48- Şok Olmak

6.6K 461 157
                                    

Okul açılınca çok yazamadım ama sonunda uzun bie bölüm yazabildim.

Yorum 💗💖

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○

"Bundan da ye." Azad'ın önüme ittiği zeytine baktım. Sevmezdim ki siyah zeytin. Geri önüne ittim.

"Sen ye, ben sevmem." Dedim yeşil zeytine çatalımı batırırken. Hemen sonra peynir attım ağzıma. Ben hızlı hızlı yerken Azad beni izliyordu. Bu adam çok mu aşıktı bana?

Ağzıma kopardığım küçük ekmek parçasını atarken karnımda küçük bir sızı oluştu. Saniyesinde giderken yemek yemeyi durdurmuştum. Aynı his tekrar oluşurken karnıma baktım. Azad bir gariplik olduğunu anlamış olacak ki sordu,

"Bir şey mi oldu? Miden mi bulandı? Karnın mı ağrıyor?" Teker teker soruları sıraladığında karnımı gösterdim.

"Galiba bebek yaptı. Bak yine oldu." Anlık gelen hissi bu sefer Azad'a göstermeye çalışmıştım. Azad'ın elini alıp karnıma koydum. Fakat bu işe yaramamıştı.

Azad kafasını salladı olumsuzca. Anlamamıştı. Ona baktım, gerçekten anlamamış mıydı?

Kahvaltımızı etmeye devam ederken içeriden telefon zil sesim duyuldu. Tam kalkacakken Azad eliyle engelledi ve benden önce kalktı. Telefon kulağındayken geldi. Tekrardan oturdu ve çatalını peynire batırarak ağzına attı.

Kaş göz yaparak ona sordum,

"Kim o?" Sessiz sorumun ardından Azad telefonu kendi kulağından çekti ve benim kulağıma yasladı. Şaşırarak ona baktım. Bari kim olduğunu söyleseydi!

"Ferzan'ım iyi misin? Ablasının gülü." Ablamın sesini duyduğumda rahat bir nefes verdim.

"İyiyim abla, sen nasılsın?"

"İyiyim ablasının gülü. Biz enişten ile bu akşam size geleceğiz, müsait misiniz?" Diye sorduğunda Azad'a baktım tekrardan. Omzunu silkti. Çatalını bu sefer zeytine batırdı.

"Sorun olmaz abla. Gelin tabii ki." Dediğim gibi telefonun ardından ablamın sevinç nidaları duyuldu. Gülümsedim ve biraz daha konuştuktan sonra kapattım.

"Bugün bir yere gidecek misin?" Diye soru yöneltti Azad. Telefonu masaya koyarken kafamı salladım. Gitmek istemiyordum, ya da nereye gideceğimi bilmiyordum.

"İstediğin bir yer var mı?" Dedim masadan kalkarken. Hızla kafasını salladı. Tabakları alıp lavabonun içine koydum.

"Yani aslında bebeklere eşya almaya gideriz diye düşünmüştüm. En azından beşik falan?" Dedi. O da benim gibi tabağını alıp lavabonun içine koydu. Ellerini yıkadı ve üstüme kuruladı.

"Ya napıyorsun?" Dedim sinirle. Aslında sinirden çok bir şaşırmaydı benim için. Suyu açıp ellerimi ıslattım ve yüzüne doğru ellerimi salladım. Yüzü ıslanırken sırıtarak bana bakıyordu. 'Ohh' demek için ellerimi göğsümden aşağıya doğru silkeledim.

'•.

Bebek mavisi ve kremrengi dükkana baktım. Küçük bir dükkandı. Azad elimi tutarak kapıyı ittirdi. Kapıyı ittirdiğimiz zaman kısık bir şekilde çan çaldı. Çanı duyan kız yanımıza adımladı.

"Hoş geldiniz." Dedi sevecen bir tavırla. Azad kafasını sallayıp,

"Hoş bulduk. İkizler için eşya bakacaktık." Dedi kısaca. Kız kafasını salladı. Kızın üniversite öğrencisi olduğu belliydi. Çok gençti.

"Anne nerede? Onun zevkleriyle hareket ederdik." Dedi kız. Gülüşümü tutamadığım için bana baktı. Sonra şaşkınca karnıma baktı.

"Aa, ben üzgünüm. Fark etmemişim sizin hamile olduğunuzu." Düzeltmeye çalıştığı çok belliydi.

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Där berättelser lever. Upptäck nu