32, antoine griezmann.

3K 80 13
                                    

⠀⠀Stüdyonun kapısı açıldığında uzun bekleyişine nihayet bir son vererek ayaklandın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Stüdyonun kapısı açıldığında uzun bekleyişine nihayet bir son vererek ayaklandın. Karşında beliren adama biraz sinirle bakıp duvardaki saati gösterdin.

"Tam 1 saat 20 dakika geciktin." diye konuştun. Suratını buruşturdu.

"Dışarıda fırtına var, trafik çok yoğundu."

"Bu yine de sana geç kalma hakkı tanımaz."

Göz devirerek karşılık verdi sana. Dışarıda yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu, evet. Gerekçesi sağlam sayılabilirdi çünkü randevu saatiniz tam iş çıkış vaktine denk geldiği için trafiğin tıkanmış olması muhtemeldi. Sen yerini alırken Antoine da üzerindeki şişme montu çıkarıp astı. Birkaç adımla yanına ulaşıp önündeki koltuğa oturdu.

Yeni dövmesinin üçüncü seansını gerçekleştirmek üzereydiniz. Onu beklediğin süreçte her şeyi hallettiğin için oyalanmanıza gerek yoktu üstelik. Bir an evvel işe başlamak istiyordun. Eldivenlerini kuşanırken karşındaki adamı şöyle bir süzüp kafasında duraksadın.

"Çıkarsana şu bereyi." dedin. "Terleyeceksin, içeri sıcak değil mi?"

Başını iki yana salladı.

"Hayır." diye yanıtladı seni. "Çıkaramam."

"Neden?"

Omuz silkti.

"Öyle işte." dediğinde aranızdaki samimiyete güvenerek dudak büzdün ve bereyi çıkarmak üzere elini uzattın. Bileğini yakalayıp durdurdu seni. "Olmaz bebeğim, zorlama."

Böyle yaparak seni daha da alevlendirdiğinin farkında değil miydi acaba?

"Öyleyse dövmeye başlamıyorum." diye direttin. "Kimden neyi saklıyorsun anlamadım..."

İç çekti. "Hadi başla şuna."

"Hayır."

"Hadi Y/N, yeterince yorgunum zaten."

Tek omzunu yukarı ittirdin. "Şapkanı çıkar." dedin tekrar.

Derince nefes alıp verdi. Asla vazgeçmeyeceğini biliyordu, bu yüzden elini ağır ağır yanaştırıp beresinden kurtuldu. İlk anda şaşırmış, ardından gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştın ki kendini tutamayacağını anlayınca üzerinde oturduğun döner tabureyi çevirip onu görüş açından çıkardın.

"Tanrı'm!" diye tısladı verdiğin tepkiye karşılık olarak. "Bunu yapacağını biliyordum."

"Hiçbir şey yapmıyorum." dedin güldüğünü belli eden bir ses tonuyla. Elini dudaklarına bastırıp buna engel olmak istedin ama yine de başaramamıştın.

O pembe saçlar da neydi öyle?

Antoine oturduğun tabureyi iki yanından yakalayıp seni tekrar kendine çevirdiğinde bu defa sesli bir kahkaha patlattın. "Saçlarına ne yaptın?" diye sordun.

football players | one shots [OC]Where stories live. Discover now