Mardin'in Hanımağası ile tanışması

23.8K 753 42
                                    

Zeynep ile Sema arabayla gidecekleri mekanın önünde durup indiler. Masalarına oturup siparişlerini verdiler. Ne zaman dışarı çıksalar , buraya geliyorlardı. Hem yemek yiyebiliyor ; hem de müzik dinleyebiliyorlardı. En çok hoşlarına giden ise; müzik tarzının 90'lar olmasıydı.

Sema:" hadi kızım çatlattın anlat artık."
Zeynep:" Ömer'ı bekleyelim bir daha anlatamam valla."
Sema:" kız ben dayanamam sen anlat. O gelince, ben anlatırım."
Zeynep, Melih'le geçen konuşmaları, onun öpmeye çalıştığını, tokatı bastığını anlattı. Sema hayretler içinde dinliyordu.

Sema:" kız bari öpmesine izin verseydin, daha şu dudakların birini öpmeden, şu dünyadan gidecekler valla. Bana dert oldu."
Zeynep'in anlatırken sinirlendiğini gördü. Biraz kafasını dağıtmak istedi.
Zeynep:" ya sen anlattıklarımdan bunu mu çıkarıyorsun Sema.? Hem ben sana ne dedim. Ben birini öpeceksem , aşkla öpcem. Biraz Melih'le mesafeli olsam iyi olacak. Kendini toparlaması gerek. Bir daha böyle saçma hareketi kaldıramam."

Muhabbete devam ederken, Ömer geldi onlara katıldı. Sema olanları Ömer'e anlattı. Yemeklerini yedikten sonra kalktılar. Ömer'in nöbeti olduğundan o hastahaneye; kızlarda evlerine doğru gittiler.
Arabada müziği açtıklarında çok sevdikleri müzik denk gelmişti..

Sema:"aç aç kız sesini, şöyle bağıra bağıra söyleyelim de bütün sinirimiz gitsin.."
İkisi bir ağızdan eşlik etmeye

Aşkın şudur sözlük anlamı
Arıyo'sun sen belanı
Aşkın şu sözlük anlamı
Arıyo'sun sen belanı
Ben miyim hapse tıktığım?
Neden suçlu kılıklıyım?
Söyle gardiyanım
Çok yatar mıyım?
İşime gelmeyince hep
Hayatın kendisi sebep
Sen onca fırsatı tep
Ben aptal mıyım?

Gülüşmelerle eve varmışlardı.
Sema:"kız haftaya düğüne gideceksin, bu aralar çok sık gitmeye başladın. Söyle valla , bir tane ağa kafaladın da bana mı söylemiyorsun?"
Zeynep:" saçmalama Sema. Amcamın kızına söz verdim. O da kınasına sadece gidebilirim ,düğüne kalamam."
Sema ile Zeynep odalarına geçip; kendilerini yatağa attılar.

Mardin...
Rüzgar yoğun geçen günün ardından Konağa gelmişti. Hüseyin Ağa bugün Rüzgar'ın yaptıklarını öğrenmiş , oğluyla bir kez daha gurur duymuştu. Ağalığı ona bırakmakla en doğru kararı vermişti.
Rüzgar'ı gören Rohin ve Kuzey alkış yaparak: " en büyük ağa , bizim ağa" diye bağırıyolardı.
Rüzgar:" kesin be!! dalga geçecek başka bir şey yok mu?"
Rohin:" ne dalga geçmesi abi. Seninle bir kere daha gurur duyduk. İyi ki bizim abimizsin."

Delal hanım ile dayeside sarıldılar Rüzgar'a. Mardin'e de böyle bir ağa gerekiyordu. Mazlumun yanında duran, herkese karşı duran, adaletli bir ağa..

Rüzgar, Yağmurdaki durgunluğu fark etmişti.
Sofraya geçip yemeklerini yedikten sonra. Yağmur'dan kahve isteyip, çalışma odasına getirmesini söyledi.
Yağmur hemen kahveyi yapıp; abisine götürdü. Elinde tepsi ile kapıyı çaldı.
Rüzgar:" gel benim suradı asık güzelim, neyin var abisinin gülü."

Yağmur nasıl anlatabilirdi. Abisi ona güveniyordu. O fotoğraflarda sanki uygunsuz bir şeyler yapıyormuşlar gibi çıkmışlardı.
Yağmur:" bir şey yok abim. Sadece bugün biraz iş yaptık yoruldum. "

Rüzgar anlattığı gibi olmadığının farkındaydı. Ama üstüne fazla da gitmek istemedi. Yağmur abisinden izin isteyip gidiyordu. Kapıyı tam açmışken.
Rüzgar:" söyle ona seni üzerse karşısında beni bulur."

Berdel Aşk Töre- Beni Sever misin?Where stories live. Discover now