Gelip Geçici mi?

307 21 3
                                    

İyi okumalar.

Taehyung somurttuğu yüzüyle birlikte Felix'in kucağına koyduğu yastığın üzerinde yatarken arkadaşlarının dediği şeylere de sallama cevaplar veriyordu. Hiç konuşası yoktu. Telefonu arkadaşlarının yüzüne kapadığı gibi evini basmışlardı ve ne kadar gitmelerini söylesede gitmemekte ısrarcıydılar. Yanlız kalmak istiyordu işte.

"Taehyung..." Felix onun saçlarını okşarken eğilip yüzüne baktı. "Asma suratını artık." Buna karşılık Taehyung alt dudağını sarkıttığında sesli bir şekilde nefes verdi.

"Ah be oğlum niye tanımadığın herifin tekinin dudağına yapışıyorsun?"

Soobin'in bu lafı üzerine Taehyung sarıldığı yastığa yüzünü gömdüğünde Yeonjun Soobin'e hadi ama der gibi yüz ifadesi takındı. Soobin ellerini iki yana açtığında Yeonjun yerinden kalkıp Taehyung'un önüne geldi ve dizlerinin üstüne çöktü.

"Hey..." Elini yastığın üstüne koyduğunda çekmeye çalıştı. "Bakma sen ona. Öyle demek istemedi."

"Öyle demek istedim."

"Hayır istemedi." Hızla dönüp Soobin'e baktığında susması için işaret yaptı. "Nasıl olduğunu anlatmak ister misin?" Tekrardan yüzünü yastığa gömmüş arkadaşına baktığında Taehyung başını iki yana salladı.

"İstemiyorum." Sesi boğuk çıktığında sözü Felix devraldı.

"Anlatmazsan sorunu çözemeyiz. Anlat bize."

"Kızarsınız."

"Kızmayız."

"Soobin kızar ama..." Taehyung'un inatçılığı üzerine iki yüzde Soobin'e dönüp kaş göz yaptığında gözlerini devirdi genç adam.

"Hiç öyle bakmayın." Yerinden kalkıp onlara doğru yöneldi. "Kızılacak bir şeyse elbette kızarım." Yeonjun'u ayağıyla ittire ittire kenara kaymasını sağladığında o da onun gibi dizlerinin üstüne çöktü. "Ama seni düşündüğüm için kızarım." Elini yastığa yerleştirip yavaşça çektiğinde Taehyung'un yüzünü ortaya çıkardı. Öyle tatlı gözüküyorduki tebessüm etmeden edememişti. "Anlat hadi." kaşlarını kaldırıp beklemeye başladığında Taehyung burnunu çekip yastığa çenesini yasladı.

"Anlatıcak bir şey yok." Gözlerini başka bir noktaya diktiğinde olay akışını zihninde toparlamaya çalıştı.

"En başından anlat o zaman. Bugün restorana gittin değil mi? Orada olmuş olay. O kısımdan başla." Felix yumuşak sesiyle cesaretlendirdiğinde amacı rahat hissetmesini sağlamaktı. Taehyung her şeyi üstüne alınan biriydi. En ufak şeyde kırılabiliyordu. Bu değişsede genel olarak hassas biriydi.

"Yoongi Hyung'un bana ceza verdiğini söylemiştim. Garson olarak yardım edeceğimi söyledi sonra. Masaya sipariş almaya gittim." Arkadaşlarına kısa bir bakış atıp tepkilerini ölçtüğünde dikkatle dinlemelerine karşın gözlerini yere dikip devam etti. "İlk orda gördüm işte. O kadar kendisine çeken bir havası vardı ki... Kaç dakika ona baktım bilmiyorum. Ne ben gözlerimi ondan çekebildim ne de o. Sert bakıyordu ama gözlerinin derinliklerinde barındırdığı birden fazla anlam vardı. Simsiyahtı... Tenimin ısındığını hissettim ona bakarken. Sonra bir olay oldu." Kaşları çatılırken nasıl anlatabileceğini düşündü.

"Ne oldu?" Yeonjun meraklı bir şekilde sorduğunda sesli bir nefes bıraktı ona karşılık olarak.

"Kadının kocası onu bir adamla yemek yerken yakaladı. Bağırdı çağırdı falan... Karısını onu aldatmakla suçladı. Sonra ne oldu ne bitti kavga çıkarttı karısının buluştuğu adamla. Olayın aslıda öyle değilmiş zaten. Karısı onun iş ortağı ve arkadaşı olduğunu söyledi ama kocası inanmadı. Yoongi Hyung ayırdı kavgayı. Olay bitti herkes dağıldı. İşte... O da verdiği siparişi tekrarladı. Bende yardımcı olamayacağımı başka birine sipariş vermesini rica edip masanın yanından ayrıldım. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim."

Blood Rose/TaekookWhere stories live. Discover now