19, erling haaland.

4.4K 105 20
                                    

⠀Dünyaca ünlü bir futbolcunun spor koçu olmak seni pekala zorluyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Dünyaca ünlü bir futbolcunun spor koçu olmak seni pekala zorluyordu. Yaptığın mesleğin parası iyiydi, iş yükü de aman aman fazla değildi fakat çalıştığın kişiye karşı hissettiğin duygusal çekim son zamanlarda bir hayli meşgul eder olmuştu aklını. Kulüple görüşüp istifa etmeyi bile düşünüyordun.

Erling içeriye girdiğinde seni öyle dalgın görmeyi beklemiyordu. Her zamanki gibi salonda altına geçirdiğin tayt ve üzerindeki sporcu atletiyle onu bekliyordun. Geldiğini fark etmemiştin.

O da seni ürkütmek istemediğinden "Hey!" diye seslenmişti tonunu ayarlayarak. Salonda duyduğun sese karşılık başını kaldırdığındaysa Erling girişte tek omzunu kapının kenarına yaslamış, kollarını da göğsünde çarprazlamış hâlde seni izliyordu. Kalbini tekletmişti bu görüntü. Ona yakın olmak, sürekli onu görmek istemiyordun. Kalbine iyi gelmiyordu. Sanki olmayacak bir aşkın peşine düşmüşsün gibi... Sürekli aklını kurcalamasından da nefret ediyordun. Gülümsemeye çalıştın ayağa kalkarken.

"Hey..." diye karşılık verdin. "Erkencisin."

"Seninle daha fazla vakit geçirmek istedim."

Yutkundun. İşte bunu yapmasından da nefret ediyordun. Sana karşı ilgiliydi. Seni önemsiyor gibi davranıyordu ama bir futbolcuya güven olmayacağını duymuştun arkadaşlarından. Öyle değil miydi? Magazine aldatıldığına dair haberler düşsün istemiyordun. Senin aklını karıştırmaya hakkı yoktu. Erling'in arkadaşlarının çizdiği profilden çok uzak olduğuna inanmak istesen de biri çıkıp bir şey söylüyordu ve zihnin yine paramparça oluyordu.

Kurduğu cümlenin ardından kollarını çözüp yanına ulaştığında başını kaldırıp ona baktın. Onun yanında kısa kalmayacak birini tanımıyordun. Sen de onlardan biriydin.

"Neyin var?" diye sorduğunda eş zamanlı olarak parmakları da saçlarına dokunmuştu ama hemen geri çekilip ellerini birbirine çarptırdın.

"Hiç." dedin. "Dalmışım... Başlayalım mı?"

"Bugün çalışmak istemiyorum." dediğinde kaşlarını çattın. Onun ne kadar sıkı çalıştığını, disiplinli biri olduğunu biliyordun. Kurduğu cümle bu yüzden şaşırtmıştı. Bedenini tekrar Erling'e çevirdin ve başını hafifçe sağa yatırdın.

"Neden?"

"Çünkü canın bir şeylere sıkılmış ve bunu çözmeden çalışmaya başlayamayız."

"Saçmalama Erling." diye geçiştirdin onu. Elini havada 'önemsiz' dercesine sallarken seni bileğinden yakalaması sürpriz olmuştu. Bir anda vücutlarınızı birbirine temas hâlinde bulmuş ve yine tekleyen kalbine lanetler ederek iri gözlerini suratına çevirmiştin. "Ne yapıyorsun?"

Omuz silktiğini gördün. "Bunu."

Senin şaşkın bakışların arasında dudaklarına kapanması yalnızca birkaç saniyesini almıştı. İri dudakları nefesini keserken bileğinde duran elini biraz daha sıkıştırmış, diğer eliniyse beline indirmişti. Çok güçlüydü. Seni bu şekilde yönlendirerek geri kaçmana engel oluyordu. Tepki veremiyordun zaten. Gözlerin mümkünmüş gibi biraz daha açılmış, dudaklarınsa ona karşılık vermemek adına yoğun bir çabaya girmişti ki başarısız olarak pembeliklerini aralayıp onu kabul ettin.

football players | one shots [OC]Where stories live. Discover now