Rüzgar Aksoy

26.2K 764 28
                                    

Aksoy aşiretinin en büyük oğlu, Mardin'in en büyük ağası, yakışıklı,uzun boylu,yapılı, mavi gözlü...
O da saçma gelen bu törelere karşı,; adaletli, sert fakat, ailesine karşı her zaman hoşgörülü: Rüzgar Aksoy.

Rüzgar; 30 yaşında, Bogaziçi Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdi. Üniversite 2'ye kadar İstanbul'da okudu. Daha sonra , yatay geçişle İngiltere'de öğrenimini tamamladı.

4 sene önce Mardin'e geri dödü. Babası ağalığı ,oğluna bıraktı. Geldiğinden beri işleri çok geliştirdi. İstanbul'daki şirketi büyüttü, Mardin'in gelişmesi için büyük iş anlaşmaları yaptı. Mardin' de herkes sever , sayar ve çekinirdi Rüzgar Ağadan...

Yağmur (Rüzgar'ın kardeşi-19 yaşında) :"  Benim yakışıklı abim, Mardin'in en gözde bekarı , nasılmış?"
Sofradaki herkes gülüşmeye başlamıştı.
"Sen gene bakalım ne isteyeceksin benden?" dedi Rüzgar.
Yağmur:" ne isteyeceğim. Hal hatır da sormak suç oldu artık. Valla ben bıktım bu kızlardan ; yok abinin numarasını ver, yok bizi tanıştır... Yeter be evlendirme programı mıyım ben :)"

Dilşan hanım (babanne): " konuş keçanım, abinin bir şey yapacağı yok . Sen yap bari , bul birini. Onun yaşındakiler dede olacak neredeyse, bizimki gene tohuma kaçtı."
Rüzgar:" aşk olsun daye , sen beni nasıl paylaşabilirsin biriyle, kıskanırsın diye evlenmiyorum ben."
Daye:" sus zırtapoz , bi de dalga geçiyor. Bekar ağa mı olurmuş.? Yeter artık. Bul birini ya da ben önüme gelen ilk kızı isteyeceğim"
"Aşk sultanım aşk. Aşksız evlilik mi olurmuş?"

Rüzgar , bugüne kadar hiç bir zaman , kimsenin gönlüyle oynamamıştı. Hiç bir zaman aşık olmamıştı. Bundan sonra da aşık olacağını zannetmiyordu. Artık çocuk değildi. Aşk çocukken olan bir şey değil miydi?  Kendi kız kardeşleri olduğu için, hiç bir kadının kalbini kırmamıştı. Çünkü babasından öyle görmüştü.

Hüseyin ağa annesi Delal ile berdel usulü evlenmişti. Ama zamanla bu kadına aşık olmuş, birbirlerini sevmişlerdi. Çocuklarını da çok güzel yetiştirmişlerdi. Sevgi dolu bi ailede , yaşayıp gidiyorlardı. Kapının arkasında herkese karşı sert olabilirlerdi ama ; evin içinde birbirlerine sevgili ve saygılıydılar.

Kuzey (Rüzgar'ın kardeşi- Rohin'in ikizi): " daye sen merak etmeyesin. Ben abimden önce evlenirim bu gidişle, senin torun hasretine son veririm. Ben biliyorum. Sen torununun torununu görmek istiyorsun : direk cennete gitmek için. Ben seni gönderecem merak etme." (Torununun torununu gören cennete gidermiş diye bir inanış vardır. O nedenle)
Daye:" bak sen bacaksıza bi de benle dalga geçiyor. Hüseyin sen mi ağzının payını verirsin , ben mi vereyim?"
" dön len önüne" Rüzgar'dan ensesine tokat yemişti. Herkes gülüşüyordu.

Rohin (Kuzeyin ikizi): " ya ana sen benim bununla ikiz olduğuma emin misin? Şu aptal hareketleri , beni şüpheye düşürüyor. Hastahane de karıştırdınız dicem ama ; evde doğdum. O ihtimalde ortadan kalkıyor ki malesef"
Hüseyin ağa:" valla bi kahvaltı ettirmediniz be , hadi yiyin artık. Rüzgar'ım Ankara'ya ne zaman gidiyorsun?"
" Bu akşam baba. 2 gün kalıp döncem. Zaten her şey hazır. Sadece imzalar atılacak."

Rüzgar, Ankara'da da işleri geliştirmek istiyordu. O yüzden ortaklarla anlaşma imzalayacaktı. İşleri daha da genişletecekti.

Kuzey:" Abi bende geleyim mi ? sen işlerle ilgilenirken ben de turlarım."
" otur oturduğun yerde, hemen döncem zaten. Bi dahakine beraber gideriz."

Kahvaltı yapıldıktan sonra , Rüzgar şirkete çıktı. Hüseyin ağa işleri Rüzgara bıraktığından beri , şirkete sadece muhabbete gidiyordu. Oğluna çok güveniyordu ve bu güvenini hiç boşa çıkarmamıştı. Bi de evlense tam olacaktı. Ama Rüzgar'ı tanıyordu. O nedenle oğluna hiç ısrar etmiyordu. Elbet gönlüne göre bulacaktı birini , zamanı gelince.

Berdel Aşk Töre- Beni Sever misin?Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora