Berdel Aşk Töre- Beni Sever misin?

Düğün Dernek

Bütün hafta yoğun geçmişti hastahanede. Ameliyathaneden çıkıp, ellerimi yıkıyordum.
Elif:" Hocam size hayran olmamak elde değil. 1 haftadır tanıyorum sizi ama, mesleğinize olan aşkınız, başarılarınız beni büyüledi. İnşallah ileri de sizin gibi cerrah olurum."

Bu kızı sevmiştim. Söylediklerinde samimiydi. Öyle yalakalık olsun diye yapmıyordu:" Sen, benden de daha iyi bir cerrah olacaksın Elif. Bunu unutma."

Mutlu olmuştu. Yanından ayrılırken, yapması gerekenleri söyleyip; hastahaneden çıktım. Arabama doğru gittim. Rüzgar'ın tüm karşı çıkmalarına rağmen, arabamla gidip geliyordum. Bu arabayı bana abim almıştı ve çok seviyordum.

Konağa girdiğimde Rohin beni karşıldı. Yüzü biraz asık gibiydi:" Hayrola görümce yüzün asık. Mutlu olmadın mı beni gördüğüne?"
" Ay aşk olsun yenge. Seni değil başkalarını görünce mutlu olamadım." tam cümlesini tamamlamışken, şeytan karşıma çıktı. Şeytan derken, Aslı olduğunu anlamışsınızdır herhalde.

" oo Zeynep nasılsın?" dalga geçer gibi.
Bu kızı gördüğümde en son Rüzgar'ı öpmüştü. Evet biliyorum , benim saf kocamın hiç bir suçu yoktu. Ama, çıldırmamak elde değil.
" Seni görene kadar çok iyidim."
" Benden bu kadar korkma, kocanı elinden almam." İğrenç bir sırıtışla karşımda duruyordu.

E kızım sen hakettin, sana çok bile dayandım. Ne olduğunu anlamadan, ellerimi saçına doladım ve aşağı doğru çektim. Kafası benim kafamın altındaydı. Üstten baka baka dişlerimin arasından konuştum:" Bana bak şeytan. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Seni kocamın yanında göreyim. O ağzını yırtarım."

" Rohin kurtarsana bu deliden beni." Rohin'den medet umdu.
" ay sen ne diyorsun be, koskoca gelinağaya ben ne diyebilirim. Hem ben hiç bir şey görmedim." bana göz kırpıp mutfağa girdi.
Bu kızı seviyordum.

Elimi çekip:" Beni anlamışsındır. Şimdi git içerde, edebinle otur."
Odaya girince kapı açıldı. Aman yarabbim bu adam bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı?
" Güzel karım beni kapılarda mı karşılıyor?" etrafa bakıp öptü beni.
Ööhhöö sesiyle kafamızı çevirdik. Tabiki yine Rohin Hanıma yakalanmıştık. Bir şey demeden mutfaktan odaya geçti.

" Yok bu cadıda kesin dedektör var. Ben karıma ne zaman yaklaşsam , çıkıyor bi yerden."
Gözlerimi devirdim:" Sen merak etme kocacım, içerde daha büyük bir cadı var. Hatta şeytan desek daha doğru olur."

Anlamayan gözlerle bana bakıyordu. Elinden tutup odaya doğru gittik. " Bak o gözlerini oymamı istemiyorsan, bu akşam başka bi tarafa bakayım deme kocacım." anlamayan gözlerle bakıyordu ki, odaya girmemizle anlamıştı söylediklerimi.

Zilan hanımın, yine o nefret bakan gözleri üzerimizdeydi. Hoşgeldin deyip elini öptük. Rüzgar baş selamı verdi Aslı'ya. Geçip oturdu. Canım kocam nasılda anlamış uyarımı?

Sofraya geçtik. Aslı'nın bakışları üzerimizdeydi.
" ee gelin, ne zaman torun geliyor bu aileye. Yoksa kısır mısın?"

Allahım bu kadın ne diyordu. Büyük falan demicem şimdi başlıcam diye içimden geçirirken.
" Teyze sen ne dersin. Karşında bir hanımağa olduğunu unutma. Düğün nedeniyle geldiniz diye, ağzımı açmadıysam saygımdan. Karıma saygısızlık etmene izin vermem." Sert söylemişti Rüzgar.
Aslı'da anası da sinir küpü olmuştu. Ay valla bir şey söylemesem çatlardım.

" Zilan hanım , bizim ailevi işlerimiz sizi ilgilendirmez. Siz bizimle ilgileneceğinize, oğlunuzun ve kızınızın evlenmesiyle ilgilenseniz daha hayırlı olur."

Kuzey:" Yengem hep mi gol atarsın ya.."
masadaki herkes gülümsemişti.
" Gelinin de çocukların da büyüklerle nasıl konuşulacağını bilmiyor Delal."
Delal hanım:" Herkes kiminle , nasıl konuşacağını gayet iyi biliyor abla. Sen tasalanma. "
Ay ben bu kadını seviyorum yahu.