| nahoş durum

967 137 194
                                    

Slytherin ortak salonunun şöminesinin önündeki koltuklarda oturanlar gerginlik dolu bir sessizlik içindeydi.

Carmen oturduğu üçlü koltuğun ortasındaydı, elini alnına yaslayıp yüzünü yere eğmişti. Kiernan onun sağ yanındaydı ve Carmen'in sol yanı boştu.

Leonard, William ile karşılıklı bir şekilde tekli koltuklarda oturuyordu. Archer ise oturmak istememiş şöminenin yanındaki duvara sırtını yaslamıştı, kollarını da göğsünde kavuşturmuştu.

Sessizlik rahatsız edici boyutu da aştığında William "Archer, lordla neden tartıştınız?" diye sordu. "Onu bu kadar çileden çıkaracak ne söyledin?"

Archer sessiz kaldı. "Sizi ilgilendirmez." dedi yalnızca. Gözleri Carmen'e değdiğinde onun kimseyle temas halinde olmadığını fark etmişti bile.

"Nasıl bizi ilgilendirmez?" dedi Leonard. "Hepimiz arkadaşız burada. Aranızdaki anlaşmazlığı çözmenize yardım edebileceksek edelim."

"Bir anlaşmazlık yok, Leonard." Archer elini saçlarının üzerinde hafifçe dolaştırıp nefes verdi. "Lord'un hoşuna gitmeyecek bir şey yaptım, o da tepkisini gösterdi."

Archer'ın ağzından bir şey alamayacaklarını fark edince beylerin bakışları içlerindeki tek kıza döndü. Carmen'e.

"Carmen..." dedi Kiernan yumuşak bir tonda. Carmen bu yumuşak tondan nefret etti. "Ne oldu, sen de oradaydın, gördün."

Başını elinin arasından kaldırıp Kiernan'a baktı Carmen. "Archer anlatmak istemiyorsa, anlatmam." dedi. "Lordla onun arasındaki bir durumdu bu."

Archer alaycı bir şekilde gülmeden edemedi. Kendisini düşündüğünden değil, yediği haltlar ortaya çıkmasın diye sessizliğini koruyordu Carmen.

"Bu kadar gizli ne yaşamış olabilirsiniz ki?" dedi Leonard kendini tutamayarak. "Yemekte gayet normaldiniz, bir anda ne oldu?"

"Sana öyle gelmiş Leonard." dedi Kiernan. "Yemekte ikisi de gergindi, fark ettim ben."

Tom bunu başarıyla saklamış olsa bile Archer'ın gerginliği barizdi. Gergince Tom'a dönüp bakışından da bu gerginliğin sebebinin Lord Voldemort olduğu anlaşılıyordu.

Tekrar aralarına bir sessizlik çöktüğünde William nefes vererek "Konuşun artık biriniz, sonsuza kadar burada mı oturacağız?" dedi.

"Sizi ilgilendirmeyen konuları öğrenmeye ne kadar takıntılısınız." dedi Archer. "Lord açıklamak isterse, ki isteyeceğine eminim, kendisi açıklar."

Carmen, Archer'a bakarken mavi gözlerindeki bakış bomboştu. Kiernan sesini alçaltarak "Sen neden oradaydın?" diye sordu. "Konuya sen de dahil misin?"

"Hayır." diyerek dümdüz bir yalan söyledi Carmen. Öyle temiz bir yalan dökülmüştü ki dudaklarından kimse bir saniye için bile şüphe etmezdi onun yalanından. "Archer'la konuşuyorduk, Lord bir anda geldi."

Bir yalanı en güzel söylemenin yolu gerçekleri yalanla boyamaktı. Yalanı söyleyen gerçeğe uygun söylerse kendi yalanına inanır, kendisinin inandığı bir şeyi de başkalarına rahatlıkla inandırırdı.

Önce kendi beynini kandırması gerekiyordu insanın. Başkalarının beynini de bu şekilde kandırabilirdi.

Kiernan nefes verdi. "İyisin sen değil mi? Lord o öfkeyle sana bir şey yapmadı?"

"Hayır." dedi Carmen bir kez daha. "İyiyim ben."

"En azından bana anlat, Carmen." dedi Kiernan. "Archer'la aralarında geçenleri benimle paylaşabilirsin."

𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Where stories live. Discover now