Çelişki

317 27 4
                                    

Oy verip yorum yaparsanız beğenip beğenmediğinizi anlayabilirim. Lütfen fikirlerinizi belirtin. Kitabın okunduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.

Yazım hataları varsa affola.

İyi okumalar 🤍

"Ah, Taehyung." Sırtını yasladığı kapıdan ayırdığında ellerini arkasında birleştirirken ona doğru yaklaşmaya başladı.

"Adımı nerden biliyorsun?" Taehyung çattığı kaşları ile ona doğru yaklaşmaya başlayan adama karşın bir kaç adım gerilediğinde bir kaç dakika önce kimsenin olmadığı tuvalette mutlu olduğu için kendisine lanet etti.

"Bir müşterinin isteğini yerine getirmemek iş ihmalidir. Biliyorsun, değil mi?" Başını sol omzuna yatırırken hafif gülerek konuştuğunda Taehyung onun bu hareketleriyle iyice ürkmeye başlarken elini önüne siper etti.

"Yaklaşma." Diyerek ikazda bulunduğunda karşısındaki beden ona yaklaşmaya devam ederken onun şuan burada ne aradığıyla ilgili bir sebep aradı kendi içinde. "Benden ne istiyorsun?"

'Canını.' "Sadece... Tanışmak istiyorum desem?"

"Tanışma şeklin pek iç açıcı değil." Taehyung sert sesiyle beraber konuştuğunda Jungkook adımlarını durdurdu ve alaya bürünmüş yüz ifadesinin yerini bir hiçlik aldığında boş gözlerle baktı karşısındaki bedene.

Oyun oynamayacak kadar nefret doluydu. Asla numara yapamamıştı hayatı boyunca. Yalan söyleyemezdi, mutsuzken mutluymuş gibi yapamazdı veya sevmediği bir insana karşı onu seviyormuş gibi davranamamıştı. Bunları yapabilenler gibi ikiyüzlü değildi. Olmakta istemiyordu. İçi neyse dışı da onu yansıtıyordu.

İçini dürtükleyen öldürme arzusuyla ellerini yumruk yaptığında çenesini olabildiğince sıktı. O tam karşısında duruyordu ve kimse yoktu.

Şuan onu burda öldürse kimsenin ruhu duymazdı.

İstiyordu.

Onu öldürmek istiyordu.

Ama neden yapamıyordu?

İç sesi her ne kadar 'Yap artık şunu!' diye bağırsada vücudunu hareket ettiremiyor, sadece ona korku ve endişeyle bakan çocuğa bakıyordu. Tırnakları sıktığı elinin içinden tenine batarken buraya neden geldiğini ve neden bir şey yapamadığıyla ilgili kendi içinde kanlı bıçaklı bir savaş yapıyordu.

"Dışarı çık."

"Ne?" Taehyung'un yaşadığı şaşkınlık sesine tam olarak yansıdığında gerginlikte irileşmiş gözlerini karşısındaki adama dikti. Böyle bir şeyi beklemiyordu. 1 dakika öncesine kadar gülen adamdan şuan eser kalmamıştı ve yine ona ilk başta bir şey yapacakmış gibi yaklaşan adam ona dışarı çıkmasını söylüyordu.

Hâlâ olduğu yerde öylece dikilen çocuğa karşı Jungkook kırmızılaşmaya başlayan gözlerini yumup bu sefer sert ve yüksek sesiyle lafını tekrarladı.

"Sana dışarı çık dedim!"

Sıktığı dişleri arasından bağırmasıyla Taehyung irkildiğinde bakışlarını gözlerini hâlâ açmamış adamın yüzünde gezdirdi. Beden dili kendisini bir şey yapmaktan tuttuğunu gösteriyordu ve bu dışarı çıkması için kendisini tetiklerken koşar adımla yanından geçtiğinde kapının kilidini çevirdi. Açılan kapıyı araladığında son bir kez ona bakmış ve dışarı çıkmıştı.

Taehyung dışarı çıktığı gibi Jungkook'un bedeni ona şimdi hareket etmeye izin verdiğinde sinirle duvara yumruğunu geçirmiş kendisine küfürler etmişti. "Şimdi mi hareket ediyorsun?" Soru bulundurmayan cümlesiyle duvara bir kere daha yumruk attığında parçalanmaya başlamasıyla yüzünü aynadaki yansımasına çevirdi.

Blood Rose/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin