Bir Sopa Ve Boş Bir Oda

276 24 4
                                    

Önceki bölüm sınırı çabucak aşmış. Bunu fark ettiğim gibi atıyorum bölümü<⁠(⁠ ̄⁠︶⁠ ̄⁠)⁠>

Yine güzel olduğunu düşündüğüm bir bölüm.

İyi okumalar!

Taehyung üzerinde hissettiği bir çok gözün baskınlığı altında ezildiğini hissederken soğuktan dolayı kafasına geçirdiği kapşonun şapkasını aşağıya doğru çekiştirdi. Diken üstünde hissediyordu ve yanından geçen her askerin ona dik dik bakması geldiğine bin pişman olmasına sebep oluyordu.

Jungkook, diğer askerlerden farklı olarak giydiği özel üniformayla önünden ilerlerken, bu soğukta kollarına kadar katladığı üniforma yüzünden nasıl üşümediğini de sorguluyordu kendi içinde.

Şahsen kendisi donuyordu.

"J-jungkook." Taehyung hissettiği baskıya daha fazla katlanamayarak kısık çıkan sesiyle Jungkook'a seslenirken duraksayıp arkasını dönüp ona bakan yüze karşın, alt dudağını dişlerinin arasına alırken çekingeyle devam etti.

"Herkes... Bana bakıyor."

Jungkook onun söylediği şeyle çatılan kaşlarıyla etrafına bakındığında, Taehyung'a bakan gözler hızla önlerine dönmüş bu da Jungkook'un bakan birilerine rastlayamamasına sebep olmuştu. Gözlerini kısarak şüpheyle etrafını süzerken baktıklarının kendiside farkındaydı.

Tekrar Taehyung'a bakıp kaşlarını biliyorum dercesine indirip kaldırırken dönüp ilerlemeye devam ettiğinde Taehyung ise onun arkasından ilerlemeye devam ederken montunun içerisine soktuğu ellerini yumruk haline getirmişti. Etrafına bakınırken ona bakarak uzun dişlerinin üstünde dilini gezdiren bir vampirle göz göze geldiğinde dudakları aralandı ve korkulu bir nefesi içine çekerken Jungkook'a biraz daha yaklaştı.

"Önüne dön!"

Jungkook gür sesiyle bağırdığında Taehyung'un göz göze geldiği vampir irkilerek kısa bir an Jungkook'a bakıp karşılaştığı sinirli bakışlarla hızla önüne dönmüştü. Jungkook gözlerini sinirle çevirip önüne dönerken Taehyung arkasından ilerlemeyi kesip yanına geldiğinde yürümeye devam etmişti.

Kısa bir yürüyüşün ardından binalardan birine girdiklerinden çıktıkları bir kaç merdiven sonrası Jungkook bir odanın kapısını açıp içeriye girmişti. Taehyung girdiği odayla rahat bir nefesi dışarıya salarken montunun fermuarını açtı.

"Buraya gelmemeliydim."

Gergince mırıldandığında Jungkook masasının üstüne telefonunu bırakırken ona döndü.

"Seni evde bırakamazdım."

"Ama burayada getirmemeliydin. Jungkook her yer vampir kaynıyor sence burda olmam ne kadar doğru?! İşe gideceğiz derken böyle bir yer olacağını düşünmemiştim!"

"Ne bekliyordun?"

"Askeri bir üs beklemediğim kesin!"

Sinirle soluduğunda elini saçlarından geçirmek için fark etmeden sol kolunu kaldırdığında ise unuttuğu ısırık kendisini belli edercesine sızlarken yüzünü buruşturdu.

"Seni evden bırakamazdım. Ne hâle gelebileceğini dün akşam kendin bizzat deneyimlemedin mi? Yanında birinin olması şart!"

Jungkook işaret parmağıyla yeri işaret edercesine savururken karşılık verdiğinde, aldığı kararın sonuna kadar arkasındaydı. Evet, onu buraya getirmemeliydi ama evdede yanlız bırakamazdı.

"Birine emanet edemez miydin? Eve gelenler arkadaşların değil miydi? Onlardan biri gelebilirdi?"

Taehyung ard arda soru eki barındıran cümlelerini sıraladığında, Jungkook gözlerini yumup içine derin bir nefes çekti ve ardından sertçe ağzından dışarıya saldı.

Blood Rose/TaekookWhere stories live. Discover now