Kırmızı Gözlü Canavar

232 22 6
                                    

İyi okumalar.

Taehyung oldukça stresli bir günün ardından Jungkook'un kapıyı açmasıyla onun arkasından içeri girmişti. Havaya sesli bir soluk saldığında önünde yürüyen bedenin sırtına bir bakış atmış ardından da yere indirmişti gözlerini. Jungkook'un ani duruşuyla adımlarını takip etmediği için ona çarpması bir olmuştu. Jungkook başını havaya kaldırıp sağa doğru hafifçe bakarken verdiği sert nefes, kelime olarak diline vurmasada küfrettiğine işaretti.

"Ne işin var senin burda?"

Taehyung kaşlarını çatarken hafifçe arkasından çıkıp başını kim olduğuna bakmak için uzatmak istemişti. Jungkook onun bu yapacağını bilir gibi sağ elini arkaya atıp onu arkasına geri ittirdi. Genç çocuk onun iri bedeni arkasından, görmediğini bile bile, kaşları çatık şekilde huysuz bir bakış atmıştı Jungkook'a.

"Arkandakini görebiliyorum Jungkook."

Taehyung kendisinden bahsedildiğini anlayıp tekrar bakmak istediğinde Jungkook tarafından geri itilmişti. Taehyung gözlerini kapatıp sinirli bir nefes verdiğinde içindeki inatçı kişiliği, inatla bakmak istiyordu.

Jungkook kollarını birbirine bağlarken karşısında yayılmış şekilde oturan adama gülerek bakmıştı.

Komiklikten değil, sinirden gülüyordu.

"Sanırım sinirlisin biraz ha?"

Karşısında ona sırıtarak bakan herifi tutup ortadan ikiye katladıktan sonra camdan fırlatsa ne olurdu?

Jungkook ister istemez bu fikri aklından geçirirken sırtında hissettiği başla içine sakin olabilmek için nefes çekti. Onu korkutmamalıydı.

Taehyung'u yani.

"Sana burda ne işin olduğunu sordum."

Gözlerinin rengi siyahlıktan çıkıp hafif kırmızıya çalmaya başladığında koltukta oturan beden elindeki viski bardağını bırakıp gevşekçe ayağa kalkmıştı.

"Hmm dedim ki bayadır görüşmüyoruz. Beni özlemişsindir diye düşündüm."

Taehyung başını Jungkook'un sırtından çekip hafifçe ayaklarının üstünde yükseldiğinde Jungkook'un sağ omzunun üstünden adama bir bakış atmıştı. Jungkook'un tam önünde duran adamın gözleri hızla onu bulduğunda başını hafifçe sağ omzuna eğdiğinde gülümsedi.

"Merhaba ufaklık."

"Çek o kirli bakışlarını onun üzerinden." Jungkook daha da kırmızılaşan gözleriyle karşısındaki diğer krallıktan gelen, kendisine ayrı bir düşmanlık besleyen, vampire dik dik bakarken burnundan soluyordu. "Konuşmayacaksın onunla."

"Ah, kaç yaşındasın sen?"

Vampir Jungkook'u takmadan gülümseyen yüzüyle ona iri gözleriyle bakan genci süzmeye devam ederken Jungkook çenesini sıkmıştı.

"Yunh!" Öldürecekti onu az kalmıştı. "Def ol evimden!"

Yunh adındaki vampir elini Taehyung'un saçlarına dokunmak için kaldırdığında Taehyung hızla başını Jungkook'un arkasına sokup ondan kaçınmış, Jungkook ise sert bir şekilde uzatılan kolu kavramıştı.

Kim cürret ederdi?

"Bugün ölmek istiyorsun galiba?" Kavradığı kolu kan akışını kesicek çekilde kısarken diğer eliylede onun yakasını kavramış ve ileriye doğru bir adım atarken onunda geriye gitmesine sebep olmuştu. "Seve seve gerçekleştiririm bunu. Yeter ki dileğin bu olsun."

Yunh ona sırıtarak ukala bakışlar atarken Taehyung'un gözleri ikisinin arasında gergince mekik dokuyordu.

"Jung-"

Blood Rose/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin