| aynadaki görüntü

1.3K 145 109
                                    

Bir kadın için nişanlandığı ve bunu kutladığı an en mutlu anı olmalıydı. Süslemeler, konuklar, tüm gözlerin kendisinin üzerinde olması... Gerçekten etkileyici bir his olmalıydı.

Fakat Carmen kendini hiç de mutlu hissetmiyordu.

Nişan partisini yapacakları salonun üst katındaki giyinme odasındaydı. Bir boy aynasının karşısında durmuş, görünüşünde kusur olup olmadığına bakıyordu.

Kırık beyaz rengi, uzun kollu elbisesi üst vücuduna tam otururken belinden aşağıya tamamen bollaşmıştı ve dizinin üzerinde bitmişti.

Yakası V yakaydı ve kumaşı küçük ışıltılarla ışığın altında kendisine göz kırpıyordu.

Carmen saçlarının önden iki tutamını arkaya doğru tutturmak istemişti ve bu sayede güzel yüzü açığa çıkmıştı.

Dudaklarında kırmızı bir ruj vardı, bol rimel sürülmüştü gözlerine ve kirpikleri hacimlendirilmişti.

Kapının tıklatılıp açıldığını duyunca arkasını dönüp girene baktı. Kiernan üzerinde siyah takım elbisesiyle içeriye girmişti.

Göz göze geldikleri an Kiernan onu baştan aşağı süzdü. Kahverengi gözleri beğeni ile parlamıştı.

"Ne kadar güzel gözüküyorsun." dedi Kiernan elini uzatıp Carmen'in elini tutarken. "Acaba seni sadece kendime mi saklasam?"

Carmen ona hafifçe gülümsedi. "Güzel bir fikre benziyor." dedi. "Ancak annen bizi öldürebilir."

"Buna değerdi." Kiernan dudaklarını Carmen'in dudaklarına hafifçe bastırdığında sarışın cadı tiksinip uzaklaşmamak için kendini zor tuttu.

Dudakları Tom'un dudaklarına değdiğinden beri başka kimseye dokunmak istemezken Kiernan ile nişanlı olmak onu zorluyordu.

Hiçbir şey belli etmemek zorunda olmak, görevlerini yerine getirme mecburiyeti... Carmen için çok can acıtıcıydı.

Neyse ki Kiernan hızlıca ondan uzaklaşıp gülümsemişti. "Bizi bekliyorlar, hadi." dedi ve koluna girmesi için nişanlısına kolunu uzattı.

Carmen koluna girdi, içeride Tom Riddle'ın konuklar arasında olduğunun bilincinde merdivenlerden inerek salona giriş yaptı.

İçeri adım attıkları anda alkışlar kopmuştu. Carmen nazikçe gülümseyerek onları alkışlayanlara bakarken Kiernan'ın koluna biraz daha tutundu, gözleri tüm bu alkış furyasının arasında Tom'u arıyordu.

Onu bulmuştu. Archer, Leonard, William ve Walden ile bir masada oturuyordu. Yeşil gözleri Carmen'in üzerindeydi ve elleri küçük bir alkış tutuyordu, zorunluluk alkışı olduğu barizdi.

İkisi uzak mesafeden göz göze geldiklerinde Carmen içinin titrediğini, aşktan başının döndüğünü hissetti.

Yeşil gözler en uzaktan bile ruhuna işleyebilecek kadar yoğun bir hisle kendisini kucaklarken nasıl başı dönmezdi ki?

Kiernan'ın kendisini ilerletmeye başladığını görünce bakışlarını Tom'dan çekip nişanlısının peşinden ilerledi. Masaları dolaşmaları ve konuklarla sohbet etmeleri gerekiyordu.

Oysa Carmen'in olmak istediği tek bir masa, tek bir kişi vardı ve sonsuza kadar yanında olmak için neler yapmazdı.

Sıkıcı bir konukları selamlama turu nihayet Carmen için bir ödül halini almıştı çünkü Tom'un oturduğu masaya doğru ilerliyorlardı.

Tom onların gelişini dikkatle izlerken Kiernan'ın Carmen'in elini tutan eline baktı ve içindeki yılan kalbinin etrafına dolanıp sıkıştırdı. Kiernan'ın elini koparmak isteği içini doldurup taşırmıştı.

𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Where stories live. Discover now