü görmek seni daha da utandırmıştı.

Erkekler tuvaletindeydin.

Erkekler tuvaletinde bir adamla bakışıyordun. Yarı çıplak hâlde.

"Beynimi si-" diye konuşmak istediğinde karşındaki yabancının bakışları yüzünden cümlene devam edememiş ve derin bir nefes almıştın. "Üzgünüm." diye mırıldandın İngilizce. "Farkında değildim."

Ardından tek elin hâlâ göğüslerini koruyorken -sen koruduğunu sanıyordun- diğeriyle bavulun içini talan etmeyi sürdürdün. Elin ayağına dolaşmıştı. Adam da bunu fark etmiş olacak ki sana doğru yürüdü. "Hey, sakin ol... Yardım edeyim." diye konuştu yanına ulaştığında. O seni hafifçe tepeden süzüyorken başını kaldırıp gözlerine baktın.

İçini titretmişti bakışları.

O gözler de neydi öyle?

Adam elini bavulunun üzerinden uzaklaştırıp senin için bir şeyler aramaya koyulduğunda sessizce beklemeyi tercih ettin. Az sonra çıkardığı tişört ise gerçekten iyi gelmişti. Onu sana uzattığında uzanıp almak istedin ama ani bir kararla tişörtü hafifçe kaldırıp yeniden senden uzaklaştırdı. "Almak için bana adını söylemelisin." dedi çapkın bir bakış eşliğinde.