Bu sana son yazışım.
Bu sana son sevdam.
Bu her şeyin sonu, koca bir hiçliğin başlangıcı.
Beni vurup bıraktığın o yerde, ruhum yükseldi, fark ettin mi?
Bu son zaman, tıpkı ben gibi
çünkü seninle ben ölmek için doğduk.
Ah sevgilim, söyle
Sen de öldün mü
beni bıraktığın yerde?
Sen de sevdin mi
diğer yalanların gibi?
İlklerin başlayacağı son zamana geldik ,
Özgürlüğe uçacak,
açarsan kolllarını...
-NİLAY SUDE ÖZCAN
Gözlerini kapatan kumaş her şeyi çok karanlıklaştırıyordu. Hiçbir şey göremediği için kulakları çok hassaslaşmıştı. Kaç gündür bu halde aç ve susuz olduğunu birkaç günden sonra sayma yetkisini de kaybetmişti. Uzaktan gelen kapının sert kapanma sesi ve bulunduğu tarafa doğru gelen ayak seslerini çok rahat işitiyordu. Bir değil birden fazla kişinin geldiğini, ortamın rutubetli ve ekşi kokusunu değiştiren değişik parfümlerin karıştığı kokudan ve fazladan adımlardan anlamıştı. Bir kişinin ona doğru geldiğini hissediyordu. Sonunda içlerinden birisi konuşmaya başlamıştı.
'' Ne kadar zamandan beridir tutuyorsunuz?'' Adam bir sağa bir sola gidiyordu.
kalın ve tok sesli bir adam,
'' Babanızın emir verdiği günden beridir efendim.''
Gözü kara adam, konuşmak yerine hiçbir tepki vermeden onları dinliyordu.
'' Kaç gün oldu ?''
Adam elindeki telefonuna baktı.
'' 6 gündür efendim.''
'' Yemek veya su vermediniz mi ?
Adam kızacağını anlayan bir şekilde tereddüt ederek cevap verdi.
'' 2 gün önce verdik efendim ama o günden bu yana uğramadık.''
Genç adam duydukları karşısında hiddetle bağırdı.
'' Lan size gitmeyin diyen oldu mu ? Hemen su ve yemek verin!''
Elleri ve kolları bağlı olan adam konuşan kişinin bağırması sonrası konuşmaya başladı.
'' Kimsiniz siz, benden ne istiyorsunuz ?'' sesi çok çatallı çıkıyordu.
Oğuz Rüzgar, esir konulan adamın konuşmasıyla ona doğru baktı.
'' Sen, benim olanı almaya çalışansın, ben benim olanı alacak olanım, senden bir şey istemiyoruz. Bir gün daha misafirimizsin, sonra da istediğin şekilde serbest kalacaksın.''
Bağlı adam konuşmayı dikkatli bir şekilde dinledikten sonra,
'' Yakın zamanda düğünüm var , bırakın gideyim artık. ''
Rüzgar duydukları karşısında gülümsedi. eliyle sakallarını sıvazladıktan sonra,
'' Bu yüzden buradasın ya, düğününüz yarın. Sen mi gideceksin yoksa biz mi herkesi getireceğiz , Halit ?
Rüzgar konuşmasını bitirdiği gibi arkasını dönüp korumalara gideceklerini işaret etti.
Birkaç saniye sonra dış kapının sesi gümbürtüyle kapandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/197600351-288-k247826.jpg)
YOU ARE READING
Deniz ( FİNAL)
Teen Fiction~KÜÇÜK BİR DENİZ KIZI HİKAYESİ ~ Başını yana yatırıp kollarını açtı. Parmak uçlarında, kesimlerde, her bir zerresinde efil efil esen rüzgarın huzurunu hissetti. Başını kaldırdı ve ellerini aşağı indirdi. Ayaklarında, ellerinde, her bir zerresind...