BÖLÜM 2

6.6K 150 228
                                    

.
.
.
...12 yıllık yürek yangınını, sadece denizle söndürebilirdi. Aşkın şarabını sadece onun dudaklarından içebilir,
Yaşam nefesini onun yanında oluşuyla alabilirdi....





Deniz o akşam çok zor uyumuştu. Mutluluktan mıydı yoksa kahveden miydi bilmiyordu ama o anı tekrar yaşamak istiyordu. Fezar ile karşılıklı oturup saatlerce derin bir sohbet etmek istiyordu. 2 aydır ilk defa bu kadar yakınlaşıyordu ona.

Fezar ile ettiği gece yarısı sohbetinin üzerinden 5 gün geçmişti. Onu bazen sigara içerken izliyor, hareketlerini, tepkisini, bir olaya karşı takındığı tavrı aklına milim milim kazıyordu. O akşam Fezar ona numarasını vermişti ama Deniz korkuyla karışık heyecanından henüz yazmaya cesaret edememişti. Fark etmişti de, günleri Fezar'la daha dolu dolu geçiyordu.

Fezar günün belli saatlerinde ortadan kayboluyor, Deniz de o vakit oyalanacak şeylerle uğraşıyordu. Fezar anlamasa da Deniz sırf biraz daha yakın olabilmek, kendisini fark ettirebilmek için onun çevresinde dolaşıyor, çalışanların yemeklerini götürüyordu.

Deniz bu sabah çok erken açmıştı gözlerini güneşi doğmamış havaya. Aslında daha uykusu vardı ama uyumak istemiyordu. Güneşin doğmasına ramak kala o basınçsız, nemsiz havayı çok seviyordu. Daha kimse uyanmamışken dışarıda biraz vakit geçirebilmek, temiz hava alabilmek için yatağından kalktı. Dişlerini fırçalayıp, saçlarını taradıktan sonra dolabından en sevdiği kırmızı elbisesini çıkardı ve giydi.

Daha kendisine yarım yamalak gelebilmişti ki yine aklına Fezar düşmüştü. O sıra güzel kokusunu sürünüp odasından çıktı.

Deniz'i odası dördüncü kattaydı. Çatı katında kendisine ait bir odası vardı. En üst katta tabiki sadece onun odası yoktu. Kütüphane, üç tane de ayrı çalışma odaları bu kata eşlik ediyordu.

Orta katta her bir ailenin kendisine ait odası vardı. Kenan'ın, Kemal'in, Bekir Ağa'nın hatta Bennu'nun...

Murat ve Kubilay ise ilk katta kalıyordu.

Zemin katta, yemek odası, oturma odası ve mutfak vardı.

Evin tam sol çaprazında orta büyüklükte bir müştemilat vardı, çalışanların kaldığı.

Üzerine çektiği kalın hırkaya sıkı sıkı sarılıp merdivenlerden indi. Hava kasvetli ve bir o kadar güzeldi.
bir ihtimal diyerek mutfağa doğru yöneldi. Belki kahvaltı ediyorlar ve Fezar da orada bulunuyordu.

Mutfağa girdiğinde tam tahmin ettiği gibi olmuştu. Hisleri onu yanıltmamıştı. Korumalar ve evde çalışanlar kahvaltı ediyordu.

Halit ayağa kalkıp

"Hoşgeldiniz Deniz Hanım, bir ricanız mı vardı bu saatte?"

Diyince herkes kahvaltısını yarım bırakıp ona günaydın demişti.

Deniz yüzüne çok yakışan o gülümsemesini takınıp herkese "günaydın" dedikten sonra Halit'e döndü.

"Yok Halit abi. Erken kalktım kahvaltı etmeye geldim." Dedi.

"Gel güzel kızım, ben hemen sana servis açayım." dedi Ümmüye Teyze.

Kendisine çay doldururken Deniz:

"Yok Ümmüye teyze otur sen ben geliyorum şimdi." dedi.

O sırada birkaç kişi işlerine geri dönmüş mutfaktan çıkmışlardı.

Deniz, çayını, tabağını, çatalını alıp sofraya oturdu.
Fezar, Halit, Samet, Şeniz, Avşin, Ümmüye teyze ve kendisi vardı.

Güzel geçen kahvaltı dakikalarının ardından bu sefer sohbet baya koyulaşmış çaylar gırla içilmişti.

Deniz ( FİNAL) Where stories live. Discover now