Bölüm 42

411 20 0
                                    

 - Hayatım misafirler gelmeye başladı. Hoca nerede kaldı? 

 Deniz elindeki tepsiyi mutfak masasına koyup kocasına seslendi. Birazdan mevlid okunacaktı. Yuvaları ve bebekleri için buna ihtiyaçları vardı. Bursa çarşısında beğenip aldığı toz pembe elbisesini giymişti. Çıkmış göbeğini sıvazlayarak tezgaha dayandı. Rüzgar ellerinde koca pilav kutusuyla mutfağa girdi. Misafirlere ikram olarak etli pilav, ayran, tatlı ikram edeceklerdi. 

 - Yolda geliyor. Kızlara seslen poşetlemeye başlasınlar ikramları. 

 Önüne geçip elleriyle yüzünü avuçladı. Hafifçe kaldırıp Deniz'in alnına öpücük kondurdu.

 - Nasılmış benim kraliçem ile prensesim? 

 Deniz mırıldanarak kocasına yaslandı. 

 - Hareketleniyor günden güne. Ama kraliçen yorgun, uyumak istiyor. 

- Otur dinlen biraz. Sen aradın mı Şeniz'i, varmışlar mı otele?

- Evet hayatım sabah konuştum iyi geliyordu sesi. Cicim ayları şimdi heyecanlı ikisi de. 

İçeri, Avşin, Hayat ve Zehra girdiğinde sohbeti bitirmişlerdi. 

- Ooo gençler, nerelerdeydiniz ?

Hepsi masaya oturduğunda Hayat abisine cevap verdi. Gözleri kızarık olduğunu Deniz fark etmişti.

- İki dakika  bahçeye çıkalım dedik. 

- İyi yapmışsınız abim. Hadi şunları paketleyin insanlar gelmeye başlamış. Karımı yormayın o vip şuan.

Rüzgar kızlarından yanından ayrıldığında Deniz hemen konuya girdi.

- Hayat, niye ağladın sen?

- Aramız hiç düzelmiyor çünkü. Hep aynı şeyler, sürekli aynı şeylerden şikayet edip duruyor. Sıkıldım, Kendime olan saygımın ona olan sevgimin önüne geçmesine izin verirsem kökten bitireceğim. Çok sıkıldım. 

Hayat bir yandan söylerken kendini rahatlatmaya çalışıyor bir yandan paketleme yapıyordu.

- Deniz abla, Murat abi narsist gibi tavırlar sergiliyor, Hayat ablamın da canına tak etmiş demek ki.

Avşin bunu söylediğinde Zehra çaktırmadan onun bacağını çimdirdi. Avşin kaşlarını çatarak baktığında Zehra ile Deniz'in ona sert bir şekilde baktığını görünce söylenmemesi gereken bir şey söylediğini anlayıp dudağını dişledi.

- Sen karışma bakalım büyüklerin işine. 

Zehra bunu söylediğinde Avşin o kadar alındı ki hemen masadan kalktı. Daha ablasının yokluğuna alışamazken diğer ablalarının arasında dışlanmak canını yakmıştı. Gözleri dolu dolu olmuştu. 

- Hayır hayır. Gel kuzum şöyle. Nereye gidiyorsun? 

Deniz onu yanından geçerken kolundan tutmuştu.

- Zehra, işinize karışmasını istemiyorsanız onun yanında konuşmayacaksınız o zaman.  işiniz düştüğünde küçük olmasını aldırmadan çok güzel yardım istiyorsunuz. Ona o haddi verip bu şekil tavır takınamazsın. Geç kuzum sen yerine. Ben onun adına özür dilerim. Sen benim can dostumun emanetisin, seni asla bırakmam. 

Avşin yerine oturup tatlıları poşetlere koymaya devam etse de bir kere girmişti o his içine. 

- Avşin çok affedersin kuzum.

Hayat bu noktada Deniz'e hak vermişti fakat kafası o kadar dalgındı ki yaşadıklarını düşünmeden duramıyordu.

- Hayat anlat bakayım.

Deniz ( FİNAL) Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora