Bölüm 44

312 19 0
                                    

Kuşun ev bildiği, özgürlüğüdür. 

𝄞 Devuélvete

Bölüm 44

Fırtına var diye huzurluydu, eğer kasvet olmasaydı kendisini daha iyi hissedemezdi. Gözlerini açıp derin bir nefes verdi. Her şeyin bittiği yerde yeni bir dünya doğmuştu.  Değişen ve gelişen her şey kimilerinin lehineyken kimilerinin zararıydı. Bunu kendi seçmişti, kendi seçimleriyle yaşanılacak her şeye razıydı. Gücü içinden geliyordu.

O puslu gecenin ardından bir geceyi daha geride bıraktılar. Hiç bilmediği yerin ıssız bir köyünde, kerpiçten bir evin içinde divanın köşesine kıvrılmış camdan kavak ağaçlarının hırçın dansını seyrediyordu. Yüreği durgundu, dili sessiz. Kıyametin kopması gerekirken hissedilen huzur aslında onu içten içe huzursuz ediyordu. Hayat ailesini merak ediyordu. Şimdi başka bir şehirde binlerce kilometre uzaktaydı. Onların neler hissedeceğini tahmin etmeye çalıştı. Kim bilir belki de iki aile büyük bir çatışma içerisindeydi. İçinde bir an titreyen sızıyla istemsizce iç çekti.

Murat'ın arkadaşı olan Kadir'in babaannesinin evindeydiler. Rahmetli olduğundan beri evin gelen gideni çok yokmuş.  Kadir, 

Murat içeri girince kapı sesiyle daldığı düşüncelerden sıyrıldı. Kocası gelmişti. İçine yerleşen rahatlamayla gülümseyip yerinden kalktı. 

- Hoş geldin.

- Hoş buldum yavrum.

Elindeki evrağı odanın köşesindeki masaya bırakıp ayakkabılarını çıkardı. Karşısında ona kedi gibi bakan kadını kolları arasına alıp başını öptü. Kollarını beline dolayıp iyice kendine çekerken dudaklarını dudaklarına bastırdı. Yumuşak ve ıslak öpüşmenin verdiği hazla keyfi yerine geldi.

Elini yüzünü yıkayıp küçük odanın cam kenarındaki divana uzandı. Ayakları ağrıyordu. Bir kolunu başının arkasına attı. Gözlerini tavana dikip son günlerdeki koşuşturmayı hatırladı. Telefonları kapalıydı, gittikleri o geceden bu yana açmamışlar, Hayat'ı da bu konuda sıkı sıkı tembihlemişti. Sevdiği kızı sürekli rahatlatmaya çalışıyordu fakat ardında kalanların büyük bir yıkım içinde olduğunu biliyordu. Geçmişteki kadar olmasa da kural kuraldı. Onlar iki aileye de ihanet etmiş, aşireti çiğnemişlerdi.  Her ne kadar durumu düşünmek istemese de olacakları tahmin ediyordu. Babasının gözlerinde görmekten korktuğu utancı görecekti. Öfkeden kalbi kararacak kim olduğunu önemsemeden onu hayatından silecekti. Şirketle bağlantısı da kesilmişti büyük ihtimal çünkü patron babasıydı ve arkasını koruyacak dedesinden bile şüpheleniyor hatta ihtimal vermiyordu. Bu yüzden temelli dönmeye ne yüzleri ne cesaretleri olacaktı. Bunun vermiş olduğu rahatsızlıkla yerinde kıpırdandı.

- Hayatım, yemek yemeyecek misin?

Hayat elindeki poşeti Murat'a gösterdi. Günlerdir dışarıdan yemek yiyorlardı fakat Hayat hissettiği stres yüzünden ağzına bir lokmayı zar zor götürüyordu. 

- yok yavrum.

Elindeki poşeti mutfak tezgahına bırakıp eşikten hemen içeri girdi. Kocasıyla konuşmaya ihtiyacı vardı. Divanın ucuna oturup ciddi bir şekilde Murat'a baktı. 

- Ne yapacağız Murat?

Konuşmanın bu olacağı konusunda yanılmayarak divan üstünde doğruldu. Gergin kaslarını gevşetmek için omuzlarını kaldırıp indirdi. 

- Bilmiyorum. Ya her şeyi göze alıp döneceğiz ya da dönüp eşyaları alıp temelli gideceğiz. 

Alt dudaklarını dişleyip gözlerini dikti. Bu hareketi karşısında huylanan Murat bir hışımla Hayat'ı koltuk altlarından tutup kaldırdı. Hızla döndürüp yatağa yatırınca Hayat'ın şaşkın ifadesini ve dağılmış saçlarını inceledi.

Deniz ( FİNAL) Where stories live. Discover now