| zihnini kandırmak

1K 166 192
                                    

Sessizlik.

Daha önce hiç bu kadar rahatsız edici bir sessizliğe tanık olmamıştı Carmen.

Dün geceden o gün öğleden sonraya kadar derin bir sessizlik hüküm sürmüştü Tom'un cephesinde.

Bu sessizliğin gericiliği midesini bulandırırken yakalandığı için kendini ahmak gibi hissediyordu.

Oysa iki ay boyunca harika ilerlemişti!

Tom Riddle kendisine yapılan bir hamleyi asla karşılıksız bırakmazdı. Carmen bunu biliyordu ve bunu biliyor olmak rahatlamasına hiç de yardımcı olmuyordu.

Her şey mahvolmuştu, tüm ilerlemesi paramparça olmuştu. Tom Riddle kendisini bu şekilde manipüle eden birine asla vicdan göstermezdi.

"Carmen?" Omzuna dokunan elle irkildi genç cadı ve gözlerini kırpıştırarak kendisine sarılmış bir şekilde şöminenin önünde oturan Kiernan'a döndü. Nişanlısının kahverengi gözleri ona kuşkuyla bakıyordu. "İyi misin sen? Anlattığım şeylerin birini bile dinlemedin."

Evet, dinlememişti. Kafası bambaşka bir yerdeyken Kiernan'ın anlattıklarına odaklanamıyordu.

"Kusura bakma." diye mırıldandı. "Ne diyordun?"

Kiernan onun çenesini eliyle havaya kaldırıp gözlerine baktı. "Sevgilim, bir sorunun mu var?"

"Hayır." dedi Carmen hızlıca. "Sadece yıl sonu gireceğimiz sınavı düşünüyorum."

"Daha çok var." Kiernan onun kolunu okşadı hafifçe. "Kafanı bunlara yorma, iyi yapacağına eminim."

Carmen konuyu uzatmak istemedi. O yüzden "Ne anlatıyordun?" diyerek tekrar konuştu.

Kiernan "Ah, evet." dedi. "Lordun planları. Bir dövme tasarlamış. Hepimize bu dövmeyi özel bir sihirle yaparak kimse nasıl olduğunu bilmeden haberleşmemizi sağlayacakmış."

Yeşil gözler zihninde parladı. Kendisini öpen dudaklar, dokunan parmaklar... Carmen içinin titrediğini hissederken "Mantıklıymış." dedi, sesini düz tutmak için çaba harcamıştı. "Tam olarak nasıl işlediğini anlattı mı?"

"Dövmeye dokununca dövmelerimiz yanacak ve birbirimizle haberleşmiş olacağız." dedi Kiernan. "Lord kime haber yollamak istiyorsa ona haber yollamış olacak ve biz de dövme sayesinde yanına cisimlenme şansına erişeceğiz."

Carmen sessiz kaldı. Zihni yine dün geceki hadiseye gittiğinde Tom'un yüzündeki buzdan ifadeyi hatırlayıp içinin daralmasına engel olamadı.

"Lord bunun gizli planlarımızı yürütürken çok işe yarayacağını söylüyor. Haklı da. Bulanıkları öldürürken desteğe ihtiyacımız olursa asla yakalanmayacağımız bir yol buldu." dedi Kiernan. "Zeki adam."

"Evet, öyle." Carmen mırıldanarak nişanlısını onaylarken bakışlarını yanmakta olan şömineye dikti.

Sessizlik ona işkence ediyordu.

Neyse ki işkencesinin fazla uzun sürmeyeceğini ortak salona giren Tom göstermişti. Carmen arkası dönük oturduğu için onu görmemişti ama Tom onu görüyordu.

Koltuğun arkasında durdu Tom ve ellerini cebine soktu. "Kiernan." dedi düz bir sesle ve ikili irkilerek arkalarına döndüler.

Carmen gördüğü çocukla telaşlanırken yüzünden bunun okunmaması için elinden geleni yaptı. Fakat Tom'u görmek onu korkutmuştu.

"Lordum." dedi Kiernan ona baş selamı verirken. "Gel, otur lütfen."

Başını iki yana salladı Tom. "Oturmayacağım." Daha sonra Carmen'e çevirdi başını. "Benimle gel."

𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Where stories live. Discover now