33, luka modric.

2.7K 66 38
                                    

⠀City - Real Madrid maçı için toplanan bir yığın kalabalığın aksine oraya yalnızca Luka Modric'i görmek için gitmiştin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


City - Real Madrid maçı için toplanan bir yığın kalabalığın aksine oraya yalnızca Luka Modric'i görmek için gitmiştin. Her şeyi haftalar öncesinden ayarlamış olman bir yana o gece kusursuz olmak istiyordun fakat tüm gün kesilmeden yağan yağmur maç saatinde de devam edince sırılsıklam olmuştun. Hava durumuna bakmayı akıl edebilseydin keşke...

Yine de olumsuzluklar seni yıldıramamıştı. Takımlar sahaya çıkarken evden ayrılmadan evvel yazıp cebine sıkıştırdığın kağıt parçasını yerinden çıkarıp Modric'e doğru fırlattın. Kağıdı doğal bir taşa sardığın için tam önüne düşmüştü. O kalabalıkta fark etmez diye düşünüyordun ancak birkaç saliselik duraksamanın ardından yere eğilip kağıdı almış, açıp içinde yazanı okumuş ve sonra senin bulunduğun tarafa dönmüştü. Taraftar yaşananlara reaksiyon gösterirken sen yalnızca heyecanla onu izliyordun ki en sessizlerini, yani seni gördüğünde dudağının kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı. İki parmağının arasında sıkıştırdığı kağıdı hafifçe kaldırıp sana gösterdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti.

Seremoni sırasında ve maç oynanırken az önce yaşananları düşünüp durdun. Devre arasında soyunma salonuna giderken de sana bakmayı ihmal etmemişti üstelik.

Onunla göz göze gelmiş olmanın yarattığı his bambaşkaydı. Senden yaşça çok çok büyük olduğunun farkındaydın ama onun sahadaki duruşuna vurulmuştun. Oyunu öyle akıllıca kuruyordu ki her hareketinde, çıkardığı her pasta hayranlıkla aralanıyordu dudakların. Yavaş yavaş başlayan bu hisler arttıkça onu daha yakından görme isteğine yenik düşmüş ve kendini burada bulmuştun. Real Madrid, MCity'e konuk oluyordu ve İngiltere'de yaşayan bir Modric fanı için bu kaçırılmayacak bir fırsattı. Üzerindeki City formasına rağmen ona hayranlıkla bakıyordun, diğer tüm taraftarlar gibi. Modric'in kalitesini inkar edemeyecekleri için ona saygı duyuyor olmaları kaçınılmazdı. Rakip taraftardan alkış almak kolay iş değildi neticesinde.

Maç bitiminde galibiyet şarkıları söyleyen City taraftarının arasından zor da olsa sıyrılarak daha az kalabalık caddelerden birine daldın. Bu esnada aklın hâlâ o adamdaydı. Kağıtta yazanı okuduğunu biliyordun ve hakkında ne düşündüğünü deli gibi merak ediyordun.

"Lütfen benimle bir gece geçir" yazısını işlemiştin oraya, altına bıraktığın ruj lekesi eşliğinde. Kağıt yağmurda çok fazla hasar almadıysa ve numaran okunabilir durumdaysa eğer seni araması bile mümkündü... belki... neler saçmalıyordun öyle...

Yağmurdan sırılsıklam olan bedenini caddenin sonundaki bir kafenin önüne attığında kapının kapalı olması beklemediğin bir şeydi. Terslikler birbirini kovalıyordu. İçeri giremeyince köşeye çekilmiş, taksi çağırmak üzere telefonuna sarılmıştın ki önünde bir araç durdu. Kimin sürdüğünü görmek için eğilip baktığında tanıdık bir suratla karşılaşmamıştın.

"Luka Modric size otele kadar eşlik etmemi istedi." dedi, araçtan inen adam arka kapıyı senin için aralarken.

"Efendim?" diye sordun.

Adamın söylediğine göre devre arasında verilmiş bir talimattı bu. Kendini önce arabanın arka koltuğunda, yaklaşık yarım saat sonraysa bir otelin lobisinde bulduğunda her şey öyle beklenmedikti ki rüya gördüğünden emindin. Böyle bir şeyin yaşanması mümkün değildi çünkü. Adamı takip edip asansöre geçtikten kısa bir süre sonraysa seni bir kapının önünde bırakıp gitmişti.

Şimdi tek başınaydın.

Kapıya hafifçe tıkladıktan birkaç saniye sonra Luka Modric görüş alanına girdi. Tam o an nefesinin kesildiğini hissettin. Rüya bile olamayacak kadar güzeldi...

"Seni bekliyordum." dedi karşındaki adam erkeksi bir sesle. "Hoş geldin."

Bedenini kenara çektiğinde girmeni istediğini anlayarak içeri süzüldün. Minik ve çekimser adımların acemiliğini ele veriyordu. Hayatı zirvede yaşayacağım ayağına adamın önüne numaranın yazılı olduğu bir kağıt parçası fırlatırken bundan bahsetmiyordun aslında. Aksiyon olsun diyeydi...

"Ne içersin?" diye sordu tekrar. Sen karşındaki büyük cam pencereden şehrin ışıklarına bakıyorken birkaç büyük adımla önüne geçip ilerideki bara ilerledi. Yutkundun.

"Su." diye yanıtladın. "Yalnızca su."

Güldü. Uzanıp bir kadeh çıkardı ve beyaz bir şarap açıp doldurduktan sonra yanına gelip kadehi sana uzattı. "Gevşemen için." demişti. Derince nefes alıp verdin. Bir taraftan da onu süzüyordun. Bu yakınlık aklını çeliyordu çünkü. Hoş, hakkında tonlarca erotik düşünce biriktirdiğin adam karşında dikiliyorken hiçbir girişimde bulunmaman ayrıca tartışılabilirdi... Maçın ardından otele gelip duş almış olmalıydı. O kadar iyi kokuyordu ki kokulara zaafı olan sen için bu bir başka zorlayıcı etkendi.

Silkelenip kendine gelmen gerekiyordu.

Uzatılan kadehi alıp tek seferde dikledikten sonra başını hafifçe iki yana sallayıp ona baktın. "Bu gerçekse-"

"Gerçek." diye kesti seni. Az ilerideki yüksekliğin üzerinde duran kağıt parçasını eline aldığında bunun senin yazdığın kağıt olduğunu anlayarak dudak dişledin, devam etti. "Seninle bir gece geçirmek için buradayım." dedi. Tanrı aşkına... Her konuya bu şekilde hakim olması bacaklarını birbirine bastırmana sebep oluyordu. Üzerindeki beyaz gömleğin kollarını dirseklerine dek kıvırırken sen hâlâ az önce kurduğu cümlenin etkisindeydin.

"Pekala..." dedin son harfi biraz uzatarak. "ama beni tanımıyorsunuz bile."

Gülümseyip omuz silkti. "Basit bir numara sorgulama işlemi yeterliydi, Y/N."

İsmin onun ağzına ne de çok yakışmıştı öyle... "Banyoyu kullanmak ister misin?" diye tekrar sordu. Islak kıyafetlerinde şöyle bir göz gezdirdikten sonra dudak kıvırdığını görmüştün. "Tüm bunlara önüme bir taş fırlatabilmek için mi katlandın?" dedi. Yutkundun.

Evet, öyle yapmıştın.

Başını hafifçe sallayıp onu onayladığında elini sana uzattı. Heyecanın her saniye boyut atlıyorken elini yakalayıp seni yönlendirmesine izin verdin ve birlikte banyoya girdiniz. "Önce şu City formasından kurtulalım, hm?" dedi elleri üzerindeki formanın eteklerini bulurken. Yine yutkunup başını olumlu anlamda salladın. Takımını satmak bu kadar kolaydı senin için. Evet. Gelen onay sonrasında formanı üzerinden çıkardı. Altındaki kot pantolon, üzerindeki siyah sütyen, ıslak saçların ve şekilli vücudun adamı deli ederdi... ancak karşındaki hiç renk vermiyordu. Belki de çok deneyimliydi...

Şimdiye dek neden evlenmediğini çok kez sorgulamıştın.

Sen düşüncelere dalmışken sıcak parmakları belini kavradı. İçini titretmişti bu hareket. Hemen ardından boynuna bastırdığı dudaklarıysa titrek bir nefes vermene sebep oldu.

"Çıldıracağım." diye fısıldadın gözlerini kapatmadan evvel. Teninin üzerinde sessizce güldü.

"İzin veriyorum."

Nasıl bir sevap karşılığında dualarının kabul olduğunu sorgulama vaktiydi. O gece Luka Modric tarafından hazzın doruklarına defalarca kez taşınmana rağmen ikiniz de bir türlü doymuyordunuz. Kulağına fısıldadığı sözler, kendinden emin dokunuşları... Meğer bunca yıl aradığın tek şey neyi ne zaman yapması gerektiğini bilen olgun bir adammış.

Luka Modric'i tanıyana dek bunun farkına varamamıştın.

***

yaklaşık 982828292 yıl önce belirttiğiniz istekleri yazmaya çalışıyorum saygılar

football players | one shots [OC]Where stories live. Discover now