Fırtına Öncesi Durgunluk

21.6K 653 26
                                    

Medya Zeynep...

Karadağlar konağa girdiklerinde yorgunlukları gözlerinden okunuyordu. Hazar, Ateş'in kucağında uyumuştu. Havin, Hazar'ı yatırmak için aldı. Diğerleri oturma odasına geçerken; Mirzad Ağa, Fatma'ya çay koymasını söyledi. Yolda olanlar anlatıldığında kızıyla tekrar gurur duydu. Hüseyin Ağa'yı severdi. Bugüne kadar aralarında olumsuz hiç bir şey geçmemişti.İnşallah karısı da en kısa zamanda iyileşecekti.

Havin'de oturma odasına geldiğinde, Fatma çayları getirmişti.
Ateş sanki onların yanında değil gibiydi. Yağmur'u düşünüyordu. Kim bilir ne kadar üzgündü. Uzaktan bile görse yeterdi. Fakat hastahaneye gidemezdi. Herkes görürdü onları. Yağmur'u aramıştı ; fakat cevap alamamıştı. Fazla da aramak istememişti. Bu karışıklıkta belki de telefonunu bir yerler de bırakmıştı.

Zeynep: " yenge sen nasılsın? iki canlısın bugün yoruldun."
Havin:" kız ben ne yoruldum; sanki kadını ben kurtardım. A tabi ambulansı arayıp, seni konuşturmamı kastediyorsan; o yorucu değildi."
Herkes gülmeye başladı..
Bu kadın deliydi valla, her zaman mutsuz, yorgun zamanlarında aileyi güldürebiliyordu.

Civan:" seninle bir kere daha gurur duydum güzelim. İyi ki varsın. Mesleğin gerçekten çok önemli. Bir insanın hayatını kurtarmak, hiç bir şeyle karşılaştırılamaz."
Zeynep:" ben bugünlere geldiysem, sizlerin sayesinde abim. İyiki benim ailemsiniz."
"Baba hastalanan kadın kimdi tanıdık mı?" Dedi Zeynep.
Mirzad Ağa: " Hüseyin Aksoy'un karısı kızım. Aksoy aşiretinin ağası. Daha doğrusu ağasıydı. O da benim gibi işleri oğluna bıraktı. Şimdi Mardin'in en büyük ağası Rüzgar Aksoy."
Havin:" hani sen annesine müdahale ederken yanına geldi ya, o işte Rüzgar Ağa."

Havin, Zeynep'e bakıp sırıttı ve göz kırptı. O karmaşa da belki kimse farkedemedi ama, Havin; Zeynep'le Rüzgar'ın birbirlerine bakışlarını farketmişti. Adamın yüzünde bi şaşırmışlık vardı. Zeynep'te onu görünce şaşırmıştı. Acaba daha önceden tanışmışlar mı? Diye aklından geçirdi. Fakat sonradan, nerde tanışacaklar ki diye geçirdi. Zeynep burda yaşamıyordu bile. Geldiğinde de konaktan dışarıya çıkmıyordu. Olsa olsa güzel kadın ile yakışıklı adamın birbirlerini gördüklerinde, beğenmelerinden olabilirdi. Havin kendi kendine düşünürken; ayaküstü senaryo yazdığını düşündü. Ama yatmadan Zeynep'i yoklayacaktı.

Zeynep, karşısında kendisine gülen kadını görünce; aklından geçenleri tahmin edebiliyordu.

Mirzad ağa:"Aksoylar sevilen bir aşirettir. Hüseyin Ağa aşireti iyi yönetti, oğluna devretti. Oğluda işleri geliştirdi. Mardin'in gelişmesinde etkili oldu. En güzeli de, bizim aşiret gibi kadınları kollayan bir aşiret oldu."

Civan lafa girip geçen Rüzgar Ağanın, bir kızı 60 yaşındaki adamın almasına karşı gelişini anlattı.
Kadınlar gururla dinledi.

Zeynep, Ateş'in durgunluğunun nedenini şimdi anladı. Annesinin başında ona seslenen kız: Ateş'in sevdiği Yağmur'du. Ateş onu merak ediyordu kesin.

Dilan Hanım:"hadi yatalım, yorulduk. Sen zaten erken kalkacaksın kızım. Yat dinlen."
Zeynep:"tamam anne ben şimdiden vedalaşayım sizle sabah erken kalkmayın."
Civan:" ben sabah seni bırakırım canım."

Zeynep herkesle vedalaşıp odasına doğru gitti. Odasına girdiğinde yorulduğunu yeni anlamış gibiydi. Üzerini çıkarıp duşa girdi. Ilık bir duş, bütün yorgunluğunu aldı. Duştan çıkıp odasına girdiğinde yengesini gördü.
Zeynep:" ya yenge ödümü kopardın. "
Havin:" gel gel senin bir ifadeni alayım."

Zeynep'in tam düşündüğü gibi olmuştu. Yengesi kim bilir neler kurmuştu kafasında. Aşağıda zaten gülmesinden, bakışlarından anlamıştı.

Berdel Aşk Töre- Beni Sever misin?Where stories live. Discover now