38- Gece

10.4K 779 130
                                    

Azad'ın görünüşü olabilir mi?

Yorum yapmayı unutmayınız 💗

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○

"İşin bitmedi mi hâlâ?" Dedim bıkkınca uykulu gözlerle bana döndü ve kafasını salladı.

"Pff" tekrar televizyona döndüm. Ekranda hiç görmediğim, görsem bile izlemeyeceğim saçma bir dizi vardı. Yatları katları olan mafya erkek başrol, fakir olan kadın başrol. Hep olan yaz dizileriydi işte. Gözlerimi yavaşça kapattım ve uyumaya çalıştım.

Fakat gelen tıkırtılar ve koltuğun çökmesiyle gözlerimi açtım. Yanıma yatan bedene baktığımda çoktan yanaklarıma öpücük kondurmuştu.

"İşin bitmediyse bitir. Eve gidelim." Dedim uykulu bir şekilde. Dudağıma kondurduğu öpücükle susmak zorunda kalmıştım.

"Birkaç saatlik işim var. Dersen sorun yok saat iki ya da üç gibi gideriz. Sen uyu burada." Dedi. Çok anlamıyordum uykum vardı.

"Hıı." Dedim daha da çok yayılarak. Yanımdan kalkmış tekrar koltuğuna ilerlemişti sanırım.

Birkaç tıkırtı geldiğinde gözlerimi açmadım fakat kullaklarım duyuyordu.

"Sessiz ol Nergis, uyuyor görmüyor musun?" Azad'ın sinirli çıkan sesiyle tebessüm ettim.

"Afedersiniz Azad Bey görmemişim." Dedi kadın. Topuklu ayakkabının sesi kaybolurken gözlerimi açmaya çalıştım. Ama yapamamıştım. Bilincim çoktan kapanmıştı.

🌘

"Ah Ferzan'ım ben seninle ne yapacağım?" Kucaklanma hissiyle gözlerimi açtım. Uykulu gözlerle etrafa bakıyordum.

"Azad kör oldum!" Dedim korkuyla. Azad benden gelen sesle titredi.

"Ne?" Dedi anlamaya çalışırken. Sonra gülme sesi geldi ondan

"Gülme Azad! Köre oldum! Her yer siyah!" Azad dediğimle daha çok gülmeye başladı. Arabanın sesi öttüğünde çalıştırdığını anlamıştım. Ya da durduğunu. Daha sonra ışıkları açıp kapadı.

"Kör müsün Ferzan'ım?" Dedi gülmeye devam ederken. Kucağından inip onun omzunu yumruklamaya başladığımda önden önden kaçtı. Hâlâ gülüyordu!

Anahtarı kapının deliğine yerleştirmiş açmaya çalışıyordu. Çok yorulmuştuk gerçekten de. Evet ben onu izlerken yorulmuştum. Bir de arada Nergis denilen kadın gelip bir şeyler getirmiş, gitmişti.

"Sessiz ol." Dedi Azad bana bakarak. Ona bakarken gülesim geldi ve kıkırdayışımı kontrol edemedim. Kıkırdayışım kahkahaya dönüşürken ağzımı kapattı. O da gülmemeye çalışırken kapının önünde mal mal sırıtıyorduk.

"İyi ki sessiz ol dedim." Dediğinde kontrol altına aldığım gülüşüm tekrar ortaya çıkmıştı. Dudaklarımı ısırıyordum gülmemek için. Komik bir şey yoktu ama gülesim geliyordu. Beni kucağına aldı ve içeri girdik. Hiç rahatsız olmadan o şekilde girdim.

"Hayırdır bu saatte ne evi?" Çıkan ses ile direkt kucağından indim. Bakışlarım Arîn Hanım'ı bulurken o da bana baktı. Saf nefret ile bana bakıyordu.

"İşimiz anca bitti anne." Dedi Azad arkamdan. Elimi tuttu ve merdivenlere adımladık.

"Hadi sen de yat anne." Dedi. Merdivenlerden çıkarken arkama dönüp anneye baktım. Bize iğrenircesine bakıyordu.

Bana böyle bakmasına şaşırmıyordum. Kendi oğullarına ve kızlarına neler yapmıştı, milletin oğluna neler yapmazdı?

Tebessüm edip önüme döndüm. Azad bana dönüp güldüğünde yine gülüşüme engel olamamıştım. Kıkırdamaya başladığımda gülüşü derinleşti. Odanın kapısını açıp içeriye girdiğim de kapalı odada yürümeye çalıştık. Azad ışığı açıp banyoya gittiğinde ben de üstümdekileri çıkartmıştım. Üstüme pijama giydiğimde nane kokmadığını farkettim. Bir saniye ne?

Kıyafetlerim neden nane kokmuyordu?
Nane kokması lazımdı. Canım nane çekmişti. Hayır hayır, canım nane kokusu çekmişti. Bu aşerme değildi. Canım ciddi anlamda nane kokusu çekmişti.

Azad banyodan çıktığında ona baktım. Ona doğru hızlıca adımladım. Bana meraklı meraklı baktı ve ne yaptığımı anlamaya çalıştı. Elimi kafasına doğru götürdüm. Başına baskı uyguladığımda ne yapacağını anlamadı. Ayak uçlarımda uzandığımı görünce kafasını eğdi. Uzunca kokladım saçlarını. Nane kokmuyordu?

"Kokmuyorsun?" Dedim şaşkınca ne dediğimi anlamayıp bana baktı.

"Nane kokmuyorsun." Dedim üzgünce. Dudağımı büzüp ona baktım.

"Şampuanım bitmiş. Ben de şampuan kullanmadım. Bugün parfüm sıktım üstüme. O yüzden kokmuyorumdur. Yarın gider alırız." Dedi kendini açıklamaya çalışarak. Nasıl yani bu kendi kokusu değil miydi?

"Nane senin kendi kokun değil miydi?" Dedim şaşırarak. Güldüğünü gördüğümde kandırıldığımı anlamıştım. Vay hain adam!

"Canım nane kokusu çekti. Nane falan getir bana. Hatta gidelim şampuanından alalım. Ya da sabun falan. Yok ya en iyisi gidelim ikisini de alalım. Yanına bir de duş jeli alsak iyi olur. Hem ben de senin gibi kokarım." Yavaşça konuştuğumda beni sakinlikle dinliyordu. Üstünde bornoz vardı fakat sırf beni dinlemek için öyle duruyordu.

"Üstüme giyeyim çıkarım ben almaya." Dedi dolaba ilerleyip. Ağzımı şaşkınlıkla açtım. Gerçekten şu saatte benim için yapar mıydı bunu? Ya da bebek için? Vay be.

Ben olsam gitmezdim.

"Teşekkürler Azad Ağa." Ağa lafını belki de ilk defa kullanıyordum ona karşı. Hiçbir zaman ağa dememiştim ona. Ağa dediğimi duyduğunda güldü.

"Hadi sen uyu. Ben gelirim." Dediğini yapıp yatağa girdim. Işığı kapatıp odadan çıktı.

🌘

Yatağın bir tarafının çökmesiyle gözlerimi araladım. Nane kokusu burnuma geldiğinde derince nefes aldım. Burnumu saçlarına sürttürdüğümde anlamıştım saçlarının ıslak olduğunu. Burnumun ucu ıslanırken tebessüm ettim kendi kendime. İstediğim olmuştu.

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin