28- Düşünceler

14.5K 973 163
                                    

Sizleri seviyorum. Kendinize dikkat etmeyi unutmayın. Yorum yaparsanız mutlu olurum. İyi okumalar 🫶🏻

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○

Sonunda varmıştık Antalya'ya. Şimdi ise otelin içine yerleşmeye çalışıyorduk. Önümüzdeki çalışan elimizdeki bir tanecik bavulu almış odamızı göstermek için ilerliyordu. Odanın önüne geldiğimiz zaman durdu ve kart ile odayı açtı. Büyük odaya bakarken camdan gözüken denize baktım. Çalışan bir şey demeden bavulu bıraktı. Kartlarımızı bize verdikten sonra gitti.

Bavul olayı tamamen yoldayken gelişmişti. Avmye girip almıştık. İkimiz için yeterli olan birkaç şey aldıktan sonra arabadayken depmiştik.

Soğuk havaya karşılık güneş parıldıyor, denizi de kendisi gibi parlatıyordu. Yatağa oturduğumda Azad bavulu açıp içinden eşyalarını aldı.

"Ben banyoya giriyorum." Dedi kısaca. Kafamı yavaşça salladım. Kendimi arkaya doğru bıraktığımda sırtım yumuşak yatakla buluştuğunda derince nefes aldım. Banyonun kapısı açıldı ve tekrar kapandı. Su sesi duyulurken duş almaya başladığını anlamıştım. Gözlerim kapanırken kendimi hiç zorlamadım ve kendimi uykuya teslim ettim.

♪♪♪

Saçlarımda bir dokunuş hissederken gözlerimi açtım. Işık gözlerime temas ederken tekrar gözlerimi kapattım. Ellerimi gözlerime siper ederek Azad'a baktım. Sırıtışı tüm yüzüne yayılırken parmaklarıyla saçıma nazikçe dokunuyordu.

"Farklı kokuyorsun." Dedim uykulu sesimle. Kokusu tamamen farklı kokuyordu. Nane değildi. Nane kokusu ona yakışıyordu.

"Otelin şampuanları farklı." Dedi ciddi ciddi. Kafamı salladım. Karnımı elledim. Acıkmıştım.

"Acıktın mı?" Dediğinde tekrar kafamı salladım. Gözleriyle arkaya baktığında ben de oraya baktım. Komidinin hemen önünde duran masaya baktığımda yemeklerin dizildiğini gördüm. Yatakta oturur şekle geldiğimde Azad çoktan yataktan kalkmıştı. Ben de onun gibi kalktım ve lavaboya koştum. Ondan önce girdiğim için kahkahamı saldığımda o da güldü.

Yüzümü yıkayıp girmesine izin verdim. Lavabodan çıktım ve direkt olarak masaua koştum. Hayatımda bir şeyler değişmişti. Belki bunu demek için erkendi bilemiyordum fakat Azad düşündüğüm gibi birisi değildi. İlk tanıştığımız da ablama kızdığından dolayı onu babam gibi birisi zannetmiştim. Fakat bana hiç vurmamış, hiç kızmamıştı. Hatta sırf bana kızdığı için annesine bile kızmıştı.

Masaya oturup onu beklemeden ağzıma birkaç şey attım. Ağzım anında dolarken o da lavabodan çıktı ve yanıma gelip oturdu. Önce bana baktı daha sonra o da benim gibi ağzına bir şeyler attı. O yavaş yavaş, ben hızlı hızlı yerken kahvaltı bitti. Masadakileri kaldırmaya ihtiyaç duymadan öyle bıraktık. Azad bavuldan birkaç kağıt alıp çalışma masasına ilerledi. Oturduğunda ne kadar ciddi olduğunu görmüştüm.

Gören birisi onun doğulu olduğunu düşünmezdi. Tamam kaşları ve kirpikleri çok güzeldi ve siyahtı. Kaşları o kadar olmasa da gürdü. Kirpikleri gözünün her yerine yayılmıştı. Başka bir erkeğe yakışmayacaktı sanki. Derin bir şekilde çalışmaya devam ederken midemin bulandığını hissetmiştim. Elimi ağzıma götürüp lavaboya koştum. Birkaç saniye sonra hiçbir şey kusmadan içeriye girdim.

"İyi misin?" Diyen kalın sesle soluma döndüm. Çalışma masasında hâlâ kağıtlara bakan adama sadece kafamı salladım. Önemsiyor muydu beni? Önemsese yanıma gelirdi.

"Hastaneye gidelim istersen?" Dediğinde olumsuz anlamda başımı salladım. Gitmek falan istemiyordum. Önemli işleriyle uğraşmaya devam edebilirdi.

"Önemli işlerinle uğraşmaya devam et." Dedim düşündüklerimi söylerken. Bir gülüş yerleştirdi ve kıkırdadı. Kolundaki saate bakıp tekrar kağıtlara döndü. Çok ciddi bir iş yapıyordu ama o kadar dikkatli değildi.

"Her şeye gül zaten." Dedim sessizce.

"Yanımda sen varsın tabii her şeye gülerim." Dedi utanmazca. Bu adam ne derse desin ağzım hep açık kalıyordu. Gerek utanmazlığı gerek açık sözlülüğü gerek ise uydurduğu yalanlarıyla ağzım açık kalıyordu.

"Çok açık sözlüsün." Dediğimde tekrar dudaklarına gülül yerleştirdi.

"Trip atman geçti mi?" Dedi biraz önceki şeyi hatırlatarak. Önüme döndüm bir şey demeden. Demek tripli kalmamı istiyordu. Peki öyle yapacaktım o zaman.

Tekrar eden mide bulantımı bastırmak amacıyla elimi karnıma götürdüm. Regl dönemim yaklaşmıştı ama olmuyordum. Belki de birkaç gün sonra olurdum.

Bastırmak için yaptığım hareket işe yaramamıştı aksine daha da kötü olmamı sağlamıştı. Lavaboya tekrar gittiğimde klozeti açtım ve parmaklarımı boğazıma götürerek bastırmaya başladım. Biraz önce yediklerimin hepsi klozete doğru akarken daha fazla midem bulanmıştı. Sırtımda bir el hissettiğimde ona baktım.

"Miden bulanır bakma." Uyarmamla beraber gülümsemesi bir olmuştu.

"Hastaneye gitmemiz gerek." Dediğinde onu kabul etmeyerek başımı salladım.

"Gerek yok." Dedim tekrardan. Derin nefes aldı ve sırtımı sıvazladı.

"Mardin'e gittiğimizde gideriz." Dedi bu sefer. En sonunda kabul etmeyi düşündüm. Başımı salladım.

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin