Blood Rose/Taekook

Yapılan Hatanın Cezası Kesilmelidir

Arkadaşlar, oy ve yorum istiyorum sadece... Bu konu üstünde çok durmak istemiyorum. Okuyanlara minnettarım. Bildirim gittiği gibi bölüme uçanlar var. Öyle ki bazen şaşırıp kalıyorum nasıl bu kadar hızlı oluyor diye. Kitabı takip edip bekleyen herkese teşekkürler. Kısa bir zamanda kitap 3k oldu.

Yazım hataları varsa özgünüm. İyi okumalar.

Jungkook üniformasının kollarını daha rahat hareket edebilmek için katlarken dilini yanağında bir kez turlatmıştı. Elinde bulunan bir kaç yüzüğüde çıkartırken arkasında yere dizleri üstüne çökmüş iki askere döndü.

"E-efendim-"

"Güzel ha?

Salonda Taehyung'a ithafen söylediği şeyi dile getirirken çıkarttığı son yüzüğüde masaya bıraktı ve parmaklarını gererek kıtlatırken yumruklarını açıp kapadı.

"Güzel vücut, baştan çıkarıcılık..."

Kollarının yakalarıyla oynarken onlara doğru ilerlediğinde 25 yaşlarındaki 2 genç korkuyla birbirlerine bakmışlardı. Kendi yetiştirdiği bir gruptan
böyle bir olayın gerçekleşmesi sinirlerini daha da
körüklerken sert bir nefes çekmişti içine.

"Efendim gerçekten öyle demek istemedik. Tamamen bir yanlış anlaşılma lütfen af-"

"Yanlış anlaşılma?" Jungkook kaşlarını kaldırırken başını 'Anlıyorum." dercesine ağır ağır salladı. "Yanlış anlaşılan neymiş?"

"S-siz-" korkudan kekelediğinde yanındaki arkadaşı dirseğiyle onu sertçe dürttüğünde içine derin bir nefes çekti. "Yani orda konuştuklarımızı siz duydunuz ama tamamen- yani aslında o anlamda söylememiştik he-hepsi şaka amaçlıydı-"

"Şaka mı!?"

Sesi iki gencin iliklerine kadar işleyip kafalarının içinde yankılanırken korkuyla gözlerini yummuşlardı.

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz!?"

Jungkook sol elini açmış bir şekilde havada sinirle sallarken, askerlerin sorduğu soruya karşılık vermeyişi saldırma isteğini tetiklemekten başka bir işe yaramıyordu.

"Ha!?"

Yere dizlerinin üstünde oturan gencin ikiside irkilirken Tanrıya bu odadan sağ çıkabilmenin duasını yapmaktan başka ellerinden bir şey gelmiyordu.

Cevap vermeyişleriyle her saniye daha da sinirlenen Jeon Jungkook'a karşı biri içten içe kendini yüreklendirip "Ha-hayır efendim." demeyi zar zor başarabilmişti.

Korkudan kelimeler ağzından çıkamıyordu.

Bayılacakmış gibi hissediyorlardı.

"Sizin o aklınızda yer edinen her bir iğrenç fikri bıçakla yerinden kazıya kazıya sökerim!"

Sonlara doğru sesi giderek yükselirken hatırladığı başka bir cümleyle kanının vücudundan çekildiğini hissetti.

'Ah cidden... onunla yatma fikri bile...'

Sinirden gözü seğirirken yerde yer edinen beyzbol sopasını aldığı gibi o cümleyi söylemiş olana vurmak için kaldırdığında ellerini önüne siper etmesiyle bağırdı.

"Söyle!"

Gür sesi koridorun başından bile duyulurken titremesi 400 metreden bile belli olan askere sıktığı çenesiyle kendisine hakim olmaya çalıştı.

Aksi takdirde öldürecekti ikisinide.

"Söyle! Yeminim olsun ağzın, burnun, çenen, gözün, kulağın her yerini yer değiştiririm! Söyle dedim!"