Berdel Aşk Töre- Beni Sever misin?

Sadece Biz

Araba durduğunda , gözlerimi açtım. Bir çiftlik evdeydik. Rohin bahsetmişti , bir çiftlik evi olduğundan. Ama hiç konusu açılmamıştı.

" Geldik yavrum." Rüzgar arabadan inip, kapımı açtı. O kadar güzel bakıyordu ki. Uzatılan eli tutup indim. Kapıya geldiğimiz de, dışarısının ışıkları yanıyordu.
" Kimse yokmu? Aşkım."
" Sadece sen ve ben kadınım. Bu gece bize ait olacak."

Kapıyı açtığında, beni kucağına aldı. Ağzımdan bi çığlık koptu. Boynuna sarıldım. İçeriye girdiğimizde, içerisi loş ışıktı. Masa hazırlanmıştı. Romantik bir masaydı. Şaraplar atıştırmalıklar. Gözlerime inanamamıştım. Beni yere indirdi.

" Sen, Ne ara bunları hazırladın?"
" Konu sen olunca, her şeyi yaparım kadın."
Dudaklarına bir öpücük kondurdum. Geri çekilmeme izin vermedi. Belimden tutup, kendine çekti. Durdurmalıydım. Yoksa ben de dayanamayacaktım. Göğüslerinden hafif ittirip:
" Acıktım ben." ne yapayım o an aklıma başka bir şey gelmedi.

Dudaklarını boynuma geçirip:" Bende sana açım, şimdi ne olacak."
Bu adam beni çıldırtmaya niyetliydi.
Ellerini belimden çekip, masaya yönlendirdi.
Sohbet edip içkilerimizi içiyorduk. Loş ışıkta maviliklerine bakıyordum.
" Seni çok seviyorum adam, bu kalbe zararsın."

Masadaki elimi tuttu:

Ben güzel gözlü kadınları severim
Bir de küçük ayaklıları, uzun boyunluları
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Terler avuçları, kesilir solukları.

Ben mahzun kadınları severim
Yavru ceylanca kadınları, ürkekçe
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Bilemezsiniz ne güzeldirler, öpüştükçe.

Ben akıllı kadınları severim
Düşünen, az konuşan, çok bilen
Her yerde, her zaman nazı çekilen.

Hem nasıl severim, öyle severim işte.
İçimde büyük, sonsuz ateşler yanmalı,
Ölümüm bile o kadın yüzünden olmalı..

" Demiş şair, içimde sonsuz ateşler yakan kadınım. Ölümüm bile senin yüzünden olsun. Ömrüm sana yazılsın."

O kadar büyülenmiştim ki. Karşımdaki adama dalmıştım. Bu kadar sevilmek..
Hele ki sevdiğin adam tarafından.
" Sana aşığım adam. Seninle geçen her günüme şükürler olsun."

Bakışlarım bakışlarını buldu. O maviliklerde kaybolmak istiyordum.
Elimden tutup ayağa kaldırdı. Ellerimi boynuna dolayıp, içimdeki ateşi ona geçirmek için dudaklarını içime çeke çeke öpüyordum. Aynı ateşle karşılık veriyordu. Bi anda ayaklarım yerden kesildi. Beni kucağına aldı. Yürümeye başladı. Merdivenlerden çıkıyorduk. Ama ben kendimi o kadar ona kaptırmıştım ki.

Bir odaya girdik. Yatağın yanına geldiğimiz de, indirdi beni. Gözlerimin en derinliklerine bakıyordu.
" Şimdi bugün dediğini yapma, vakti geldi."
Kaşlarımı havaya kaldırdım.
" Sen bugün, o zaman sen çıkar, demedin mi elbisemi."
Güldüm." Siz benim her dediğimi yapıyor musunuz ki ağam."
" Sen yaptırtıyorsun."

Gözlerindeki aşk, arzu, istek beni benden alıyordu. Arkasına geçip boynundan öptüm. Elbisenin fermuarını yavaş yavaş indiriyordum. Parmağımı temas ettiğimde irkildi. Fermuar açıldığında elbise düştü üstünden. Ellerimi göğüslerine götürdüm. Dudaklarım boynunda dolaşıyordu. Tek elimi kadınlığına götürdüğüm de inledi. Bu kadın hep mi hazır olacaktı.