10- Anlaşılmak

22.9K 1.2K 336
                                    

Burnuma dolan tanıdık kokuyla uyanmaya çalıştım. Gözlerimi açmaya çalışıyordum fakat olmuyordu. En sonunda zorla da olsa açmayı başardım.

Ağrıyan başım görmemi engelliyordu. Kirpiklerimi kırpıştırarak gözlerimi açtım.

Hastanedeydim.

Neden buradaydım? Ve nasıl gelmiştim?
Ya da en önemli soru; bana ne olmuştu?

"Dediğim gibi evlenmek zorunda kaldık işte." Birkaç gündür duymaya alışkın olduğum ses ile kulaklarım da açıldı.

"Kendine geldi." Dedi doktor olduğunu düşündüğüm kadın. Azad'ın gözleri hemen bana döndü.

Yorgunlukla gözlerimi tekrardan kırpıştırdım.

"Selam canım. Neden burada olduğunu biliyor musun?" Diye bir soru yöneltti kadın bana. Hatırlamaya çalışıyordum ama hayır, ya da bir saniye...

Evet hatırlıyordum. Banyodan çıkmam, komidine tutunmam, karın ağrımın çok fena olması, bir anda dengemi kaybetmem, yere düşmem ve bilincimin kapanması.

"Ev-" konuşamamıştım. Sesim çıkmamıştı. Boğazım kuruydu ve sesim bu yüzden çıkmıyordu. Suya ihtiyacım vardı.

"Su.." dedim son sesimle. Azad sehpanın üstündeki sürahiden bardağa su doldurdu ve bana uzattı. Doktor ise yastığımı dikleştirmeye çalıştı. Biraz da olsa kalktım ve Azad'ın uzattığı bardağı aldım. Yavaşça kafaya diktim.

Boşalan bardağı tekrardan sehpanın üzerine koydum.

"En son banyodan çıkmıştım. Karnımın ağrısı çok fazlaydı. Ayağım kaydı ve bir anda kendimi yerde buldum. Anlamadan bilincim kapandı." Dedim yavaşça.

"Karnının neden ağrıdığını biliyor musun peki?" Dedi kadın ciddi bir şekilde. Kafamı iki tarafa salladım.

"Bir soru daha soracağım." Dedi. Onu dinliyordum. Arada bir gözüm Azad'a çarpıyordu ama tekrar doktora dönüyordum.

"Sana bir başkası dokundu mu? Yani taciz etmeye kalkıştı mı? Ya da tecavüz?" Dediğinde korkarak yerime sindim. Yoksa... hamile miydim?

"Hayır.. hayır yok böyle bir şey... ne alaka?" Diye istemsizce konuşmaya başladım.

"Korkma Ferzan." Dedi kadın. Nasıl korkmazdım? Ailem öğrenseydi ölürdüm.

"Yok.. yok böyle bir şey... yalan atmayın." Dedim korkarak.

"Ben sadece soru sordum. Korkmana gerek yok çünkü kimse sana bir şey yapamaz. Azad sana bir şey yapmaya kalkışırsa beni bulur karşısında. Hem raporlarda bende var." Dedi hızlıca.

Sırrım ortaya çıkmıştı. Rezil olmuştum...

Ya da rezil olan ben değildim değil mi? Bunu bana yapan kişiydi rezil olması gereken.

"Hadi itiraf et. Ne oldu?" Dedi baskı yaparken." Gözlerim dolmaya başlarken ağzımı sıkıca kapattım.

"Korkma Ferzan." Dedi Azad.

"Sana bir şey yapmam. Kim sana dokunduysa ona yaparım." Dedi başını eğerek.

Düşünmeliydim... çok acı çekmiştim. Doğru muydu Azad'ın sözleri?

"Bana birisi bir şey yapmadı... gerçekten.." dedim birkez daha yalan söyleyerek.

Azad başını eğdiği yerden kaldırdı ve doktora baktı.

"Peki. Sen demeyeceksin ben söyleyeyim. Rahmin çok zarar görmüş. Vajinanda yaralanma meydana gelmiş ge bu da bir insanın kendi kendine yapabileceği bir şey değil. Birisi sana zorla dokunmuş olmalı ki senin rahmin zarar görmüş olmalı. Azad'ı tanıyorum. Kötü birisi değil. Sana zarar vermez."

Dedi kadın. Her şeyi öğrenmişlerdi. Aynı zamanda ben de öğrenmiştim.

"Son zamanlarda hiç karnın ağrıdı mı?" Dedi, sustum ve başımı salladım.

"Son 1 haftadır çok ağrıyordu." Dedim. Kabul etmeliydim. Azad'a güvenmiyordum ama onaylamıştım.

"En son ne zaman ilişkiye girdin?" Diye utanacağım bir soru yöneltti.

"1 hafta önce." Dediğimde Azad bana döndü.

"Ama vallahi zorlaydı. Lütfen bana zarar verme. Vallahi doktor hanım zorla oldu. İnan bana Azad." Telaşlı bir şekilde her şeyi söylemeye çalışıyordum.

"Sakin ol sana kızmayacağım." Dedi Azad sinirli bir şekilde. Sinirliyken ona nasıl inanabilirdim ki?

"Ben çıkıyorum Azad. Diğer hastalara bakacağım. Siz konuşun." Dedi kadın ve çıktı. Azad sakin olmaya çalışır gibi nefes aldı.

"Şimdi doğru dürüst anlat." Dedi. Başımı eğdim. Ne anlatabilirdim ki?

"1 hafta önce yani nişanın kesildiği günün gecesinde oldu. Çoğu zaman taciz edilmiştim ama o gece bana tecavüz etti. Kapıyı kilitledi. Kaçmaya çalıştım ama izin vermedi." Dedim. Göz yaşlarım bir bir yorgana aktı.

"Sana bunu yapan or*spu çocuğu kim?" Dedi sinirle. Eğik olan başımı kaldırmadım. Ellerimle yüzümü sildim.

"Ferzan ağlama ve bans kimin yaptığını söyle. Sana zarar vermeyeceğimi söyledim." Dedi sinirle. Beni ailem mahvederdi.

Başımı kaldırdım ve Azad'a baktım.

"Anlamıyorsun! Ailem beni mahveder! Senin ailen beni kapı dışarı eder! Namusum kirlendi diye herkes beni konuşur!" Ağlayarak kurduğum sözler hıçkırıkla devam ediyordu.

"Eğer ailen bir şey derse inan ki.onlara da zarar veririm. Ailem seni kapı dışarı etmez. Ya şimdi söyle ya da kendim zorla bulurum." Dedi kapıya doğru giderken.

"Tamam... dur!" Diye haykırdım. Benim bağırışımla kapının başında durdu.

"Amca oğlum Gökhan yaptı. Lütfen öldürme... bak onlar çok güçlüler. Seni ve aileni öldürürler. Beni de ailem öldürürdü. Bulaşma Azad..."

"Onlar güçlülerse bizde Gök aşiretiyiz. Sen uyurken Gülşen işe çok konuştuk. Kısır bile kalabilirmişsin. Hem onlar kim de bana ve aileme zarar verecekler?" Dedi Azad. Anlamıyordu..

"Anlamıyorsun... Bana zarar verirler... namusum hakkında tüm kasaba konuşur. Zaten bu yöre de çift cinsiyetli doğmam yeterince ayıplanırken namusumun beş paralık olması nasıl konuşalacaktır?" Dedim daha da çok ağlayarak.

"Ya ne namusu? Senin namusun falan kirlenmedi. Kendine gel!" Diye bağırdı yanıma gelirken. Korktuğum için ağlamalarım hıçkırığa dönüştü tekrardan.

"Ayıplanacak kişi sen değilsin Ferzan! Sana kimse zarar veremez!" Dedi bir kez daha bağırırken. Bana zarar verilecekti. Biliyordum.

"Ağlama..." dedi sakin olmaya çalışırken.

"Bilmiyorsun. Anlamıyorsun. Bana zarar verecekler!" Cümleler beynimde tekrarlanıyordu.

"Ferzan kendine gel."

"Zarar verecekler çünkü ben lanetliyim." Dediklerimi ben seçmiyor gibiydim. Denilenleri duymuyordum bile.

"Ferzan kendine gel!"

"Namusuma laf edecekler! Öldürecekler beni!"

Yanağıma yediğim tokatla başım yana kaydı. Gözlerimden yaşlar akarken hıçkırıklarım durdu ve kendime gelmeye çalıştım.

"Özür dilerim." Dedi Azad Ağa.

"Kendine gelmen gerekirdi... üzgünüm." Dedi tekrardan.

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○

Selamlar
Öncelikle son kısımda Azad'ın attığı tokadın tabii ki affı, özrü olmaz fakat dediği gibi, Ferzan kendine gelsin diye atıyor. Ve öyle okkalı bir tokatta değil. Ferzan'ın başının yana dönmesi, kendinde olmayıp kendini koruyamamasıydı. Yani bu çok şiddetli bir tokat değildi. Her yazdığım şeyde hata arıyan bazı manyaklar için yazdım bunu.

Neyse anlamadığınız bir şey olursa yazın, gördüğüm zaman cevap veririm 💗

Görüşmek üzereeeee 💗💗

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Where stories live. Discover now