Bölüm 49

176 10 0
                                    

 Düşünme bunları. Seni seviyorum ve sana aşığım.

- Ben de seni çok seviyorum kocam. Hadi söyle bakalım, var mı istediğin isim?

Deniz sütünü içerken kuruyemiş kemiriyordu.

- Gül, ay gibi isimler hoşuma gidiyor. Güzel kızımıza çok yakışır mesela.

Gözleri parlayan Deniz, - Ben de internette araştırma yaptım. Anlamlı olmasını istiyorum. Biz birbirimizi tanımazken inandık. İnanca tutunduk, aşık olduk. Bu aramızdaki kopmaz bağ inançtan sevgiye, dönüşen sevgi de yeniden inanca tutundu. Vera koyalım mı? İnanç demek de.

Rüzgar sakalını sıvazlayıp bir müddet düşündü.

- Vera, güzelmiş hayatım, beğendim. , Ayvera koysak nasıl fikir? Yeniden kızımız olursa da Gülneva koyarız, uyumlu uyumlu gezerler.

- Aaa, güzelmiş aslında hayatım Ayvera olur bence.

- O zaman bizim Ayvera'mız mı geliyor?

- Evet sevdiğim.

Rüzgar karısının ellerini öpüp sıktı. Dudağına bastırıp masada tutmaya devam etti.

- Oğlumuz olursa ismi..

O an göz göze kalırken, Deniz onu konuşmadan anlayıp ağlamaya başladı. Ne diyeceğini yüreğiyle hissediyordu. O da bir vakit aynı şeyi düşünmüştü ve bu iki kalp aynısını istiyordu. Gözlerini sıkıca yumup damlaların akmasına izin verdi. Derin bir iç çekti. En büyük hasretiydi, en büyük sevdasıydı...

- Şerwan olsun mu Deniz'im?

Deniz hiçbir şey demeden ayağa kalkıp kocasına sarıldı. Rüzgar kolunu açıp karısını belinden sararken iki eliyle sırtını, belini sıvazlıyordu. Omzunda iç çeke çeke ağlayan karısına sıkıca sarılıyordu. İri bir bedenin koruyup kolladığı bir kadın ve ikisinin arasında aşkların meyvesi, Ayvera vardı. Başını çekip dip dibe kaldıklarında Oğuz Rüzgar'ın karısının şiş karnını öptü. Yakında kızını da böyle öpecekti. Baba oluyordu, heyecanlıydı ve korkuları vardı.

Mahalleye indiğinde ağalar, muhtarlar kahvede otururken onu tebrik etmişti. İçlerinde soy devamı için erkek evlat dileyen de vardı, cahilliklerine vurup eyvallah deyip geçmişti. Oğuz Rüzgar akıllı adamdı, kız erkek hepsi evlattı, birinin değeri fazla, diğerinin az olamazdı. Şu muhteşem kadından, doğuran tanrıça gibi gördüğü aşık olduğu kadından kızı olacaktı, daha ne dileyebilirdi Allah'tan?

- Sizi veren rabbime binlerce kez hamd olsun.

- Amin hayatım.

Rüzgar uykusu gelen karısını alarak yatak odasına çıktı. Yatağı açıp karısını yerleştirip üstünü örttü. Yatağın etrafında dönüp kendi tarafına geçip yatağın içine kıvrıldı. Karısını kendisine çekip saçlarını okşadı. Deniz uyuklar esnadayken huzurlu uyuması için ona her gece bir şeyler anlatıp saçıyla oynuyordu. Bu gece ona, evlendikleri ilk gün nasıl aşık olduğunu anlatmaya başladı. Hem o günü hatırlamış, geçmişi yad etmişti.

- Hem asi, hem ürkektin. Bana dikleniyordun ama bir kızdan da kıskanmıştın. -Küçük bir kıkırdama sonrası devam etti.- Tanışmaya geldiğimiz ilk akşam yeşil elbisen vardı üzerinde, fotoğraflardan gördüğümden daha melektin. O kadar güzel bulmuştum ki seni, sevmek için bahane aramıştım. Evliliğimizin ilk gününde seni beyazlar içinde kendime emanet ederken o aşkın ateşi ilk kez yüreğimi kavurdu ve ben de sana, seni sevebilirim dedim...

Deniz kapalı gözleriyle o anları hatırlarken, uykulu bir şekilde mırıldandı.

- Hayır, ilk ben dedim seni sevebilirim diye, güzelliğimden ayna çatladı şakama gülmemiştin çok utanmıştım. Diye kıkırdadı.

Deniz ( FİNAL) Where stories live. Discover now