| tarihten farklı

999 160 142
                                    

Koridorlar sessiz ve neredeyse karanlıktı. Duvarlardaki gaz lambalarından yayılan ince sarı ışık olmasa zifiri karanlığa gömülecek olan uzun yollar şimdi loş ışıkla aydınlanıyordu.

Tablolar alçak sesle kendi aralarında konuşurken Carmen koridorları aşarak Tom'u aramaya devam etti. En nihayetinde onu yedinci katta bulduğunda tüm o merdivenleri inip çıkmaktan yorulmuştu bile.

"Tom." dedi alçak sesle onun yanına yaklaşırken.

Duvara yaslanmış elindeki kitabı okuyan Tom kendisine seslenildiğini duyunca başını kaldırıp tanıdık sese doğru baktı. Carmen dik duruşu ve narin adımlarıyla kendisine doğru geliyordu.

"Ortak salonda olman gerek." Carmen yanında durduğunda kitabını kapatıp koltuğunun altına sıkıştırmış ve sarışın kıza bakmıştı.

Carmen onun arkasına yaslanmış, kendinden emin haline bakarken ne kadar yakışıklı gözüktüğünü düşündü. Belki de zihninden geçmesi gereken son şeydi ama ilk geçen olmuştu.

"Asıl seninle konuşmam gerek." dedi. Tom tek kaşını kaldırmıştı. "Dumbledore konusunda haklısın, ağzımı aradı."

Tom duyduklarıyla nefes verdi. Etrafa göz gezdirerek karanlık koridorda onları izleyen bir göz aradı. Dumbledore söz konusu olduğunda bunun mümkün olabileceğini biliyordu çünkü.

"Beni takip et." Yerinde doğrulup Carmen'in bir şey sormasına veya demesine fırsat bırakmadan koridorun sonundan sola döndü. İhtiyaç Odası, Dumbledore'un gözlerinin var olamayacağı tek yerdi o an.

Kimse bizi dinlemeden rahatça konuşabileceğim bir yere ihtiyacım var...

Kimse bizi dinlemeden rahatça konuşabileceğim bir yere ihtiyacım var...

Kimse bizi dinlemeden rahatça konuşabileceğim bir yere ihtiyacım var...

Bir duvarın önünde üç kere dolanıp duran Tom'u izledi Carmen. Niye buraya geldiklerini anlamamıştı ve neden sevgilisi duvarın önünde dönüp duruyordu onu da çözememişti.

Ta ki duvar bir kapı şeklini alıp onları gizli bir odaya sokana kadar.

Carmen, Tom'un açtığı kapıdan şaşkınca geçerek odaya bakarken bir sehpa ve büyük bir koltuk gördü. Başka hiçbir şey yoktu.

"Burası da neresi böyle?" dedi şaşkınca etrafı incelemeye devam ederken.

"İhtiyaç Odası." Tom üzerindeki Slytherin cübbesini çıkarıp sehpanın üzerine attıktan sonra kravatını gevşetti. "Neye istersen ona dönüşen bir duvar. İçinden ne geçirdiğine bağlı."

Carmen, Hogwarts'ta böyle bir güzelliğin saklı olduğuna inanamaz bir şekilde koltuğa otururken Tom "Şimdi anlat, ne sordu sana?" diyerek dikkatini çekmişti.

Oturmayı reddederek ayakta dikilen Tom'a Dumbledore'la konuştuklarını anlattı. "Kiernan ile evliliğimi bu kadar incelemesi hiç mantıklı gelmedi, aslında düşününce dosyaları düzenlemem için beni seçmesi de mantıklı değildi. Önden birini seçebilirdi, biz ortada oturuyorduk."

Tom ellerini kumaş pantolonunun cebine sokmuş bir şekilde duvara bakarken "Hiçbir şey belli etmediğine emin misin?" diye sordu. "Dumbledore kandırması zor biridir, üstelik çok iyi zihin okur."

"Eminim." dedi Carmen. Sahiden de emindi. Zihnini okumuş olsa bile içerisinde bir boşluktan başka şey bulamazdı Dumbledore. "Hala şüpheleniyordur muhakkak ama sözlerim ve davranışlarım hiçbir şeyi ele vermedi."

Bu hiç hoş olmamıştı. Tom olduğu yerde küçük çemberler çizerek yürümeye başlarken gözleri düşünceli bir şekilde ayaklarını takip ediyordu. Zihni o kadar hızlı ve o kadar çok bilgiyle çalışıyordu ki yorgun düşecekti.

𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora