Bir de bakmışsın ki ben gelmişim
Böyle dilim susar da elim, elim dokunmaz olursa eğer
Bil ki varmışım yani
Yüreğim sakınır, gözüm seyirir
Olur da, olur da susmuşsam yani
Giyindiğin çiçeklerin ardı da temizse
Ve en karasındaysa gün
Bil ki kavuşmuşum yani
O mağrur gözlerinden öperim
Sarılırım, iki gözümün çiçeği
Gözünü seveyim, iyi bak kendine
Hasretle selam ederim
Belki, belki çok uzaklardasın
Belki bir o kadar da yakınlardasın asıl
Yüreğimdesin, derindesin yani
Öyle güz vakti çiçeğe durmaya endişeli
İnce bir gül dalısın en derinde
Penceremde ki vapurun yazması kara
Senin hasretinse içimde ömürlük yara
Benim canım, ciğerim
İki gözümün çiçeği
Nasıl diyeyim sana
Bi' o kadar
O kadar ışte
O kadar...
Merdivenlerden inerken eline kırmızı yazması tutuşturulmuştu. Neden takması gerektiğini anlayamadan, ince uzun parmakları arasındaki kıpkırmızı yazmasına baktı. Oranın adetine göre kırmızı yazma takmak kızın bekar olduğunu temsil ederdi.
Biraz uzağında duran arabaların gelişini seyretti. Kapı girişinde ise konaktaki herkesin oraya doluştuğunu gördü. Her biri özenle giyinmişti. Sanırım gelenler önemli kişilerdi. O da ortama uyum sağlayarak oldukça uygun giyinmişti. Kadınların yanına gidip birkaç adım geride durdu. Derin bir nefes alıp arabaların durduğunu gördü ve masum bir gülüş yerleştirdi dudaklarına.
Arabadan inenlere tam bakacakken ayaklarına dolanan şeyden bir anda korkup yere baktı. Buralarda dolanan kediler oldukça fazlaydı ve şuan ayaklarında Mırmır şirinlik yapıyordu. Önüne gelen birisini hissettiğinde ona bakıp ''hoşgeldiniz.'' diyerek kadının elini öptü. Nihayet dikkatini kediden çekebilmişti.
Ceyda Hanım, kızı dikkatli inceleyerek ''Hoşbulduk kızım.'' dedi ve uzunca gülümsedi. Kemal dayısı ile el sıkışan adamı görünce onu daha önce gördüğünü fark etti. Demek onlara misafir gelen aile, geçen cüzdanını düşüren adamın ailesiydi. Bir an duraksayarak etrafı inceledi. Alayça yengesi uzun ve siyah saçlı bir kıza sarılıyordu. Yengeleri, dayıları, dedesi ve ninesi çok güler yüzlü davranıyordu. Herkes birbirine karışmış bir vaziyetteydi. Ondan biraz uzakta, kapının sağında Murat ve Kubilay'ın, arkası dönük birisiyle el sıkıştığını gördü.
Ona doğru gelen siyah saçlı gülümseyen kıza gülümseyerek karşılık verip sarıldı ve '' Siz de hoşgeldiniz.'' dedi. Kız aynı şekil gülümsüyordu. Giydiği mor fistanı esmer teninde çok güzel parlıyordu.
'' Hoşbuldum, Ben Hayat.'' dedi.
Deniz adını duyduğuna memnun kalarak '' Ben de Deniz.'' diye karşılık verdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/197600351-288-k247826.jpg)
YOU ARE READING
Deniz ( FİNAL)
Teen Fiction~KÜÇÜK BİR DENİZ KIZI HİKAYESİ ~ Başını yana yatırıp kollarını açtı. Parmak uçlarında, kesimlerde, her bir zerresinde efil efil esen rüzgarın huzurunu hissetti. Başını kaldırdı ve ellerini aşağı indirdi. Ayaklarında, ellerinde, her bir zerresind...