Dürtü

251 22 6
                                    

Taehyung yükselmeye başlayan vücut ısısıyla beraber yatağında pozisyon değişikliği yaptığında uykuda olan zihni, yavaş yavaş ayılmaya başlamıştı. Kaşları üstüne basan sıcaklıkla çatılırken tekrardan döndü yattığı yatak üstünde. Terliyordu, hemde fazlasıyla. Solukları hızlanmaya başlamışken göğsü hızla inip kalkıyor, yatağında bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu. Gözleri birden açılırken hızla doğrulduğunda elini boynuna götürdü. Hızlı nefes alış-verişleri devam ederken göğsünün sıkıştığını hissetti. Gelen ağrıyla eli kalbine giderken acıyla inlediğinde üstüne eklenen baş ağrısıyla gözlerini yumdu.

Acı çekiyordu.

Ve tüm vücudu alev alev yanıyordu.

Kolunda ısırılan yer yanmaya başlarken tekrardan acıyla inledi. Derin derin nefesler almasına rağmen aldıkları nefesler yetmiyor, oksijen vücuduna yetersiz geliyordu. Boğazındaki kuruluk aldığı nefesin orada takılı kalıp öksürmesine sebebiyet verdiğinde saniyeler sonunda sertçe kapı açıldı.

"Taehyung." Jungkook olacakları önceden bilirmişcesine hızlı adımlarla onun yanına ilerlediğinde öksüren bedene elini önce anlına, daha sonra ısıyı net anlayamadığı için tişörtün yakasının altına soktuğunda aldığı yüksek sıcaklıkla bir küfür savurdu.

"Jungkook ne oluyor bana-" tekrardan öksürürken anlından akan terleri elinin tersiyle silmeye çalıştı.

"Kalk."

Jungkook onun sorusunu daha sonra yanıtlamayı düşünürcesine bir süre kenara ittiğinde bir kolu yer edinmişcesine onun bacaklarının altından geçti ve diğer kolu da sırtını bulurken kucağına çekti genç çocuğu.

"Vücut ısını düşürmemiz lazım."

"Bana ne oluyor?!"

"Isırık yüzünden." Kısa bir açıklama yapması şart olurken kollarının arasındaki bedenle hızla banyoya girdi. Taehyung'u kucağından indirip kıyafetlerini çıkartmadan direkt duşakabinin içine soktuğunda, Taehyung ayaklarının soğuk zemine olan temasıyla tüm vücudu titremişti.

"Jungkook..."

Jungkook sonuna kadar çatılan kaşlarıyla suyun soğukluğunu ayarlamaya çalışırken sakin kalması gerektiğini kendisine sürekli hatırlatıp duruyordu.

Ateşi düşecekti.

Sorun yoktu.

Cildine temas eden, aslında ılık olan ama ona soğuk gelen, suya karşı Taehyung hızla geriye kaçmaya çalıştığında Jungkook onu bileğinden yakaladı.

"Kaçma."

"Soğuk..."

"Tae-"

"Soğuk!" Titreyen dişleriyle Jungkook'un elinde bulunan duş başlığını sertçe itelediğinde gözleri sulanmaya başlamıştı. "Jungkook çok soğuk. Üşüyorum." Jungkook onun bu tavrına karşı burnundan sert bir soluk çektiğinde çenesini sıktı.

O sürgünü öldürecekti.

"Gel." Elindekini başka tarafa tutup suyun ondan uzaklaşmasını sağladığında belinden kavrayıp yavaşça kendisine yaklaştırdı. "Ateşini düşürmemiz lazım. Beni bir dinle önce." Elini başını olumsuzca iki yana sallayan çocuğun yanağına çıkartıp ardından omzuna yerleştirdiğinde amacı sakinleştirmekti. "Ateşini başka türlü düşüremeyiz. Çok kısa sürecek,  sadece beş dakika." Yumuşak tutmaya çalıştığı sesiyle kelimeleri yavaş yavaş söylediğinde Taehyung içlerinin bile titrediği gözlerini onun gözlerine çıkardı.

"Beş..."

"Sadece beş..." Jungkook desteklemek istercesine eliyle havada beşi gösterdiğinde genç çocuğun dikkati de oraya kaymıştı. "Tamam?" Onayını beklermişcesine ona bakmaya devam ettiğinde Taehyung yavaşça başını salladı.

Blood Rose/TaekookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz