15- Yemek

17.6K 1.2K 319
                                    

Yorum yazmayı unutmayın, yorumlarınız benim için çok önemli ♡💗

İtalik yazı Kürtçe, düz yazı Türkçe

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°

"Burada tüm yemekler var. Ne yemek yapmak istersen yap." Dedi Nurten.

"Ben yemek yapmayı bilmem ki..." dedim utana sıkıla. Nurten abla bunu duyduğuna baya şaşırmıştı.

"Gerçekten mi?" Dediğinde başımı salladım.

"Küçükken ben hep odalara kapatıldım. Annem öğretmeye çalışmıştı ama babam buna da izin vermedi Nurten abla." Dedim. Nurten ablanın yüzündeki üzgün ifadeyi görebiliyordum ama yapacak bir şey yoktu.

"Çeneniz değil eliniz çalışsın! Hele ki sen karı bozuntusu! Akşama yemekler hazır olacak. Kimse de yardım etmeyecek. Bakalım el lezzetin nasıl?" Anne mutfağa girdiğinde biz de ona dündük.

"Bugün ben yapayım ana. Yarın Ferzan yapar. Bugün benim yapasım geldi. Poğaça, börek, kitel, ikbebet, dolma, içli köfte falan yaparım bugün. Hem babamın canı ne zamandır çekiyordu. Bugün yaparsam belki benim gibi yapar Ferzan abi." Dediğinde kafamı yerden kaldırmadım. Bilmediğimi söylememek için yalan uydurmuştu. Hem de anneye karşı.

"Demek öyle dersin? Haa, tamam o zaman. Söylerim sana da yardım ederler." Dedi anne ve mutfaktan çıktı.

"Teşekkürler Nurten abla." Diyerek güldüm.

"Hep böyle gül inşallah." Dediğinde bir kez daha güldüm ve amin dedim.

Nurten abla bana yapacağı yemekleri gösterirken ve yaparken ona dikkatlice bakıyor ve dinliyordum.

"Bak şimdi bir de yumurtayı bunun üstüne sürdük mü hmm enfes olacak." Dedi. Yanımıza Melek ve Dilara da gelmiş bize yardım ediyorlardı. Doğrusu Nurten ablaya yardım ediyorlardı.

Hepsinin yemek bilmesi garibime gitmişri doğrusu. Çünkü o kadar fazla hizmetli ama vardı evde. Bilmeyeceklerini düşünmüştüm.

"Kız dinlesene boşuna mı anlatıyorum burada?" Diyen Nurten ablaya güldüm. Benim gülmemle beraber hepsi güldü. Eğlenceliydiler. İnşallah hep böyle kalırlardı.

Akşam üstü yaklaşırken çoğu yemeğin yapımı bitmişti. Geriye tatlılar kalmıştı. Aklıma sütlaç geldiğinde olur mu siye dülünmüştüm. Tek yapabildiğim şey belki de sütlaçtı.

"Şey Nurten abla." Dedim utanarak. Nurten abla bana dönüp baktı.

"Sütlaç yapayım mı? Tek bildiğim şey o da. Bari tatlı yapmış olayım." Dediğimde düşündü. Melek ve Dilara,

"Olur olur!" Diyerek sevinç çığlıklarıyla bağırdılar. Çok severdim sütlaçı. Küçükken zorla da olsa annemden istemiştim ve babam görmeden bana öğretmişti. Ondan sonra hep aklımda kalmıştı.

Dolaptan gerekli şeyleri çıkardım ve yapmaya başladım. Sohbet muhabbet derken bitirmiştik ve her şey neredeyse tamdı.

Yavaş yavaş saat yediye gelirken hizmetli ablalar da sofrayı kuruyorlardı.
Onlara yardım ediyordum ara sıra.

Kapı çaldığında hizmetli bir abla gitti ve kapıyı açtı. Kapıdan giren kişi anneydi. İsmini biliyordum fakat unutmuştum ve bu yüzden ona hep anne diyordum. İsmini hatırlamak istediğimi düşünmüyordum.

"Neden gelin bakmadı kapıya?" Diye bağıran kadınla başımı yere eydim.

"Çünkü sofrayı kuruyordu." Diye söyledi Melek.

"Ona mı kalmış sofrayı kurmak?" Dedi anne sinirli sinirli.

"Ona mı kaldı kapıya bakmak?" Dedi Dilara. Melek ile kol kola girmişlerdi ve anneye söz geçiriyorlardı. Neden bilmiyordum ama onlar bile annelerini sevmiyorlardı.

"Neyse ne, çok açım. Daha gelmediler mi babanlar?" Dedi kadın ve koltuğa oturdu. Hizmetli ablalar annenin elindeki şeyleri alıp gittiler ve tekrar yanımıza geldiler.

Kimse cevap vermeyince anne kendi kendine konuşmaya başladı.

Az sonra tekrardan kapı çaldı bu sefer ise ben bakmaya gittim. Sanırım annenin gözüne fena batmıştım. Eskiden de böyleydi. Yapsam batıyordum, yapmasam batıyordum. Beni kendi ailem sevmezken başkasından mı medet umuyordum?

Kapıyı açtığımda önden baba, arkadan ise Azad ve onun arkasından ise erkekler girdi. Hepsinin ellerinde birkaç eşya vardı. Sanırım bunlar da onların hizmetlileriydi.

"Hoş geldiniz." Dediğimde hepsinin ağzından hoş bulduk çıktı ve teker teker koltuklara oturdular.

"Çıkabilirsiniz siz." Diye emir verdi baba. Hizmetli abiler kapıdan çıkarken, masaya oturmaya başlandı. Ben tabii ki mutfakta yiyecektim.

Mutfağa gitmek için oturduğum koltuktan kalktım ve mutfağa doğru adımladım.

"Nereye?" Kürtçe çıkan sesle arkama döndüm. Azad meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Mutfakta yemeyecek miyim?" Diye sordum meraklı bir şekilde. Azad'ın gülen yüzüne baktığımda,

"Neden orada yiyeceksin oğlum?"  Diyen babaya baktım. Oğlum lafıyla irkildim. Bana babam tarafından bile oğlum denilmemişti. Çünkü hiç erkek gözüyle bakılmamıştım.

"Artık sende bizim ailemizdensin. Bizden utanıp sıkılma." Dedi baba. Herkesin tek tek suratına baktığımda annenin somurttuğunu fark ettim. Bu kadının benimle alıp veremediği vardı.

Masaya doğru yaklaştım ve sandalye çekip oturdum. Yemekler tabaklara konurken Azad konuşmaya başladı.

"Kim yaptı yemekleri?" Dedi. Dilara abla hemen lafa atlafı.

"Ferzan ile Nurten. Tabii biz de yardım ettik ama öyle ahım şahım bir şey yapmadık. Hele var ya, Ferzan sütlaç yaptı. Bir görmen lazım. Mutfak sütlaç kokuyor." Dedi övüne övüne.

"Doğru söylüyor abla." Dedi Esma atlayarak.

"Ellerinize sağlık o zaman çocuklar." Dedi baba. Tüm kardeşlere baktığımda hepsi de gülüyordu. Yardımı biliyorlardı.

~

Yemekler bitmiş sofra kaldırılıyordu. Tabii ki yine yardım ediyordum. Yardım etmeyi birilerinin gözüne sokmak için değil de, hizmetli ablalar yorulmasın diye yapıyordum. Zaten koca konağı temizliyorlardı.

Herkes teker teker koltuklara geçmiş çok ciddi bir şeyler konuşuyorlardı. Azad yerinden kalktı ve mutfağa doğru ilerlemeye başladı. Onunla beraber ben de mutfağa girdim.

"Sütlaçı gerçekten sen mi yaptın?" Dediğinde başımı salladım.

"Ablamlar mı dedi?" Dedi. Anlamamış gibi ona baktım. Tabakları tezgaha koyduğum için elime bakıyordu.

"Sütlaçı çok sevdiğimi." Dedi ciddi bir şekilde. Güldüm, gülüşüme baktı.

"Hayır tabii ki, sütlaçı çok sevdiğim için yaptım." Dediğimde o da güldü. Rahatlamış gibiydi.

"Çok güzel." Dediğinde kafamı salladım ve mutfaktan çıktım.

"Mîna te" son dediğini duymadığım için aldanmadım ve tekrardan masanın yanına gittim toplamak için.

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Where stories live. Discover now