| en büyük destekçi

864 132 102
                                    

Temmuz 1947

Carmen buluşmaya karar verdikleri artık kullanılmayan köşke tek başına girdiğinde içerideki sesleri duyabiliyordu, birden fazla kişi konuşuyordu.

"Nerede kaldı Lord dediğiniz kişi?" diye soran tanımadığı erkek sesini duymuştu Carmen.

O gün ilk kez aralarına yeni kişiler katacaklardı. Ölüm Yiyenler üye sayısını arttırıyor, çemberi genişletiyordu. Tom ince eleyip sık dokuyarak kendine en uygun adayları seçmiş, onları safına katıyordu.

Çember büyüdükçe bulanıklar küçülüyor, köşeye sıkışıyordu. Tam da Carmen'in istediği gibi fazla kan dökülmeden yalnızca politik şekilde onları alt sıralara itiyorlardı.

Topuklu ayakkabı sesleri tahta zeminde yankılandığında bakışlar kapıya, dolayısıyla Carmen'e döndü. Siyah üzerini saran kalın askılı elbisesiyle karşılarında dikiliyordu.

"Beyler." dedi sakince ve Walden'ın yanına ilerledi.

Herkes hala Carmen'e bakıyordu. Bakışlarını yeni üyelerde gezdirdi Carmen, hepsi erkekti. Kimisi kendilerinden daha genç, kimisi biraz daha yaşlıydı.

"Bir kadının burada ne işi var?" dedi birisi, genç gözüküyordu. Sarı saçlı ve kahverengi gözlüydü. Carmen ona bakarken kaşlarını kaldırdı. "Amma da seksi kadınmış, Lordun bize hediyesi mi yoksa?"

Walden hafifçe güldü. "Bir kelime daha söylersen Ölüm Yiyen olamadan öleceksin."

"Evet, lordu beklemeden ben öldüreceğim hatta." dedi Carmen. "Bir kadın, seni gözünü kırpmadan öldürünce kadınları hafife aldığın için cehennemde kendine acıyabilirsin."

Hafifçe gülerek "Tabii." diye mırıldanan çocuğu duyduğu gibi Carmen elindeki asasını kaldırmadan hafifçe oynattı ve alt bacaklarına darbe vurarak dizleri üzerinde yere çökmesini sağladı.

Neye uğradığını şaşıran çocuk, Carmen'e şaşkınca bakarken sarışın cadı gülümsedi. "Karşındaki kadınla nasıl konuşacağını öğrenmen gerek." dedi. "Tek başarın bacaklarının önündeki küçük çıkıntı olduğu için alkış bekleme ezikliğinden vazgeç."

Çocuk gözlerini kısıp tersçe Carmen'e bakarken ayağa kalktı, tekrar adım sesleri duyuldu ve içeriye beklenen kişi girdi, Lord Voldemort.

Carmen onu baştan aşağı süzerken ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmeden edemedi. Yaydığı güç onu daha da çekici hale getiren etmenlerden yalnızca biriydi.

"Aramıza şimdiden hoş geldiniz." dedi Tom, Carmen'in yanında durup elini onun beline sararken. "Ben, Lord Voldemort."

Birkaç kıpırdanma oluştu adaylar arasında. Tom onların kıpırdanmasının bitmesini beklerken "Yanımdaki kadın, sizin leydiniz olacak." dedi. "Bana duyduğunuz saygının aynısını ona da duyacaksınız."

Carmen'in dudakları kibirle iki yana kıvrılırken az önce kendisine laf atan çocuğa dikçe baktı. Tom'un ona tanıdığı imtiyazların şaşkınlığını başkalarında görmeye bayılıyordu.

Birkaç konu daha konuşuldu, Tom, Ölüm Yiyenliğin işleyişini anlattı. Eski Ölüm Yiyenler ve Carmen onu dinlerken yeni olanlar iyice heyecan duymaya başlamışlardı.

"Anlatılması gerekenler şimdilik bu kadar." dedi Tom, bakışları Leonard ve William'a dönmüştü. "Dövmeleri siz halledersiniz."

Başını salladı ikisi ve Carmen belindeki elin hareketlenmesiyle yürümesi gerektiğini fark edip Tom'la çıkışa ilerledi.

𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin