Belki aşkın temelleri atılmıştır.

25.2K 682 30
                                    

Zeynep dört nala konağa doğru gidiyordu. Yaşanılanları unutmak istercesine..
Konağın önüne geldiğinde adamlar başıyla selamlayıp, kapıyı açtılar. Zeynep atın üstünden inerek, ağıra doğru gitti. Siyah İncinin eğerini çıkarttı. " Seni çok özlemişim. Bugün biraz korkuttun beni ; ama şükür ikimizde iyiyiZ."

Ağırdan çıkıp odasına doğru giderken , yengesini gördü.
Havin:" Zeynep bu üstünün hali ne?" Telaşlı bir şekilde.
Zeynep yengesi sorana kadar , üstüne hiç bakmamıştı. Beyaz paltolonu toprak içinde kalmıştı.

Zeynep:" iyiyim yenge, Siyah İnciyle dolaştık biraz, dengemi kaybedince de , göründüğü gibi işte. İyiyim bir şeyim yok. Hem saat daha 7 senin ne işin var ayakta."
Havin:" Hazar kalktı yanıma aldım. Uyuttum. Bende bir şeyler atıştırayım dedim. E malum bebeğe de iyi bakmak gerek."
Zeynep:" bebek mi? yahu daha pirinç kadar. Ben acıktım ,demiyon da. Hem sen , onu geç çamaşırlarını abim, a pardon sen beğendin mi?"
" De git seni densiz." Diye yapmacık bir kızdı Zeynep'e Havin.

Zeynep duş almak için , yanından ayrıldı yengesinin. Odasına çıktığında yengesinin dediği gibi Hazar'ı almış. Ateş'te kendi odasına geçmiş diye düşündü. Üzerindeki kirlileri çıkarıp, duşa girdi. Ilık bir duş, tüm yorgunluğunu alırdı. Duştan sonra , giyinip biraz yatağa uzandı.

Gözlerini kapattığında bir çift mavilikler geldi gözünün önüne. "Ama bu haksızlık, tüm ormanları gözlerine hapsetmişsin orman gözlü" diye geçirdi içinden. Gözlerini açıp kovdu tüm düşünceleri. " Densiz, kendini beğenmiş" diye dudaklarından cümleler çıktı ve gözlerini kapattı.

" Hey bu konakta kimse yok mu? Küçük hanım gelmiş. Benim şimdi haberim oluyor. Nerde bu doktor? Doktor Zeynep!!!!"

Herkes gülerek avluda toplanmıştı. Zeynep duyduğu sesler ile odasından çıktı. Duyduklarını söyleyen ses , o kadar tanıdıktı ki. Görür görmez "Nazlı" diye bağırarak , merdivenlerden indi.

Nazlı, Zeynep'in amcasının kızıydı ve çocukluktan beri çok iyi anlaşırlardı. İki kadın sıkıca sarılmışlardı.

Nazlı:" Doktor hanım , geliyorsun haberimiz olmuyor. Yengemi aramasam nasılsın diye , haberim bile olmayacaktı. Kızım , bu afran tafran kime?"
Zeynep:" ya saçmalama amcamın kızı , daha dün geldim yahu. Bugün arayacaktım."

Mirzad Ağa:" Hadiyin sofrada muhabbetinize devam edin , kahvaltı hazır."
Nazlı: " oy Karadağların en yakışıklı erkeği, şu karizmaya bak be. Yengem ağına düşürmek için kim bilir gençlikte neler yapmıştır."
Mirzad ağa:" sorma sorma güzel kızım. Neler yapmadı ki!!!"
" Aşk olsun ağam!!"

Nazlı'nında gelmesiyle , daha da keyiflenen sohbet kahvaltıda da devam etmişti. Sofradan kalktıktan sonra, Civan ve Ateş işe gitmiş. Mirzad ağa odasına geçmişti. Kadınlar da sedir de kahvelerini içip muhabbet ediyorlardı.

Nazlı:"Zeynep bak haftaya düğünüm var gelmezsen , yemin billa kendimi keserim. Sorumlusu da Zeynep'tir diye not bırakırım. Sevdiğime kavuşamadan , giderim valla. Hiç bir düğüne gelmedin; benim düğünümde karşılıklı bir oynamadan , ben o gerdeğe girmem söyleyeyim. Hoş iyiki gelmedin düğünlere. Çünkü Mardin'in tüm erkekleri sana bakmaktan , bize bakmazlardı."
Zeynep:" kız motoru soğut biraz ; tamam düğün günü seninleyim."

Rüzgar ,arabanın önünde kızın gittiği yöne doğru bakıyordu. Bir rüyami gördüm diye içinden geçiriyordu. Kendine geldiğinde arabaya binip evinin yolunu tuttu.

Yusuf ağa ise , 2 gündür doktor konferansının yapılacağı otele gitmiş. Her yerde yeşil gözlü kadını arıyordu. Ama aramaları boşunaydı, hiç bir iz bulamamıştı.

Berdel Aşk Töre- Beni Sever misin?Where stories live. Discover now